11 Eylül’ün üzerinden 19 yıl geçti
Modern zamanların en büyük terör saldırılarından birisi olan 11 Eylül’ün üzerinden tam 19 yıl geçti. O gün doğan çocuklar bugün üniversite çağına geldi, ancak saldırının küresel etkileri hala taze.
ABD 11 Eylül 2001’de büyük bir terör saldırısıyla sarsıldı.
Teröristler kaçırdıkları iki yolcu uçağı New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne çarptı. Üçüncü uçak ise Virginia’daki Savunma Bakanlığı Pentagon binasına düşürüldü.
Terör saldırılarında 3 binden fazla insan hayatını kaybetti.
New York yaralarını sardı, ancak artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. .
Dönemin ABD Başkanı George Bush, kameraların karşısına geçti, dünyaya seslendi.
NATO ve Amerikan ordusu 19 yıldır Afganistan’da
Çoğu Suudi Arabistan vatandaşı 19 teröristin düzenlediği 11 Eylül terör saldırılarının etkisi bugünlere uzanan olayları tetikledi.
ABD saldırıları düzenleyen El Kaide ve terörist Usame bin Ladin’in peşine düştü.
İç ve dış politikada bir dizi önemli değişikliği yürürlüğe koyan ABD, önce Afganistan’ı, daha sonra da Irak’ı “terörle mücadele” stratejisi kapsamında işgal etti.
Amerikan ordusu Ekim 2001’de Afganistan’a girdi. NATO da tarihinde ilk kez 5’inci maddeyi harekete geçirerek Afganistan’ın yolunu tuttu.
NATO ve Amerikan ordusu 19 yıldır Afganistan’da. Bu süreçte ne Afganistan refaha kavuştu ne de ülkede siyasi istikrar sağlandı.
Afganistan’dan çekilmek isteyen ABD Başkanı Trump, Taliban ve Afganistan yönetimi arasında arabuluculuğa soyundu. Müzakereler devam ederken saldırıların da ardı arkası kesilmiyor.
11 Eylül saldırılarının ardından ABD, Afganistan’dan yaklaşık iki yıl sonra Mart 2003’te bu kez Irak’ı işgal etti,, kitle imha silahları ve “özgürleştirme” söylemiyle girdiği Irak’ta 1 milyonu aşkın insan öldü.
Ülkede o günden bugüne kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı.
Eski ABD Başkanı Bush’un teröre karşı savaş söylemi, 11 Eylül’ün ardından işgale uğrayan Afganistan ve Irak’ın yanı sıra islam dünyasını doğrudan etkiledi.
Batı’da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artış yaşandı.
Devletlerin güvenlik stratejileri değişti, ulusal güvenliğe ayrılan kaynak artırıldı.