Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirme ve darbe girişimi süresince tüm Türkiye’de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirme çabası içerisinde oldukları gerekçesiyle birçoğu aynı dairenin eski çalışanı 32 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Darbe girişimi öncesi İstihbarat Daire Başkanlığında mühendis olarak çalışan Nusret Şehmuz Mungan, işi gereği çok defa fazla mesai yapmak zorunda kaldığını, 15 Temmuz’da da bu kapsamda görev yerinde olduğunu ileri sürdü.
Olay günü İstihbarat Daire Başkanlığında bulunmasının darbe girişimi kapsamında olmadığını savunan Mungan, “15 Temmuz’dan sonra izne ayrılacağım için 3 gün boyunca mesai yaptım. Olayları televizyondan takip ettim. Darbe girişiminde bulunmam ve katkı sağlamam söz konusu değildir.” savunmasını yaptı.
Üzerine atılı “FETÖ üyeliği” ve “askeri veya siyasi casusluk” suçunu da işlemediğini iddia eden Mungan, mahkeme heyetinden tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesini istedi.
49 milyon vatandaşın bilgileri hafıza kartında
Daha sonra savunma yapan eski İstihbarat Daire Başkanlığı personeli mühendis Nazmi Mert’e üzerine atılı suçlamalar hatırlatılarak, el koyulan eşyaları arasında bulunan bir hafıza kartında, 49 milyon kişinin Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) bilgilerinin bulunduğu ifade edildi.
Sanık Mert, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında görev yerine gitmediğini, girişim bitinceye kadar da evinden ayrılmadığını beyan ederek, İstihbarat Daire Başkanlığının ele geçirilmesi teşebbüsünde bulunmadığını iddia etti.
Yaptığı görevin teknik bir görev olduğunu ve bazı bilgilere erişimi konusunda kısıtlamalar bulunduğunu beyan eden Mert, bu nedenle istihbari nitelik taşıyan bilgileri elde etmesi ve yaymasının mümkün olmadığını öne sürdü.
El koyulan eşyaları arasındaki bir hafıza kartından 49 milyon kişinin MERNİS bilgilerinin tespit edilmesi konusunda da Nazmi Mert, söz konusu hafıza kartının da içinde bulunduğu dijital verilere usule uygun şekilde el konulup işlem yapılmadığını iddia ederek, suçlamaları kabul etmedi.
Savunma yapan sanıklar Bülent Günay ve Hasan Hüseyin Gerçek de suçlamaları kabul etmeyerek beraat taleplerini mahkemeye iletti.