“Ankara`nın yürütmüş olduğu siyaset, müttefik ülkelerin çıkarlarına zıt olsa bile itinasız olarak kendi devlet çıkarlarını temin etmeye dayanıyor.”
Bu fikrileri Yenicag.ru ile özel ropörtajında eski Ukrayna Askeri ve Dış İstihbarat Servisi (SZRU) Başkanı Viktor Gvozd söyledi.
Ukraynalı generalin sözlerine göre, Türkiye ve Ukrayna arasında askeri-teknik alan da dahil omak üzere tüm alanlarda iş birliği geliştiriliyor:
“Türkiye, hem Karadeniz Bölgesi’ndeki rolü, hem de ikili ekonomik, siyasi ve askeri ilişkiler açısından Ukrayna için önemli bir ülke olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Bugün Türkiye, Rusya’nın Karadeniz bölgesindeki ilhak politikasının en büyük caydırıcısıdır. Türkiye, bu görevi yerine getirirken hem kendisinin askeri-ekonomik gücüne, hem de NATO üyeliğine güveniyor.
Türkiye, Nükleer silah dışında şu anda Karadeniz bölgesinde askeri potenisel açısından Rusya`yı bir buçuk farkla geride bırakıyor. NATO imkanlarını ve ABD`nin Türkiye`nin İncirlik üsünde konuşlandırdığı 50`ye yakın nükleer bşlığı da dikkate alacak olursak eğer, ki bu rakam başkan Trump tarafından seslendirilmiş, bu fark iki defa artacaktır.
Bunun dışında Karadeniz`de stratejik boğazlar da Türkiye`nin kontrolü altındadır. Bu Türkiye`ye, politikasını Rusya`nın çıkarlarına karşı yönde sağlamlaştırmak açısından da olanak sağlıyor. Aynı zamanda Türkiye, Kırım`ın Rusya tarafından işgalini yasa dışı olarak görüyor ve Kırım Tatarlarına her türlü desteğini ifade ediyor. Bunun için de Türkiye`ye minnettarız.
Türkiye, Şubat ayında Suriye`nin İdlib bölgesinde Rusya`nın desteği ile Esad güçlerinin saldırısı sonucunda askerlerinin öldürülmesine cavap olarak hava sahasını Rus savaş uçaklarına kapattı. O zamanlar hatta Türkiye`nin Rusya askeri gemilerine Karadeniz boğazından geçişine izin verilmemesi konusu da tartışılıyordu. Diğer yandan Türkiye, bu saldırıların tekrarlanacağı taktirde Rusya`ya yönelik sert tehditler de seslendiriyordu.
Rusya`nın Ukrayna`ya karşı saldırgan tavırlarına rağmen Ankara, Kiev`le askeri-teknik alan da dahil olmak üzere bir çok alanda iş birliğini geliştiriyor. Şu anda Türkiye ve Ukrayna arasında farklı gerçekleştirme aşamasında olan 50`ye kadar askeri-teknik proje var. Bu projeler arasında Ukrayna`nın Türkiye`den altı Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İHA`lar ve bunlar için roketler alınması, Akıncı İHA`ları için Ukrayna üretimi motorların Türkiye`ye gönderilmesi dikkat çekiyor.
Türkiye, 2020`nin Şubat ayında Suriye`de Esad güçlerine karşı düzenlenen operasyonlarda Bayraktar İHA`larını da kullanmıştı. Bu İHA`larla Rus yapımı hava savunma füze sistemi, Pantsir S1 hava savunma sistemi imha edilmişti.
Türkiye`nin Aselsan şirketi, ABD`nin Harris şirketi ile birlikte Ukrayna ordusunda UKV ve KV iletişim ekipmanlarının NATO standartlarına uygun olarak modernizasyonunda önemli bir yabancı ortaktır.
Türkiye ve Ukrayna askeri-teknik iş birliğinin diğer önemli yönü de askeri gemi inşasıdır. Bu bağlamda, korvet ve füze teknelerinin ortak tasarımı ve üretimi, Türk savaş gemileri için güç motorlarının teslimatı gibi konular ele alınmaktadır.
Aynı zamanda Türkiye`nin politiklarında çifte yaklaşımların olduğunu da görüyoruz. Bakınız, Türkiye, ABD ve AB`nin Rusya`ya yaptırımlarını destekliyor, fakat onunla ticari ve ekonomik ilişkileri de sonlandırmıyor. Bu, askeri-teknik alana da ait. Türkiye`nin Rusya`dan S-400 hava savunma sistemlerini alması, ABD-Türkiye ilişkilerini zor duruma sokmuştu.
Bunun nedeni ise Ankara`nın yürütmüş olduğu siyasetin, müttefik ülkelerin çıkarlarına zıt olsa bile istinasız olarak kendi devlet çıkarlarını temin etmeye dayanıyor olmasıdır.
Türkiye bu zaman ABD-NATO-AB ve Rusya arasındaki gerilimlerden faydalanıyor. Dolayısıyla Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik konumunu kullanarak kendini güçlendirmeye çalışmaktadır.”
Konuştu: Kafkas Ömerov
Çeviri: Agil Bekir
www.yenicag.info