Akıllı telefonların getirdiği kolaylıkların yanında götürdükleri de hayatımızı çok ciddi etkiliyor.
Günde 14 saat akıllı telefon kullanan insanların obeziteye yakalanma olasılığı 4 kat daha fazla. Telefon kullanımını 1.5 saat ile sınırlayanlar ise çok daha fit, kalp ve akciğer sağlıkları daha iyi.
% 28’imiz kalkar kalkmaz telefona bakıyor. Uyandıktan yarım saat sonraki süreçte her 10 kişiden 9’u telefonuna bakıyor. Dünya genelinde telefonla uyuyakalanların oranı % 63’e ulaşmış durumda. Türkiye’de yatmadan 5 dakika önce telefona bakanlar % 51 oranında. Oysa bu alışkanlık iki fincan filtre kahva içmekle neredeyse aynı. Telefonların yaydığı mavi ışık uyku düzenimizi belirleyen melatonin hormonunu bastırıyor ve 3 saatlik bozulmalara yol açabiliyor.
Trafik kazalarının % 60’ı artık cep telefonu kullanımı kaynaklı ve alkol kullanım oranını geçmiş durumda. Carnegie Mellon Universitesi araştırmacıları, telefonla konuşurken beyin aktivitelerimizin % 37 düştüğü bulgusuna ulaşmıştı. Trafikte telefon bu nedenle yasak. Çünkü tepki süremizi 0.6 saniyeden 0.9’a düşürüyor. 60 km hızla giderken bu gecikme 15 metreye denk. Hızınız biraz daha fazlaysa ölümcül bir kazaya davetiye çıkarıyorsunuz. Yaya olunca da durum değişmiyor. Cep telefonuyla konuşmayı kazasız atlatsanız dahi sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığı 4.8 kat, 15 dakika içinde ise 1.3 kat daha fazla.
Baş ağrısı ve migren başta olmak üzere fazla akıllı telefon kullanımı pekçok nörolojik hastalığı tetikleyebiliyor. Depresyonda olan insanların günlük cep telefonu kullanımı ortalaması, Northwestern Üniversitesi’ne göre 68 dakika olurken, sağlıklı insanlarda ise bu süre dörtte bir oranında. Üniversiteli kızların günde attığı 100’den fazla mesaj ve internette geçirdikleri süre 10 saati bulabiliyor. Bu, arkadaşlarıyla geçirdikleri sürenin çok çok daha fazlası. Telefonlarımızı günde ortalama 70 kez kontrol ediyoruz. Bu, her 15 dakikada bire denk geliyor.
Issız bir adaya düştüğümüzde yanımıza alınacak şeyler arasında birkaç sene öncesine dek akıllı telefonlar yoktu. 24 saat telefonlardan mahrum bırakılan insanlarda fiziksel ve mental sıkıntılar, panik, içekapanıklık gibi durumlar gözlemleniyor.
Araştırmalara göre 16-24 yaş arasındaki gençlerde sırt ağrısı şikâyeti % 45 seviyesine geldi. Üstelik günlük bir ağrı da değil. Üçte biri bu ağrıyı her gün çekiyor. Mesajlaşmaya bağlı el ve bilek krampları, karpat tüneli, parmak deformasyonları da gitgide artıyor. Akıllı telefonlarla bu denli içli dışlı olmak görüş kalitemizi de bozuyor. Sarı nokta rahatsızlığına yol açarak merkezi görüş yetisinin kaybını tetikleyebiliyor. Görme bozukluklarının % 55’inin cep telefonu kaynaklı olduğu araştırmalarla bulundu. Her 20 dakikada bir 20 saniye boyunca 5-6 metre uzaklıkta bir objeye odaklanmak biraz durumu kurtarabilir. Akıllı telefonlar doğrudan işitme bozukluğuna yol açmıyor ama ses kapasiteleri 100 desibeli geçebilen modelleri var. Kulaklıkla bu desibelde 4 dakika müzik dinlerseniz duyma sorunu yaşamanız işten bile değil.
Arizona Üniversitesi bilimadamlarının araştırmalarına göre akıllı telefonlarda, tuvaletlerden 10 kat daha fazla bakteri bulunuyor.
Akıllı telefonlarla insanların aynı anda birden fazla iş yapma kapasitesinin geliştiği bulunmuştu fakat çalışırken araya ne kadar çok telefon girerse verim ve kalite de o denli düşüyor. Essex Üniversitesi araştırmalarına göre sohbet esnasında cep telefonuyla ilgilenmek empati ve duyarlılığı, ilişki kalitesini düşürüyor. Karşı tarafta da ilgisizliğe yol açıyor. Sık telefon kullanımının Maryland Üniversitesi tarafından araştırmalarda bencilliği artırdığı ve iyilik, gönüllü aktivite isteğini azalttığını saptadı.