Avrupa ekonomisinin 2016 karnesi çok zayıf

Avrupa ekonomisi, artan siyasi belirsizlikler ve zayıf makroekonomik göstergelerle 2016 yılında genel olarak düşük bir performans sergiledi.

Avrupa ekonomisinde, AB’yi dağılma riskiyle baş başa bırakan siyasi belirsizlikler, bankacılık sektöründeki çalkantı, büyüme ivmesinin zayıf hızı ve bir türlü istenilen seviyeye ulaşmayan çok düşük enflasyon oranı gibi göstergeler geçen yıl dikkati çeken gelişmeler olarak sıralanırken, Avrupa ülkelerindeki yüksek genç işsizlik (25 yaş altı) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin sık sık dile getirdiği yapısal reform eksikliği de öne çıkan diğer konular oldu.
ECB’nin 9 Mart 2015’te 60 milyar avro seviyesinde başlattığı ve daha sonra 80 milyar avroya yükselttiği devlet tahvil alımını da kapsayan varlık alım programı (parasal genişleme), bölge ekonomisinin canlanmasına katkı sağlamasına karşın bölgede istenilen büyüme ivmesi yakalanamadı. Enflasyon ise hedeflenen yüzde 2’ye yakın seviyeye bir türlü yaklaşmadı.

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma (Brexit) kararı, Avro Bölgesi’ndeki çevre ülkelerin kalıcı borç sorunlarının çözüme kavuşmaması, aşırı sağcı siyasi hareketlerin popülerliğini artırması ve ABD’de başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanması gibi gelişmeler, geçen yıl Avrupa’nın siyasi ve ekonomi gündemini meşgul etmesinin yanı sıra yatırımcı güveninde de olumsuz etkilere neden oldu.
Avrupa ekonomisindeki ekonomik ve politik sorunların yanı sıra terör olayları ve sığınmacı krizinin başı çektiği sosyal sorunlar da piyasalar ve bölge ekonomisini uzun süre baskı altında tuttu.

ENFLASYON İSTENİLEN SEVİYEYE ULAŞAMADI

ECB Başkanı Mario Draghi’nin ise “inatçı düşük enflasyonla” mücadelesi sürüyor. Bankanın aldığı radikal tedbirlere karşın Avro Bölgesi’nde bir türlü toparlanamayan çok düşük enflasyon sorun olmaya devam ediyor. Son verilere göre, 19 üyeli Avro Bölgesi’nde geçen yılın kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 0,6 olarak ölçüldü. Yıllık enflasyon ekimde ise yüzde 0,5 yükselmişti.
Uzun süreli çok düşük enflasyonla mücadele eden ECB, Avro Bölgesi’nde fiyat istikrarını sağlamak için yüzde 2’ye yakın seviyede enflasyon hedefliyor. Enflasyon oranı, bankanın aldığı cesur tedbirlere karşın hala hedeflenen seviyenin oldukça altında seyrediyor.

BANKACILIK SEKTÖRÜ CİDDİ KAYIPLAR YAŞADI

Avrupa’da yatırımcılar açısından ekonomik büyüme ve enflasyonun 2015’in başında hedeflenen seviyeye geleceği gibi beklentiler nedeniyle en güvenilir yatırım araçlarından biri olarak kabul edilen Avrupa bankacılık sektöründe ise geçen yıl sular durulmadı.

Avrupa bankacılık sektörü, küresel ekonominin zayıflaması, Brexit kararı ve Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin (EBA) temmuz ayı sonundaki stres testini açıklamasının ardından yaşanan dalgalanma nedeniyle zor günler geçirirken, bölgenin büyük bankaları da ciddi kayıplar yaşadı.
Bankaların kriz durumlarında dayanıklılığını ölçen testin sonuçları, Avrupa bankalarının kriz durumunda yeterli sermaye bulundurabileceğine işaret etse de yatırımcıların, Avrupa bankalarının geleceği ve stres testinin yeterliliği konusundaki kaygılarını ortadan kaldırmadı.
Stres testi sonuçlarının açıklanmasıyla Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank, İtalya’nın en büyük bankalarından UniCredit ve İsviçre’nin önemli bankalarından Credit Suisse gibi bankaların hisseleri ciddi oranda etkilendi.

Öte yandan, bölge genelinde görülen sorunlara ek olarak Avrupa’nın lokomotif ülkesi konumundaki Almanya da zorlu bir yıl geçirdi.
Almanya, sığınmacı krizinde en fazla sorumluluğu üstlenen Avrupa ülkesi olarak dikkati çekerken, başta Volkswagen olmak üzere Lufthansa, Deutsche Bank ve Commerzbank gibi birçok köklü Alman kuruluşunun son yıllarda mali ve idari açıdan sıkıntılı günler geçirmesi de Avrupa ekonomisini olumsuz etkiledi.

Kaynak: AA

yenicag.info