Saygıdeğer Soydaşlarımız,
Kıymetli Dindaşlarımız!
Karanlıkları aydınlatan, dünyaya barış sevgi ve hoşgörülü bakmayı talim eden, dinimizi müjdeleyen kitabımıza yönelik İsveç’te yaşanan rezalete tepki göstermek ve itiraz etmek maksadıyla size hitap ediyoruz .
Malumunuzdur ki Kuran, Peygamber Efendimize 610 yılında Hira mağarasında inzivada iken inmeye başlamış olan mübarek kitabımızdır. Oku! Telkini ile yol gösteren , adaleti ve merhameti idrak etmemizi sağlayan, yolumuzu aydınlatan kırââtımızdır. İnam ve inanç sahibi her Müslüman için mübarektir Kuran’ı Kerim.
Malumunuz olduğu üzere İsveç (hem de Danimarka) vatandaşı olan Rasmus Paludan isimli siyasetçi Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde mübarek kitabımız olan Kuran’ı Kerim’i yaktı. Bu utanç verici eylem karşısında İsveç Dışişleri Bakanı Billstrom da Twitter’dan, “İsveç’in çok geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü var fakat bu İsveç hükümetinin ya da benim bu fikirleri desteklediğim anlamına gelmez” dedi.
Özrü kabahatinden büyük şu açıklama aslında İsveç ‘in gerçek yüzünü ve hoşgörüsüzlüğünü aynı zamanda gizletmeye ihtiyaç duymadığı İslam düşmanlığını ortaya koymuştur.
Teröre destek veren ülkelerin başında gelen İsveç ,İslam karşıtlığı ile bilinen ve daha önce de şuna benzer eylemler gerçekleştiren aşırı sağcı Paludan’ın uluslararası kurumlara gün ve saat vererek deklare ettiği İslamiyet’in mübarek kitabı Kuran’ı Kerim’i yakmak gibi aşağılık olayı engellemeyerek tüm dünya Müslümanlarını ciddi şekilde rencide etmiştir.
21.yüzyılda adeta Anadolu Haçlı seferlerini gerçekleştiren zihniyeti ortaya koyan Müslüman nefreti ,İsveç devlet makamları tarafından “ çok geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü “ saf safsatası ile aleni şekilde desteklenmiştir.
NATO üyeliği için Türkiye’nin olumlu görüşüne ihtiyaç duyan İsveç , ülkemizde dini değerlerimize sahip toplumsal hassasiyeti hiçe sayarak bu tür eylemlerin yapılmasını müsaade ediyor, İslam karşıtlığını kontrol etmekte zorlanıyorsa o ülkede iktidar böylesi aşırıcı grupların eline geçtiğinde ehli Müslime neler yaparlar , siz düşünün.
Mübarek kitabımızı her fırsatta eleştiren , İslam dinini terörle özleştirmede bir mahsur görmeyen İsveç ve türevi batılı devletler dünyanın en mübarek dininin taşıyıcıları olan Müslümanların İsa , Musa , Meryem isimlerini çocuklarına verdikleri hakikati karşısında aynı hoşgörüye sahip olmadıkları için kendilerinden utanç duymalılar .
İslam, hem Tevrat’ı hem İncil’i
Mübarek kitabımız Kuran-ı Kerim aracığıyla bize Bakara 87.ayette böyle anlatıyor : “Hiç şüphesiz biz Mûsâ’ya kitabı verdik ve ondan sonra birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık mûcizeler lütfettik ve onu Rûhu’l-Kudüs ile destekledik.. Ama size ne zaman bir peygamber gelip de nefislerinizin hoşlanmayacağı, hevâ ve hevesinize hizmet etmeyecek hükümler getirdiyse, hemen büyüklük taslayarak, kimini yalanlayıp kimini de öldürüyordunuz, öyle değil mi?”
İşte, mübarek kitabımızın buyurmuş olduğu hevâsına yani nefsi (öfke ve şehvet gibi) kötü duygulara meyleden ve bu nedenle de İslamiyet’e kin ve nefret kusan Rasmus Paludan gibi “büyüklük taslayanlara” telin etmek için TADİV öncülüğünde altı yüzün üzerinde STK temsilcileri olarak buradayız!
Mübarek dinimiz ve kitabımız için biz bizler, beş kıtada mücadele ettik , örf adetlerimiz için çarpıştık savaştık. Allah’u Ekber sedaları altında er meydanında boy gösterdik ve göstermekteyiz .Hak Teâlâ insana özel bir düşünce kuvveti ve düşündüklerini değerlendirebileceği akıl yeteneğini vererek ona büyük ihsanda bulunmuştur. Bu düşünce ve akıl kuvveti ile biz Türkler,yüce duyguları idraki nedeniyle İslam Dünyasının hak sesi olmaya talip olduk. Bizim, bayrağımız kitabımız gibi değerlerimizden her hangi birine her hangi sebepten olursa olsa el uzatanın elini , dil uzatanın dilini koparacak gücümüz vardır!
Bizim, özümüz kaynağımız hakikatimiz budur !İnsanı özünden, kaynağından, hakikatinden ve değerinden uzaklaştırmak isteyenler kendi faydaları için bunu yaptıklarını düşünseler de kendi geleceklerine ve insanlık alemi için ne kadar büyük kötülük yaptıklarının maalesef farkında değildirler.
Çünkü Dünya hepimize ortak yaşam için bahşedilmiştir.
İsveç’te çeşitli bahanelerle dinimize saldıran, kitabımızı yakanlar menfur saldırı ile aslında insanlığa ait değerleri yakmış oldular.
İfade özgürlüğü adı altında farklıkları yok saymak , ötekileştirmek İslamofobiyi meşrulaştırmak kabul edilmezdir ve etmeyeceğiz !
Avrupa’da üç asır boyunca devam etmiş olan “cadı avcılığı”nın hortlamaması için ,
Dünya Müslümanlarını İsveç’te Türk Büyükelçiliği karşısında yapılmış iğrenç eylemi protestoya davet ediyor ve İsveç devletinden resmî özür bekliyoruz.
Dinimizin mübarek kitabı olan Kuran’ı Kerim’in Türk Büyükelçiliği önünde yakılması İslamiyet’in keskin Kılıç’ı ve bükülmez kalkanı olan Türkiye’nin gücünden Batı dünyasının endişesini ortaya koymaktadır .
İslam Teşkilatına dahil olan ülkeler başta olmakla Allah’u Ekber sedasıyla ellerin açıldığı ,duaların okunduğu tüm coğrafyalarda varlık gösteren Müslümanları
ve dininden asılı olmaksızın
diyalog, hoşgörü ve birlikte yaşama değerlerinin yayılması için gayret sarf eden insanları İsveç ‘te yaşanan insanlığın yüz karası olan rezaleti protestoya davet ediyoruz.
Çünkü İslam, Hazreti Adem’den itibaren bütün Peygamberlerin getirmiş olduğu mesajın ortak ismidir. İslam, barış, mutluluk demektir.
İslam’a saldırmak İnsanlığa saldırmaktır .
Kabul edilmezdir!
Mübarek kitabımıza dokundurmayız !
Not: Protestomuz 24.01.2023 Salı Günü Saat 14:00’te
İsveç Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilecektir.
Prof. Dr. Aygün Attar
T.C Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi
Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı