Azerbaycan Dışişleri: “Bu, Ermenistan’ın kendi olası provokasyonlarını örtbas etmeye yönelik bir adımdır”
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın önceki gün basına verdiği röportajda dile getirdiği asılsız görüşlere ilişkin açıklamada bulundu.
Bakanlık açıklamasında, “Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, 27 Temmuz’da basına verdiği röportajda, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik toprak iddialarında bulunmanın yanı sıra, müzakere sürecini ve varılan anlaşmaları, aynı zamanda tarihi gerçekleri büyük ölçüde çarpıtan asılsız spekülasyon yapmıştır.
Ermenistan tarafının bugüne kadar çeşitli uluslararası platformlarda verdiği söz ve taahhütlerden vazgeçerek yürüttüğü Azerbaycan karşıtı kampanya, aynı zamanda barış anlaşması müzakereleri ve uluslararası arabulucuların çabalarını boşa çıkaran söylemleri, Ermenistan’ın bölgede barış ve istikrardan yana olmadığını bir kez daha ispatlamaktadır.
Azerbaycan’ın Ermeni sakinlerin yeniden entegrasyonuna yönelik çabalarına destek vermek yerine, bu yöndeki provokatif ve mantıksız isteklerinin listesini sunan Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın agresif söylemlerinin uluslararası toplum tarafından gerektiği şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca eski Ermenistan-Azerbaycan ihtilafının gerçek nedenleri ve özünü çarpıtan, Ermenistan topraklarında Azerbaycanlıları hedef alıp öldürerek, Azerbaycan topraklarını işgal ederek, toplu katliamlar yaparak başlattığı ihtilafın sebebinin ‘Dağlık Karabağ halkının hak ve güvenliği’ meselesi olduğunu iddia eden, ‘Dağlık Karabağ halkı ve toprakları’ gibi sözde kavramları tekrarlayan Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın tarihi hatalardan ders çıkarmaması ciddi bir tehdit ve tehlike kaynağıdır.
Dışişleri Bakanı Mirzoyan’ın, Azerbaycanlıların şu anki Ermenistan topraklarından zorla çıkarıldığını inkar etmesi, Batı Azerbaycan Topluluğu’nun hakları ile Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni nüfusun hakları arasında paralel bir yaklaşım sergilenmediğini iddia etmesi ve bu yönde yürütülen müzakereleri inkar etmesi, Ermenistan’ın ilgili uluslararası yükümlülüklerini, sözleşmeler çerçevesindeki sorumluluğunu bozmak, aynı zamanda sistematik ve kasıtlı olarak yıllarca gerçekleştirdiği etnik temizlik politikasını meşrulaştırmak niyetinde olduğunu gösteriyor.
Ermenistan topraklarında yaşayan sivil Azerbaycanlıların fiziki olarak yok edilmesi, onlara karşı yapılan kanlı katliamlar ve tehditlerle halkın zorla tehcir edilmesi tarihi bir gerçektir. Ermeni tarafının provokatif iddialarına rağmen, şu anki Ermenistan topraklarında Azerbaycanlı nüfusa yönelik şiddet ve tehcirin boyutu hakkında tam bir fikir sahibi olmak için Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın, bölgede Azerbaycanlı ve Ermeni nüfusun oranındaki değişikliklere bakması yeterlidir. Bugünkü Ermenistan topraklarında bir zamanlar çoğunluğa sahip olan Azerbaycanlılardan hiçbir iz kalmadığı, bu faaliyetin organize ve amaçlı bir politikanın parçası olduğu iyi bilinmektedir.
Ermenistan yönetiminin Azerbaycanlıların güvenli ve onurlu bir şekilde kendi topraklarına geri dönme hakkını reddetmesi, yüzbinlerce Azerbaycanlının bulunduğu Batı Azerbaycan Topluluğu’nun Ermenistan yönetimine bu yöndeki diyalog çağrısına karşı çıkması ve bu haklara yönelik talebin ‘toprak iddiası’ olarak sunulması, Ermenistan’ın ‘insan hakları’na hiçbir değer vermeyen ve ‘etnik temizliğe dayalı tek etnikli devlet’ ünvanını korumaya yönelik sinsi politikasının bir göstergesidir.
Ermenistan Dışişleri Bakanı, Karabağ bölgesinin Ermeni nüfusunun haklarının bölgedeki Azerbaycanlı nüfusun haklarından asla üstün olamayacağını ve Azerbaycan’ın topraklarında yaşayan farklı etnik halklara eşit bir yaklaşım uyguladığını ve uygulayacağını anlamalıdır.
Ermenistan’dan Azerbaycanlıların sürülmesi sadece tarihi bir gerçek değil, aynı zamanda hem Sovyet Ermenistanı döneminde hem de 1990’lardan beri Ermenistan topraklarındaki binlerce Azerbaycan yer isimlerini kasıtlı olarak değiştiren, Ermenistan topraklarında Azerbaycan izlerini yok eden, tarihi eserleri tahrip eden, böylece Azerbaycan’ın tarihi topraklarını Ermenileştirmeye çalışan Ermeni tarafının, Azerbaycan’ın ‘Batı Azerbaycan Topluluğu’ ifadesini kullanmasını uluslararası hukuk ihlali olarak sunması ikiyüzlülüktür.
Bugüne kadar hiçbir anlaşma ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen Ermenistan’ın, Azerbaycan’ı hayali anlaşmaları reddetmekle suçlaması, Ermenistan’ın kendi olası provokasyonlarını örtbas etmeye yönelik bir adımdır. Ermenistan’ın bu yıkıcı faaliyetleri uluslararası toplum tarafından kınanmalı ve engellenmelidir.” denildi.