Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan’ın açıklamasına yanıt verdi.
4 Haziran 2023 tarihinde Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan’ın İçtimai Televizyon kanalına verdiği röportajda çeşitli yönlerde meselelerin içeriğini tahrif etmesinin, Ermenistan’ın üstlendiği sorumluluklardan kaçınarak hem uluslararası toplum arasında hem de Ermeni kamuoyunda kafa karışıklığı yaratma girişimlerinin kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, Hem Prag hem de Soçi görüşmelerindeki beyanlara ilişkin sınırların belirlenmesinin toprak bütünlüğü ve egemenliğin karşılıklı olarak tanınması temelinde uygulanmasının öngörüldüğünün altı çizildi.
Açıklamada, “Uluslararası deneyime göre, Ermenistan’dan farklı olarak Azerbaycan’ın şimdiye kadar bazı komşularıyla yürüttüğü sınırların belirlenmesi süreci özel olarak seçilmiş bir harita temelinde değil, bütün yasal önem taşıyan belgelerin analizi ve incelemesi temelinde uygulanmıştır. Bu tecrübenin Ermenistan ile de uygulanması mümkün. Bu bağlamda Ermenistan tarafının 1975 yılı haritasına dayanılması konusunda ısrar etmesi yerine sınırların belirlenmesi çalışmasına başlaması daha faydalı olurdu. Vatan Muharebesi sonrası ülkemizin Ermenistan ile sınırların belirlenmesi teklifine uzun süre yanıt vermeyen tarafın da Ermenistan olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Yaklaşık 30 yıldır Azerbaycan topraklarını işgal eden, Azerbaycan’ın 8 köyünü hala işgal altında tutan, varılan yazılı ve sözlü anlaşmalara rağmen silahlı birliklerini Azerbaycan topraklarından tam olarak çıkarmayan, 8 köyün teslim edilmesini çeşitli bahanelerle geciktiren ve askeri provokasyonlarını sürdüren ülkenin Azerbaycan’ı Ermenistan’a yönelik saldırıda suçlaması tamamen tamamen asılsızdır.
Üçlü bildirinin hükümlerine aykırı olarak geçtiğimiz yılın eylül ayında Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarından çekileceğini açıklayan Armen Grigoryan’ın söz konusu açıklamasıyla Azerbaycan’a yönelik saldırı eylemlerini nasıl sürdürdüklerini onaylamasını herkes hatırlıyor. Bu bağlamda Ermenistan’ın barış sürecine bağlı olduğunu popülist olarak beyan etmesi hiçbir mantığa uymuyor.
Röportaj sırasında Armen Grigoryan’ın Azerbaycan’ın tutuklu bulunan 10 Ermeni’yi serbest bırakma sözü verdiğini iddia etmesi, aslında Ermeni tarafının uluslararası insani hukuk ve hümanizm ilkelerine aldırış etmemesi, ülkemizin Ermeni tutuklulularının özellikle de yolunu kaybederek sınırı geçen 10’dan fazla Ermeni askerin koşulsuz olarak derhal iade edilmesi üzere güven artırıcı önlemlerine Ermenistan’ın karşılık vermemesi gibi eylemlerini örtbas etme niyetini gösteriyor.
Ermenistan tarafı üçlü bildirinin 9. maddesine aykırı olarak hala Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantısını açmaması, çeşitli bahanelerle süreci uzatması ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’ın batı bölgelerini birbirine bağlayan yeni ulaşım bağlantılarının inşasını sağlamak yerine siyasi polemiklere yol açması Ermenistan’ın süreci engellemesinin açık bir örneğidir.
Laçın sınır kontrol noktasından gün içinde onlarca Ermeni sakininin uygun prosedürlere uymakla her iki yönde serbest şekilde geçebilmesini hazmedemeyen bir Ermenistan yetkisilinin Laçın yolunun kapatıldığını iddia etmesi gülünçtür. Aynı zamanda Ermeni sakinlerin entegrasyonu konusuna müdahaleye hemen son verilmesi, Ermenistan’ın sözde değil fiili olarak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyulmasının bir göstergesi olurdu.
Bölgede barış sürecinin ilerletilmesi yerine Ermenistan’ın resmi bir yetkilisinin ülkesinin yeni bir silahlanma dönemine girdiğini beyan etmesi, bu ülkenin hala tarihten ders almadığını gösteriyor.
Varılan mutabakatları yanlış yorumlayarak, kendi yükümlülüklerinden kaçmak isteyen Ermenistan tarafına, bu yıkıcı faaliyetin bölgede barışın sağlanmasına hizmet etmemesinin yanı sıra öncelikle Ermenistan’ın aleyhinde olduğunu hatırlatıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.