Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mesele S-400 değil Türkiye’nin kendi iradesiyle hareket etmesi

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Seyrantepe Spor Salonu’nda gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) 5. Gençlik Buluşması programına katıldı.

Konuşmasına TÜGVA mensuplarını selamlayarak başlayan Erdoğan, TÜGVA’yı kurulduğu günden beri yakından takip ettiğini kaydetti. Erdoğan, “TÜGVA adeta kendisiyle yarışıyor. Vakfımız, ülkemizin 81 vilayetinde ve yurt dışında çok hayırlı hizmetlere imza atıyor. Amacımız dünya üzerinde iyi ve güzele dair ne varsa bütün bunları savunan bir gençliğin önünü açmaktır. Amacımız, daima hakkın ve adaletin tarafında olan bir nesli ülkemize kazandırmaktır. Elinde taşla, silahla, sopayla faydasız şeylerle değil, kitapla, bilgisayarla gezen, kafasını boş işlerle değil planla, projeyle meşgul eden, yüreği heva ve hevesle değil inançla, şefkatle ve cesaretle dolu bir nesil istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiyoruz ki bizim gençlerimiz insana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermesinler. İstiyoruz ki bizim gençlerimiz, kendilerini kullanılacak bir meta araç gibi gören örgütlere, yapılara asla itibar etmesinler. Öyle bir gençlik istiyoruz ki hangi görüşe mensup olursa olsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, kimseye zihnini kiraya vermemelidir.” diye konuştu.

Diploma avcılığı yaparak kariyer peşinde koşan değil, hakiki manada ilim ve hikmet arayışında olan bir gençlik istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Hepsinden önemlisi, imanı ve ahlakı hayatının merkezine yerleştirmiş bir gençlik istiyoruz. Bunun için 40 yıldır gece gündüz mücadele ediyoruz. Kendi gençlik yıllarımızdan başlayarak sivil toplumda, siyasette ve kamuda üstlendiğim her görevde böyle gençliğin yetişmesine katkıda bulunma hayaliyle çalıştık. Eskiden beri ülkemize saldıranların özellikle gençlerimizi hedef almasının çok bilinçli bir strateji olduğunu gördük. Yıllar boyunca bu ülkede kimi zaman sağcı-solcu dediler, kimi zaman alevi-sünni dediler, kimi zaman ilerici-gerici dediler, kimi zaman Kürt-Türk dediler ama her seferinde nesilleri mahvettiler. En son FETÖ hadisesi bize bir değil bir kaç nesle mal oldu. Aynı şekilde PKK da bu milletin bir kaç neslinin heba olmasına yol açtı.”

“Vampirlerin insafına terk edilecek hiçbir evladımız yoktur”
Türkiye’nin nüfusunun 82 milyona ulaşmasına rağmen hala güçlü bir insan kaynağına ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Tek bir evladımızın dahi terör örgütleri, ihanet çeteleri ve suç yapıları tarafından elimizden kopartılmasına rıza gösteremeyiz. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam uğruna hayatını hiçe sayacak Hazreti Ali’ler inşallah çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden Kudüs’ü Haçlılar’a mezar eden Selahaddin Eyyubi’ler çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden İstanbul’u fetheden Fatih’ler çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden Çanakkale’de bir Gazi Mustafa Kemal, Kut’ül Amare’de İstiklal Harbi’nde düşmanın yüreğine korku salacak nice kahramanlar çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden Hasan Tahsin gibi tek kurşunla İzmir’de özgürlük ateşini yakan, Ömer Halisdemir gibi tek kurşunla darbecilerin oyunlarını bozan yiğitler çıkacaktır.

Bu gençlerimizin içinden Nobel ödülü alan Aziz Sancar’lar çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden dava ateşimizi körükleyen Necip Fazıl gibi, Arif Nihat Asya gibi şairlerimiz çıkacaktır. Bu gençlerimiz içinden dünya çapında edebiyatçılar, sanatçılar, müzisyenler, sporcular, matematikçiler, kimyacılar ve doktorlar çıkacaktır. Dolayısıyla bizi vatan millet düşmanlarına kaptıracak tek bir gencimiz yoktur. Bizim vandallara, sokak çetelerine bütün bunlara kaptıracak tek bir çocuğumuz yoktur. Bizim 34 yıldır gençlerin kanı ve gözyaşıyla beslenen vampirlerin insafına terk edilecek hiçbir evladımız yoktur. Hepsine de aynı hassasiyetle sahip çıkmak zorundayız.”

“Biz haklı olanın güçlü olduğu bir dünya düzeni istiyoruz”
Bugün Türkiye’nin sadece bölgesinin değil dünyanın yükselen gücü haline gelmesinde gençlerin çok büyük katkısı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şayet yeteri kadar gücünüz varsa üzerine bir de iman ve ahlak eklediğinizde bunu hayırlı hizmetlere dönüştürebiliyorsunuz. İmansız ve ahlaksız güç ise maalesef zulme, hoyratlığa, haydutluğa, pervasızlığa giden bir yola girebiliyor. Türkiye gücün hayırlı kullanımının örneği ise İsrail tam tersi bir örnektir. Biz güçlü olanın haklı değil, haklı olanın güçlü olduğu bir dünya düzeni istiyoruz. Bunun için ne diyoruz? ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ diyoruz. Bunun için ‘Kudüs, kırmızı çizgimizdir.’ diyoruz. Bunun için Suriye’de güvenliğin ve huzurun sağlanması için çalışıyoruz.”

“Mesele S-400 değil”
Türkiye kendi ayakları üzerinde yükselmeye başladıkça hakkı ve hakikati daha gür bir ses ve seda ile ifade etme imkanı bulduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bundan rahatsız olanlar, hala eski günlerdeki kendi gemilerini yürütmenin gayreti içindedir. Amerika’nın S-400’lerle ilgili tavrı bunun bir örneğidir. Türkiye’nin bu hava savunma sistemini niçin aldığı, hangi şartlarda aldığı, ne şekilde kullanacağı açıkça ortadadır. Bu konunun, ne NATO’yla ne F35 projesiyle ne ABD’nin güvenliğiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını işin erbabı olan herkes biliyor. Peki, buna rağmen S-400 konusunda niçin ülkemizin üzerine böylesine hoyrat bir şekilde geliniyor? Çünkü mesele başka. Mesele S-400 değil, Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere bölgesindeki gelişmeler konusunda kendi iradesiyle hareket ediyor olmasıdır. Üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizdeki birtakım çevreler de kimi alenen kimi el altından aleyhimizde estirilen rüzgarlara nefes veriyor, destek veriyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar beyhudedir. Türkiye istiklali ve istikbali için girdiği 15 Temmuz başta olmak üzere, pek çok bedel ödediği, şehitler verdiği bu yoldan asla geri dönmeyecektir. Bugün bize S-400 aldığımız için böylesine yüklenenlerin, dün ülkemiz topraklarına teröristlerin roketleri, bombaları yağdığında mevcut sistemleri nasıl toparlayıp götürdüklerini biz unutmadık. İnşallah geçmişteki pek çok hadise gibi bu meseleyi de aklıselimin, mantığın, ortak çıkarların gerektirdiği şekilde halledeceğiz.”

“İnsansız hava aracı istedik, dostlarımızdan ama ne yazık ki vermediler”
Erdoğan, “Biz insansız hava aracı istedik dostlarımızdan ama ne yazık ki vermediler. Silahlı insansız hava aracı istedik, ‘Maalesef kongre müsaade etmiyor.’ dediler. Ne oldu sonra? Şimdi biz insansız hava aracını, silahlı insansız hava aracını yaptık mı, yaptık. Şimdi daha da ileri modelini yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

Şair Mehmet Akif Ersoy’un “Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak/Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak / Ye’s öyle bataktır ki düşersen boğulursun / Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun / Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar / Me’yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar / Sahipsiz olan memleketin batması haktır/Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.” dizelerini okuyan Erdoğan, meselenin bu olduğunu anlattı.

“Elinizdeki imkanların kıymetini çok iyi bilin”
Gençlere hitaben, “Sizler sahip oldukça batmayacak olan bu vatanı inşallah her geçen gün daha da yükselteceğiz.” diyen Erdoğan, Türkiye’de son 17 yılda, özellikle de son 6 yılda yaşananların gençler için paha biçilemez derslerle dolu olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 76 olan üniversite sayısının şu an 205’e ulaştığına, Türkiye’nin 81 ilinde üniversite bulunduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burslarımıza bakın, 45 liracık burs veriyorlardı, şimdi 500 lira burs veriyoruz. Nereden nereye? Bizim nesil her şeyi el yordamıyla öğrenmek, adeta ateşten gömlek giyerek tecrübeler edinmek zorunda kalmıştı. Siz öyle bir nesilsiniz ki aynı anda hem geçmişin hatıralarını hem geleceğin ışıltılarını görme imkanına sahipsiniz. Elinizdeki bu imkanların kıymetini çok iyi bilin. Ben sizlere güveniyorum. Bugün burada ‘Karşımda kim var?’ diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan ‘Ben varım’ diyen, dava ahlakının sahibi bir gençlik gördüğüm için Rabb’ime hamdediyorum.”

Salondaki gençlere “Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyuyor muyuz? Surda mukaddes mi mukaddes bir gedik açıyor muyuz? Rüzgara ‘Artık ne yandan esersen es.’ diye meydan okuyor muyuz?” diye soran ve gençlerden “Evet” yanıtını alan Erdoğan, “İşte bizim gençliğimiz, işte bizim geleceğimiz. İşte bizim en büyük hazinemiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere, yollarının hep açık olması ve zihin açıklığı temennisinde bulundu.