Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Milletimizin 16 Nisan halk oylamasında bize teslim ettiği emanete sonuna kadar sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasıyla ilgili, “Verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık. Ekonomi politikalarında Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilse böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı” dedi.
Hak-İş’in 14. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın bundan sonra ekonomi programlarına çok daha güçlü destek vereceğini söyledi.
Erdoğan, ‘MB ataması’na yönelik eleştirilere şu sözlerle yanıt verdi:
“Merkez Bankası Başkanlığı’ndaki görev değişikliği nedeniyle özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmemiz mümkün değil. Davul birinde, tokmak birinde, yanlış bir anlayış. Bedelini kim ödeyecek, siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu kim yaşayacak, banka başındaki. Yok böyle bir şey. Verilen karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini almıştır.”
İşsizliğin tek haneli rakamlara düşeceğine inandığını söyleyen Erdoğan, “Şimdi bize IMF’yi tavsiye edenler var. O kapı kapanmıştır. Bizim için IMF diye bir şey artık söz konusu değildir” diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yeniden referanduma sunulması yönündeki çağrıları eleştirerek, “Yeni yönetim sistemini baltalamak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bolu Belediyesi’nde genel başkanlarının hiç kimse dışarıya atılmayacak dediği halde Hak-İş mensubu kardeşlerimin kapıya konmasını kınıyorum. Sabah başka, akşam başka yalan söyleyenleri de milletime şikayet ediyorum. Bir kapı kapanır bir kapı açılır. Hukuk yoluyla haklarımızı savunacağız. Hak-İş konfederasyon olarak bu işin arkasındadır bizler de yanındayız.
Büyük büyük laflarla, yalanlarla, sloganlarla, içi boş vaatlerle milletimizi ve emekçilerimizi kandırmaya çalışmadık.
İş dünyamızla birlikte 2.5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğimize inanıyorum. Şimdi bize IMF’yi tavsiye edenler var. O kapı kapanmıştır. Bizim için IMF diye bir şey artık söz konusu değildir.
Hem kendi içimizdeki yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürülebilir zeminde yürütme imkanına kavuşacağız.
Ormancılık faaliyetleri ve orman yangınları ile mücadeleden dolayı işçi ihtiyacının had safhada olması gerekçesiyle bütün geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi. 4 aylık uzatma sürecini böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Hayırlı olsun.
Merkez Bankası Başkanlığı’ndaki görev değişikliği nedeniyle özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmemiz mümkün değil. Davul birinde, tokmak birinde, yanlış bir anlayış. Bedelini kim ödeyecek, siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu kim yaşayacak, banka başındaki. Yok böyle bir şey. Verilen karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini almıştır.
‘Faiz’ denilen, her türlü kötülüğün anası olan, hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık.
Orada tıkanıklık vardı. Bedelini tüm ülke birlikte ödüyorduk. Şimdi kimler savunuyor bunu? Dikkat ediyorum hep faizciler savunuyor. Ekonomi politikalarında Merkez Bankası, kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilse böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı.
(Enflasyon) Tek haneli rakamlara indirmek durumundayız. Bunu da başaracağız. Bunun başka çıkışı, izahı yoktur. Ama Türkiye’deki bazı faizciler, şunlar bunlar vesaire bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Kararlıyız, bu işi de bitireceğiz. Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın hangi türde şekillendiğini de en kısa zamanda göreceksiniz.
Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan yönlerini de süratle değiştireceğiz.
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni daha ileriye nasıl taşırız, eksiklerini aksaklıklarını nasıl düzeltiriz, onun yollarını arıyoruz.
Kılıçdaroğlu’ndan siyasi partilere parlamenter sisteme dönme çağrısı: Getirin kanun, tek adam rejimini kaldıralım
Bir yönetim sistemi kuruyorsunuz millete götürüyorsunuz, millet evet diyor. Şimdi çıkıyorsunuz yine referanduma götürelim diyorsunuz. Boyacı küpü mü bu? Milletimizin 16 Nisan halk oylamasında bize teslim ettiği emanete sonuna kadar sahip çıkacağız.
Bir takım sıkıntılar yaşıyorsak bunun sebebini burada arayacağız. Ehliyete, istişareye önem vereceğiz. Arkamızdan kuyumuzu kazan riyakarlar hedefimize ulaşmamıza engel olamayacaklar.
Tek adamcılık diyorsan biz bunu sizden öğrendik. İl başkanlarının vali olmasını biz bunlardan öğrendik. Böyle bir şey var mı? Valiler CHP’nin il başkanlarından oluşuyordu. Ama bunu genç nesil bilmiyor.
Samimi değerlendirmelerle fitne ve fesat girişimlerini hassasiyetle ayırt ediyor, gönülden gelen her sesi hazine değerinde görüyoruz. Tayyip Erdoğan, siyasetteki 40 yıllık varlığını da elde ettiği tüm başarıları da buna borçludur. Milletimizle irtibatımızın kesildiği, tabanımızla bağımızın koptuğu, kanaat önderlerimizle muhabbetimizin zayıfladığı gün zaten bizim de bittiğimiz gün demektir. Halbuki bizim daha milletimize yapacak çok hizmetimiz, ülkemize icra edecek çok işimiz, umudunu bize bağlamış insanlara verecek çok mesajımız var.”