Ermenistan, Azerbaycan’a akan Okçuçay Nehri’ni zehirliyor

Azerbaycan, Ermenistan işgalinden kurtardığı Zengilan bölgesinde acı bir gerçeği keşfetti. Ermenistan’dan Azerbaycan’a uzanan Okçuçay Nehri, ağır metallerle kirletiliyor. Nehirdeki kirlilik oranı öyle yüksek ki, toplu balık ölümleri görülüyor.

Okçuçay Nehri 83 km uzunluğunda. Büyük bölümü Ermenistan topraklarında yer alıyor.

Yakın zamanda Ermeni işgalinden kurtarılan Zengilan bölgesinden geçen nehir, Azerbaycan’a uzanıp Güney Kafkasya’nın en büyük ikinci akarsuyu Aras Nehri’ne dökülüyor.

Okçuçay Nehri’ndeki kirlilik seviyesi, Azerbaycan için son derece hayati önem taşıyor. Çünkü birleştiği Aras Nehri’yle Azerbaycan’ın tarım arazileri sulanıyor. Fakat Okçuçay Nehri sulama yapmaya elverişli değil. Ermenistan’daki maden işletmelerinin atık suları arıtılmadan nehre bırakılıyor. Nehrin içerdiği ağır metal atıkları sağlığı tehdit eder seviyede.

Zengilan’ın işgalden kurtarılmasından sonra Azerbaycan Çevre Bakanlığı, Okçuçay Nehri’nin su kalitesini ölçmek için test yaptı. Sonuçlara göre nehirde yüksek oranda ağır metal var. Demir oranı normal değerlerin 4 kat, nikel oranı 7 kat üzerinde.

Bu yüzden nehrin rengi zaman zaman beyaza hatta asit sarısına dönüşüyor. Mart 2021’de toplu alabalık ölümleri görüldü. Yüksek orandaki ağır metal sadece akarsu faunasını bozmakla kalmıyor. İnsan sağlığı için de son derece tehlikeli.

Ermenistan, Okçuçay Nehri’ne sanayi atıklarını boşaltıyor. Nehirde ağır metal seviyesi yüksek. Kirlilik seviyesi insan sağlığının yanı sıra fauna ve flora için de büyük tehlike taşıyor.

 

Konu ile ilgili açıklama yapan Azerbaycan Çevre Bakan Yardımcısı Vügar Kerimov şunları söyledi:

“Uluslararası laboratuvarlarla çalışıyoruz. Nehirden örnekler alınıp yurt dışında testler yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre nikel, bakır, molibdenum, çinko, demir, manganez gibi ağır metallerin seviyesi bazen 10 kat fazla çıkıyor. Bunun hem insan sağlığı hem de fauna ve floraya kalıcı zarar veren etkisi var. Su terörünün durdurulmasını talep ediyoruz. Bütün uluslararası kurumlarda bu meseleyi gündeme getiriyoruz. Hem iki taraflı hem çok taraflı düzeyde bu konuyu gündemde tutuyoruz” dedi.

Peki Okçuçay Nehri bu hale nasıl geldi?

Kerimov, “Sorumlu çevre katliamına kayıtsız kalan Ermeni yetkililer” dedi ve baş şüphelinin ise Ermenistan’ın en büyük maden işletmelerinden biri olduğunu kaydetti.

Zangezur Copper and Molibdenum Combine fabrikasının sanayi atıklarını hiç arıtmadan Okçuçay Nehri’ne boşalttığı sanılıyor. Bu varsayımı Ermenistan’da yapılan testler de birçok kez destekledi.

Kerimov, “Okçuçay’ın kirlenmesinde büyük payı olan Zengezur Bakır Molibdenum fabrikasının kurucusu Avrupa kökenli bir şirket. Almanya meclisine bu kirlenmenin durdurulması, önlenmesi için talepte bulunduk” diye konuştu.

Öte yandan Civilnet’in kasım 2019’da yayınlanan araştırma raporuna göre, söz konusu firmanın gizli bir ortağı var. Eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın damadı ve Ermenistan’ın eski Vatikan büyükelçisi Mikael Minasyan.

Dışişleri Bakanı Bayramov: Ekolojik bir felakete şahitlik ediyoruz

Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov da bir zamanlar işgal altında bulunan bölgelere Ermenistan’da ciddi ekolojik zarar verildiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Okçuçay Nehri’nde yapılan araştırmada, bu nehrin suyunda kabul edilebilir miktardan çok fazla kimyasal bulunduğu tespit edildi. Bunun nedeni de Ermenistan’daki bazı fabrikalarının atıklarının bu nehre dökülmesidir. Bu nedenle böyle bir ekolojik felakete şahitlik ediyoruz. Okçuçay, Aras Nehri’ne dökülüyor. Dolayısıyla bu durum sadece Azerbaycan’a değil İran’a da ekolojik sorunlar oluşturuyor. Bu konuya ciddi bir cevap istiyoruz. Ermenistan yönetimi, bunun sorumluluğundan kaçamayacağını anlamalı. Derhal fiili adımların atılmasını bekliyoruz.”

Hacıyev’den sorumlu şirketlere çağrı: Faaliyetlerinizi durdurun

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev ise bir tweet atarak bu konuya dikkat çekti.

Hacıyev tweet’inde madenciliğin en çok suya zarar verdiğini belirterek “Ermenistan’dan Azerbaycan’a akan Okçuçay Nehri çevresel felaketleri gözler önüne seriyor. Ermenistan madencilik endüstrisinin bir sonucu olarak ağır kimyasal kirlenme var. Bu işin sorumlusu olan şirketler faaliyetlerini durdurmalılar” diye yazdı.

 

Okçuçay nehri “sınıraşan su” olarak kategorize ediliyor. Çünkü tek bir ülkenin sınırlarında yer almıyor. Bu yüzden Ermenistan’da işlenen çevre suçları kelebek etkisi yaratıyor. Okçuçay nehrinin sularıyla birlikte zehir ve ölüm saçan sanayi atıkları da sınır öte tarafına Azerbaycan’a ulaşıyor. Çözüm mümkün. Bunun için işbirliği şart ama engel yaratan taraf yine Ermenistan oluyor.

Ermenistan, Helsinki Sınıraşan Su Yolları Sözleşmesi’ne taraf değil. 1992’de kabul edilen bu uluslararası belge, iki veya daha fazla devletin sınırlarını kat eden yüzey ve yeraltı sularının çevreye duyarlı kullanılıp korunması için uluslararası işbirliğini güçlendirmeye hizmet ediyor. Ama Ermenistan her zamanki gibi çözümü değil çözümsüzlüğü tercih ediyor. Okçuçay Nehri’nin geleceği belirsiz. Ermenistan üzerine düşeni yapmazsa çevre felaketi her geçen gün büyüyecek.

Okçuçay Nehri hakkında

83 kilometre uzunluğundaki Okçuçay Nehri, 1175 kilometre kare havza alanıyla Aras Nehri’nin sol koludur. Nehir akışının yüzde 46’sı kar, yüzde 10’u yağmur ve yüzde 44’ü yeraltı suyundan oluşur. Ortalama yıllık su deşarjı 10.0 metreküp/saniye, ortalama yıllık hacmi ise 315 milyon metreküptür.