6 senedir DEAŞ ile mücadele perdesi altında şov yapan Esed rejimi, İran, PKK ve 40’a yakın Devlet DEAŞ’e gözle görülür bir darbe vurmazken Türkiye, ÖSO unsurlarıyla beraber en az Rakka, Musul kadar önemli olan ve DEAŞ’in Dünyaya açılan kapısı konumundaki El Babı alarak tarihi bir zafer kazandı.
FIRAK KALKANI OPARASYONUNDAN NEDEN RAHATSIZLAR
PKK’nın,Esed rejiminin ve İran’ının bölgede işledikleri katliamları, Kurulmak istenen korsan ‘’PKK devletini’’ ve İran’ının mezheb yayılmacılığının meşruiyet kazanması, konuşulmaması ve ‘’Bakın biz bölgede olmasak DEAŞ gelecek…’’ propagandasını yapmaları ve kendilerine bir nevi meşruiyet kazanmaları için DEAŞ’in varlığı bunlar için gayet önem arz ediyor. Bunun için PKK devleti kurulup Esed iktidarını pekiştirip ve Suriye’den sünnilerin tehcir edilip ‘’İran molalarının’’ projeleri tamamıyla gerçekleşene kadar ‘’DEAŞ’in korunup kullanılması’’ gerekiyordu. Nitekim DEAŞ’in ortaya çıkış dönemi ve kurulduktan sonraki dönemde Esed rejimi ile fiili anlaşma yapıp Başta Halep’in Kuzeyini, Haseki,Deri Zor,Rakka,Dera’yı muhaliflerden alıp bir Kısımını PKK’ya bir Kısımını da Esed rejimine bırakması bunun en büyük göstergesidir.
Bütün bunlar yaşanırken ve DEAŞ ile ‘’al gülüm ver gülüm’’ taktikleri pürüzsüz işlerken Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekatını başlatıp kısa zamanda Cerablusu,Ardından Rayı sonra DEAŞ için ‘’Kutsal Meken’’ ilan ettiği ve bu sayede dünyanın her yerinden militan devşirdiği Dabıkı alıp sonrada El Bab kadar önemli ve stratejik bir şehri alması doğal olarak PKK,İran ve Esed rejimini paniktenmiş, ellerindeki argümanları ve ‘’İngiliz anahtarı’’ düşmeye yol tutmuştur.
İşte bu yüzden hiç kimse Türkiye’nin El Bab ve diğer zaferlerinden bahsetmedi. İçeride sessizlik, dışarıda sessizlik ve dünya medyasında derin bir suskunluk oldu.
Oysa hatırlayın, bütün sivil insanların sürülüp taş üstünde taş bırakmadan Kobani’nin, Minbicin, Palmira’nın alındığı zamanlar 2.Dünya savaşının bitişindeki gibi aylarca gündemde tutularak konuşulmuştu.
Hâlbuki Fırak Kalkanı operasyonu kapsamında alınan Başta El Bab vb. yerler Kobaniye, Minbice, Palmiraya göre kıyas edilmeyecek kadar fazla stratejik ve mühimdi. Bunun yanısıra Sivil ölümler olsa da bunun diğerlerine göre kıyaslanmayacak kadar az olması, Demografik yapıya kesinlikle dokunulmaması hatta ülkelerini terk eden insanların tekrar kendi köylerine, şehirlerine yerleştirilmesi de Fırat Kalkanı Hareketini değerlerinden ayıran bir başka özellikti.
PKK İRAN VE ESED REJİMİ NE PLANLIYOR?
Bütün planlarını ve projelerini alt üst eden Fırak Kalkanı harekâtından başta PKK,DEAŞ,Esed rejimi ve İran son derece rahatsız üstelik bunu da gizlemiyorlar ve en yetkili ağızdan gerek İran, Gerek Esed rejimi ve PKK ‘’Türkiye Suriye’de işgalcidir, bir an önce çıkması lazamdır’’ diye açıklama yapıyorlar. Bilindiği gibi Fırat Kalkanı Hareketi Cerablusu,Rayı,Dabıkı ve El Bab’ı aldıktan sonra bir sonraki hedefli Rakka ve Mimbiçtir. Fırat Kalkan’nı harekatının önünü kesmek için şimdi de ‘’ne kurtarsak kardır’’ diyerek Esed rejimi, DEAŞ,PKK ve İran fiili işbirliği yapıyorlar .Esed rejimi ve İran yukardaki haritada da göründüğü gibi El Bab’ın güneyinden doğuya, Fırat nehrine doğru ilerliyor. Rejim ilerlerken muhaliflere karşı yüzlerce canlı bomba eylemleri yapan DEAŞ, başta Nebat el Kebira ve Nebat el Saghira köyleri olmak üzere 30’a yakın köyden çekildi/çekiliyor böyle davam ederse Türkiye destekli muhaliflerin Rakka ve Mimbiç oparasyonları sekteye uğrayacak, derinden de olsa PKK koridorlarının birleşme şansı doğacak ve Rakka’da DEAŞ korunacak.
Furkan Azeri
Tr.Yeniçağ.Az