FETÖ’nün suikast timinin başındaki darbeci generalin yalanları

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki hain darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişiminde bulunan darbecilerin başındaki isim olan eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, diğer darbeciler gibi yargılama sürecinde örgütün inkar stratejisinin belirgin örneklerini sergiledi.

Hain darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemeler önünde hesap sorulan terör örgütü üyeleri, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar taktiği uyguluyor. İnkar taktiğini uygulayan FETÖ’cülerden biri de 15 Temmuz 2016 gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimini planlayan ve saldırıyı yöneten sözde “Yurtta Sulh Konseyi”nin üyesi eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimi ve 2 polisin şehit edilmesine ilişkin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüp sonuçlanan davanın örgüt elebaşı Fetullah Gülen’den sonra iki numaralı sanığı olan ve duruşmalarda ifade veren sanıkların “emri ondan aldık” dedikleri Gökhan Şahin Sönmezateş, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin seyrini değiştiren kahraman astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen ve kendisiyle aynı rütbede olan Semih Terzi’den emirleri aldığını iddia ederek, kendini aklamaya çalıştı.

Sönmezateş, başında olduğu suikast timinin iki polis memurunu şehit ettiği gecede, “Görevinin Cumhurbaşkanını sağ salim almak ve Akıncı Üssü’ne götürmek olduğunu, öldürme ya da ateş etme emri vermediğini” ileri sürdü.

Darbenin planlandığı villayı inkar etti
Duruşmalarda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) emir komuta zinciri içerisinde ihtilal yapıldığını düşünerek hareket ettiğini öne süren Sönmezateş, darbe girişiminden önce Ankara’daki bir villada FETÖ’nün imamlarının yaptığı toplantıda kendisinin bulunmadığını, söz konusu villanın nerede olduğunu bilmediğini iddia etti.

Duruşmalarda üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve “başı sıkışan” herkesin kendisinin adını ortaya attığını iddia eden Sönmezateş, FETÖ’cü olmadığını ileri sürdü.

Ancak FETÖ’nün darbe girişimi soruşturmasında “Şapka” kod adıyla gizli tanıklık yapan, mahkeme sürecinde kimliğini açıklayan eski Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanvekili Albay Hakan Bıyık, darbe girişiminin planlandığı Ankara’daki villada Sönmezateş’i gördüğünü söyledi.

Bıyık, verdiği “Adil Öksüz ile Sönmezateş villanın mutfağındaki oturma grubunda sohbet ettiler.” ifadesiyle, Sönmezateş’in yalanını gün yüzüne çıkarmış oldu.

“FETÖ’ye hizmet için 9 filoyu iki yerde birleştirdi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimi davasında, o dönem Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında değişik rütbelerde görevli 15 askeri personelin de ifadesine başvuruldu.

Gökhan Şahin Sönmezateş, mahkemedeki ifadelerinde FETÖ ile bağlantısı olmadığını savunup, “FETÖ’cü değilim. Hiçbir imamın, tarikat şeyhinin önünde diz çöküp, el öpmedim. Sosyal demokratım, Atatürkçüyüm.” dese de Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında değişik rütbelerde görevli tanıkların anlattıkları Sönmezateş’in savunmasını çürüttü.

İfadesine başvurulan Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı MAK ve İHK Filo Komutanlığında yüzbaşı rütbesi ile uçak pilotu olarak görev yapan tanık Erdal Yuca, Sönmezateş’in, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, personel üzerindeki örgüt kontrolünü etkinleştirmek üzere çalışma yürüttüğünü, bu amaç kapsamında darbe girişimi sonrasında Yunanistan’a kaçarken yakalanan ve o dönem Hava Kuvvetleri Komutanlığı Değerlendirme ve Denetleme Başkanlığında albay rütbesi ile görev yapan Murat Karakuş ile Türkiye genelindeki ana jet üslerinde bulunan 9 arama kurtarma filosunu birleştirerek, sadece İzmir ve Konya’da konuşlu olmasını sağladığını anlattı.

“Sönmezateş ve Kuzu’nun FETÖ bağlantısı”
Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı AKEM Anadolu Kartalı Eğitim Merkezinde subay öğretmen olarak binbaşı rütbesi ile görev yürüten tanık Edip Güney ve 135. MAK ve İHK Filo Komutanlığında astsubay rütbesi ile görev yapan tanık Olcay Kurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişimi eylemine bizzat katılan Gökhan Şahin Sönmezateş ile Zekeriya Kuzu’nun FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılı olduğuna ilişkin daha önceye dayalı duyumları olduğunu belirtti.

Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı 135. MAK ve İHK Filo Komutanlığında MAK (Muharebe Arama Kurtarma) personeli olarak astsubay rütbesi ile görev yapan tanık İzzet Özyürek de Sönmezateş ve Zekeriya Kuzu’nun, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olduklarını önceden beri bildiğini ve bu durumu üstlerine bildirdiğini, üstleri birleştirme projesinin de FETÖ’nün projesi olduğunu söyledi.

Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında yüzbaşı rütbesi ile uçak pilotu olarak görev yapan tanık Ersin Çöllü ise Gökhan Şahin Sönmezateş ve Murat Karakuş’un tüm itirazlara rağmen, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanının onayı ile arama kurtarma filolarının birleştirilmesini sağladığını beyan etti.

Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı Uçuş Hatları Bakım Tabur Komutanlığı görevini binbaşı rütbesi ile yürüten tanık Göksel Dağadası ve 135. MAK ve İHK Filo Komutanlığında astsubay rütbesi ile görev yapan tanık Zafer Çalışkan da arama kurtarma filolarının birleştirilmesi projesinin Gökhan Şahin Sönmezateş’e ait olduğunu anlattı.

Ankara’da yakalanmıştı
FETÖ’nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesi, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığından Özel Kuvvetler ve MAK timi mensubu darbecilerin içinde bulunduğu 3 helikopter havalanmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa süre önce ayrıldığı Marmaris’teki otele saldırmıştı. Saldırıda, darbecilere karşı koyan iki polis memuru şehit düşmüştü.

Saldırının ardından kaçan darbecilerden Gökhan Şahin Sönmezateş, 18 Temmuz 2016’da Ankara’da yakalanmıştı. FETÖ’nün suikast timini yöneten ve darbe girişiminden sonra TSK’dan ihraç edilen eski tuğgeneral Sönmezateş’in de aralarında bulunduğu darbeci 37 askerden 36’sı tutuklanmıştı.

Halen firarda olan eski Yüzbaşı Burkay Karatepe, kırmızı bültenle aranıyor.

4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi
Gökhan Şahin Sönmezateş, suikast girişimi davasında, “Anayasayı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast” ve 2 kez “yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, “nitelikli kasten yaralama” suçundan 6 yıl, “nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.