İdlib'de yaşananlar, Türkiye-Rusya ilişkilerini nasıl etkiliyor? - Rus uzman yorumladı

Rus Orta Doğu uzmanı Harun Sidorov, Suriye’de yaşanan son olayları Yeni Çağ Haber‘e değerlendirdi.

Harun Sidirov

SURİYE MİLLİ ORDUSU VE ANKARA İLİŞKİLERİNDEKİ BELİRSİZLİK

Uzman, Soçi görüşmesi öncesi oluşmuş durumla ilgili şunları söyledi:

1. Birkaç ay önce Suriye İslam Konseyi’nin çağrısıyla ülkenin muhalif güçlerinin koalisyonu – Suriya Ulusal Ordusu oluşturulmaya başladı (eskiden ÖSO’nun bünyesinde olan güçler). Bu yapı Türkiye’ye yakın olmaları ile biliniyor. Ama buna rağmen son zamanlarda Suriye Milli Ordusu’nun Ankara’yla ilişkilerinde bazı soru işaretleri mevcut.

2. Ankara YPG’nin katılmayacağı taktirde Rusya ve İran’ın düzenlediği Soçi görüşmelerine katılacağını belirtse de, koalisyon güçleri Soçi görüşmesine kesin bir dille itiraz etti.

3. Hayat Tahrir eş-Şam örgütü Suriye Ulusal Ordusu’nun bünyesinde değil. Son aylarda Türkiye ve Hayat Tahrir eş-Şam arasında işbirliği konuları konuşuluyor.

TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ OLMASAYDI…

Ayrıca Suriye Milli Ordusu’nun dün İdlib’de zırhlı araç ve silahlarla başlattığı cevap hamlesi Türkiye’nin desteği olmadan gerçekleşemezdi. Bence, Mevlüt Çavuşoğlu konuyla ilgili açıklama yaparak Türkiye’nin desteğini ifade etmeseydi, Ankara, Suriye Ulusal Ordusu’nun bünyesindeki güçlerin güvenini kaybetme riskiyle karşılaşabilirdi. Aksi taktirde Afrin’de YPG’yle hiçkimse savaşmayacaktı. Türkiye de bu konuyla tek başına ilgilenmek istemeyecekti.”

SON OLAYLAR TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN İLİŞKİLERİNİ NASIL ETKİLİYOR?

“Çavuşoğlu’nun açıklamasına dikkat edersek, İdlib’de durumun değişmesinin Türkiye için beklenilmez olduğunu söyleyebiliriz. Ama aslında süpriz bir şey olmadı. Çünkü Esed güçleri bir süre önce İdlib’e saldırı hazırlıklarına başlamıştı.

Türkiye’nin olaylara etkin bir biçimde katılmasını kendisinin ve müttefiklerinin mevzilerini güçlendirme amacıyla ilişkillendirmek mümkün. Öncelikle Esed rejimi bölgede yalnızca gücünün yettiği kadar ilerleyebilecek. Esed güçlerinin bölgede engelsiz ilerlemesi muhalif güçler açısından onların “harcanması” girişimi olarak değerlendirilecektir.

Ankara, istemese bile her iki taraftan karşılaştığı baskıya tepki vermek zorunda. Türkiye, Rusya ve İran anlaşmış gibi görünebilir. Ama Moskova ve Tahran Kürtleri sürecin kenarında tutsa bile, onların bu anlaşmaya uyacaklarına dair garanti yok.

Bu durumda Suriye muhalefetinin “harcanması” Suriye’de yıllardır süren oyunun sonu olacak.”

SURİYE ULUSAL ORDUSU BAŞARILI OLACAK MI?

Sidorov, Suriye Milli Ordusu’nun tüm muhalif grupları birleştirerek güçlü askeri birliğe dönüşmesinin bazı şartlara bağımlı olduğunu belirtti:

“Eğer Suriye Ulusal Ordusu hiç değilse “Grad”, “Buk” gibi sistemleri olan “Donetsk Halk Cumhuriyeti”nin askeri güçlerine benzer bir biçimde oluşturulursa tüm amaçlarına ulaşabilir. Zaten o silahları onlara kimin verdiğini herkes biliyor.

Suriye Ulusal Ordusu’nun güçlü silahlara sahip olursa, başarı kazanabilir. Aksi taktirde Afrin’i Amerikanların eğittiği 10 bin kişilik askeri gücün savunduğunu dikkate alırsak, o birlik yalnızca birkaç sınır köylerini ele geçirmekle yetinecektir.”

www.yenicag.info

1.7 K