Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın ile A Spor’a konuk oldu.
Demirören, burada yaptığı konuşmada, futbol kulüplerinin idari ve mali yapılarının güçlendirilmesi için TBB ile yaptıkları anlaşmanın Türk sporuna önemli katkı sağlayacağını söyledi.
Sistemin yeni bir borçlanma sistemi olmadığını belirten Demirören, “Bu tamamen borçların yeniden yapılanmasıdır. Şu an kulüplerimizin sürdürülebilir kredibilitesi kalmadı. Kalmadığı için bu yapılandırma şart.” diye konuştu.
Sistemin kulüp yönetimlerine müdahale olmadığını vurgulayan Demirören, “Herkese başkan olma ve yönetime girme fırsatı veren bir sistem. Kulüpler bütçeleriyle devam edecekler, borçlanma olmayacak. Acı reçete ile kulüplerimiz karşı karşıya kalacaklar, verilen bütçe miktarıyla transfer yapabilecekler. Bu bir milattır, zaman bizi haklı çıkaracak. Kulüplere nefes aldıracak imkanlar sunulacak.” ifadelerini kullandı.
Aydın: Sektörün sıkıntılarını görüyoruz
TBB Başkanı Hüseyin Aydın ise bankalar olarak ticaret yaptıklarını ve kulüplerin de müşterileri olduğuna dikkati çekerek, “Sektörün sıkıntılarını görüyoruz. Nelerin yapılması gerektiğini mütalaa ediyorduk. Türkiye Bankalar Birliğinin, Türk futboluyla, ilgili şirketler ve derneklerle müşteri ilişkisi var. Sporun hem finansal açıdan hem idari açıdan yeniden yapılanması gereksinimi doğunca bunun yönetilmesi gerekiyordu. Bir tarafta futbolun gerçek sahibi TFF, öbür tarafta Bankalar Birliği olarak beraber yaptık.” değerlendirmesinde bulundu.
Ziraat Bankasının tarım yerine kulüplere destek verdiği yönündeki eleştiriler konusunda ise Aydın, “Ziraat Bankası, Türkiye’nin en önemli aktifidir. Tarımsal faaliyetlerimizi yerine getiriyoruz. Onu yaparken Türkiye’nin büyük projelerine, kurumsal firmalarına, KOBİ’lerine, bireylerine de bir bankanın yapması gerekenleri yapmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Hüseyin Aydın, TBB olarak futbol endüstrisini de bu şekilde yapılandıracaklarını anlatarak, “Futbol endüstrisine kredi veren sadece Ziraat Bankası değil, 15’in üstünde finansal kurum var. Yabancı sermayeli bir banka ile benim bankam ön planda ama bankanın niteliğine göre farklı kulüplerimizi farklı şekilde finanse eden bankalar var. Alacaklarımızın hepsi teminat altında. Diğer şirketlere yaptığımız desteği futbol ekonomisine de yapmaya çalışıyoruz.” yorumunu yaptı.
‘Sistem yeni bir borçlanma değil’
Demirören, yeni sistemle lisans kurulunda değişiklikler olacağını belirterek, “Bankalar Birliğinin de önerdiği kişiler lisans kurulumuza atanacak.” dedi.
Avrupa kupalarında mücadele eden takımları UEFA’nın denetlediğine dikkati çeken Demirören, “Diğer takımlarımızı federasyonumuz denetliyor. Şimdi bütün takımlarımız, ulusal denetimin içine giriyor. Ulusal denetimi geçenlerin UEFA problemi de bitiyor. Zaten UEFA, denetimleri bizim yapmamızı istiyor. Sadece Süper Lig takımları değil; birinci, ikinci, üçünü lig kulüpleri de bu sistemin içine girecek. Hem yapılandırma hem talimatname içine girecekler.” diye konuştu.
Demirören, kulüplerin ekonomik sıkıntılar yaşadığını kaydederek, “Kulüplerimiz hepsi batık. Normal bir iş yeri gibi bankaya gitseler çoğu kredi alamaz, kapıdan bile giremez. 10 milyar civarında bir borç konuşuyoruz. Sistem mevcut borcu yapılandırma şeklinde olacak, yeni bir borç yok.” yorumunu yaptı.
“Dört büyük kulübü kurtarmaya çalışmıyoruz”
Aynı sistemin İspanya’da uygulandığını ve İspanyol kulüplerinin başarılı olduğunu anlatan Demirören, şöyle devam etti:
“Yapılan doğru örneği alarak talimatlarımızı değiştireceğiz. Biz bugün puan silme ve küme düşmeye kadar cezalar verebiliyoruz. Buna Süper Lig kulüpleri de bütün kulüpler de girecek. Puan silme, küme düşürme ve lisans vermemeye kadar gideceğiz. Sivasspor, Kasımpaşa Göztepe, Başakşehir çok az borçla veya sıfır borçla gidiyor. Bu kulüplerimize bir teşvik, ödüllendirme adı altında bir şey yapalım. Bu demek değil ki yarın borçlanmayacaklar.”
Yıldırım Demirören, cezalandırma sisteminin borçlanıp, bütçeye uymayanlar için uygulanacağını vurgulayarak, “Dört büyük kulüp de sistemin içine gireceği için ‘Ben Türkiye’de şampiyon olayım, UEFA’ya gitmeyeyim’ diyemeyecek. Çünkü onlar da sistemin içine girecek. Dört büyük kulübü kurtarmayı çalışmıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu sistemle rekabetin eşitleneceğini belirten Demirören, “Büyük kulüpler borçlanamayacak. Herkes kendi içinde büyüktür. Bir lira birisi için büyüktür; 10 lira birisi için büyüktür. Artık herkes eşit şartta mücadele edecek. Başkanken ben de hata yaptım, başkaları da yaptı. Bunu takip edeceğiz. Kulüp başkanı ve yönetimi kendi dönemiyle ilgili sorumlu olmalı.” şeklinde konuştu.
“Kulüplerin yönetimine el koymak yok”
Hüseyin Aydın ise kulüplerin yönetimlerine el koyma gibi bir düşüncelerinin olmadığını dile getirdi.
Türk kulüplerinin gelirlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Aydın, şunları söyledi:
“Bugün büyük kulüpler diye adlandırdığımız takımlarımızın yıllık gelirleri 600 milyon lira civarındadır. Dünyanın en değerli 10 liginden birisi. Problem önceki yıllardan geliyor. Bir kulübün geliri var, bir de faaliyet giderleri var. Sonra o birikmiş faiz var. Faiz de ödeniyor. Faiz ödenince yetmiyor. Anapara da ödenmeli. Bugün kulüplerin büyük çoğunluğu sadece faizin belli bir kısmını ödeyebiliyor. Bütçede kontrol gücü kaybedilmiş.”
Hüseyin Aydın, kulüplerin daha rahat hareket etmesini sağlamaları gerektiğine dikkati çekerek, “Böyle olunca altyapıya hizmet edecekler. Biz ‘iyi yöneticilik yapacağım, ülke puanını arttıracağım’ diyenlerle yürüyeceğiz. Hiçbir kredinin silinmesi söz konusu değil. Faiz hiç konuşmadık. Diyelim ki X kulübünde dört banka var. Sisteme katılacağız. Teminatları bölüşeceğiz. Biz bunu yaparken her kulübün farklı farklı yapısı var. Bütçesi eksi verene ödemesiz dönem vereceğiz belki. Belki hiç vade vermeyeceğiz. Çok başarılı yönetilen kulüplerimiz de var. Başarılı yönetenleri ödüllendirmek gerek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de 15’in üzerinde finansal kuruluşun kulüpleri kredilendirdiğinin altını çizen Aydın, şunları kaydetti:
“Süper Lig’deki kulüplerimiz, nakit akış tablolarını bize getirecekler. Lider banka olarak onları koordine ediyoruz. Hangi finansal kuruluşta, kimin ne kadar kredisi varsa, o bankayla yan yana geleceğiz. Ayakta kalabilecek, hayatını sürdürebilecek, çalışanları da mağdur etmeyecek şekilde, geliriyle uyumlu nakit akışını kurgulayıp paketleyeceğiz.”