Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunda (MKE) denetleme ve incelemelerde bulundu. Kurum yetkililerinden brifing alan Bakan Akar, askeri, siyasi ciddi gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade etti.
Hudutların emniyetinin sağlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini, başta FETÖ olmak üzere KCK/YPG/PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelenin yurt içi ve sınır ötesinde aralıksız sürdürüldüğünü vurgulayan Akar, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelenin devam edeceğini kaydetti.
Bakan Akar, Türkiye’nin güneyinde “terörist bir koridora” müsaade etmeyeceklerini, bir oldubittiye asla göz yummayacaklarını belirterek, “Bunu bütün dünya alem biliyor.” diye konuştu.
Yapılan mücadelede silah ve mühimmatın önemine değinen Akar, geçmişte bu konularda yaşanan sıkıntılardan örnekler verdi.
Milli ve yerli sanayinin zorunluluğuna vurgu yapan Bakan Akar, “Bu bir tercih değildir, lüks değildir, ‘olmasa da olur’ şeklindeki bir konu değildir. Egemenliğimiz, bağımsızlığımız, ülkemizin, vatanımızın, milletimizin güvenliği için bu bir zorunluluktur. Savunma sanayinin önemini biliyoruz ve bu konudaki çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük ve sürdürmeye devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
“Ayrı bir anlamı oluyor”
Savunma sanayinde modernizasyonun önemine değinen Bakan Akar, bu alanda çağa ayak uydurma konusunda herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Etkin ve yenilikçi sistemin kurulmasının gerekliliğini dile getiren Akar, şöyle konuştu:
“Milli ve yerli savunma sanayimiz Silahlı Kuvvetlerimizi ne kadar desteklerse Mehmetçiğimiz de o kadar işlerini rahat yapabilmektedir. Bu konuda ne kadar çalışsak, kafa yorsak azdır. Dünya nerede, teknoloji nerede, üretim teknolojisi, silah teknolojisi nereye geldi bunların da takip edilmesi, gözden geçirilmesi çok önemli. Arazide operasyonlar sırasında herhangi bir silahın kullanılması işimizi görüyor, teröristlerin etkisiz hale getirilmesinde bunları kullanıyoruz. Arazide operasyonlar sırasında eğer kullandığımız silah, araç, gereç yerli ve milliyse gerçekten bunun verdiği rahatlık, huzur hiçbir başka silah ve mühimmatta yok. Bunun kullanıcı için ayrı bir anlamı ve önemi oluyor.”
Gerek Fırat Kalkanı gerekse Zeytin Dalı Harekatı’nda kullanılan yerli ve milli silah sistemlerinin sağladığı katkıların önemine işaret eden Akar, “Bu konularda olabildiğince ileri gitmek için gayretlerimizi sürdüreceğiz” dedi.
“Yeterli olmadığına inanıyoruz”
Savunma sanayi alanında ihracatın önemli olduğunu vurgulayan Hulusi Akar, “Bir şeyi yapmak tabii ki önemli ama ondan çok daha önemlisi bilgiyi üretmek, o bilgiye bağlı olarak tasarımda bulunmak, o tasarımı çizime, o çizimi de hayata geçirip üretmek. Bu zinciri kurmamız lazım. Bu zincir üzerine ısrarla gitmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
Bakan Akar, savunma sanayinde millilik oranının yüzde 68 civarına ulaştığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bunların yeterli olmadığına inanıyoruz. Artan bir heyecanla tempoda bu çalışmaları sürdürerek bunu olabilecek en yüksek seviyeye çıkarmaya gayret göstereceğiz. Ülkemizin ve milletimizin egemenliği, güvenliği, bağımsızlığı için rahat ve huzur içinde yaşayabilmemiz ve bu konularda kimseye muhtaç olmamamız açısından milli ve yerli savunma sanayi bir tercih değil zorunluluktur. Bu konuda bu bilinçle çalışmalarımızı artan tempoda sürdürmeliyiz ancak o zaman daha rahat, daha emin şekilde ilerleyebiliriz. Bu sadece 82 milyon asil milletimize ait bir sorumluluk değil, aynı zamanda bizlerden çok şey bekleyen dost, müttefik, kardeş ülkeler de var. Onlar da bizden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden, TSK’dan, Türk savunma sanayiden çok şey bekliyor. Aynı zamanda onların da umudu olan sizlersiniz.”
Hulusi Akar’a incelemeleri sırasında Milli Savunma Bakan yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu ve Muhsin Dere de eşlik etti.