İsrail Başbakanı Netanyahu, Alman Dışişleri Bakanı Gabriel’in İsrailli insan hakları örgülerini ziyaret ederse kendisi ile görüşmeyeceğini söyledi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesini ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in İsrailli insan hakları örgüleri Sesizliği Bozma (Breaking the Silence) ve B’tselem’i ziyaret etmesi halinde kendisi ile görüşmeyeceğini söyledi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Gabriel’in söz konusu insan hakları örgütlerini ziyaret etmesi durumunda kendisiyle bugün yapacağı görüşmeyi iptal etme tehdidinde bulundu.
Söz konusu İsrailli insan örgütleriyle görüşmesini iptal etmeyeceğini söyleyen Alman Dışişleri Bakanı Gabriel ise Netanyahu’nun kendisi ile görüşmeyi reddetmesinin talihsizlik olacağını belirtti.
Konuyla ilgili Alman televizyon kanalı ZDF’ye konuşan Gabriel, “İsrail Başbakanı’nın Almanya’yı ziyaret ederek hükümeti eleştiren kişilerle görüşmek istediğini ve bizim kendisine bunun mümkün olmadığını söylediğimizi düşünün. Böyle bir şey düşünülemez. Sadece hükümetin bakanlıklarında bulunan kişilerle görüşürseniz hiçbir ülkede asla resmin bütününü göremezsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu’nun, İsrail’in Avrupa’daki en yakın müttefiki konumundaki Almanya’nın Dışişleri Bakanı ile görüşmeyi reddetmesinin iki ülke arasında gerilimi tırmandırması bekleniyor.
Geçen şubat ayında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 10 Mayıs’ta İsrail’e yapmayı planladığı ziyaretin iptal edildiği duyurulmuştu. Merkel’in İsrail meclisinde kabul edilen ve İsrail iç hukukuna göre “işgal altındaki Filistin topraklarında inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerine yasal güvence sağlayan” yasa tasarısına yönelik tepkisini ortaya koymak için bu ülkeye yapacağı ziyareti iptal ettiği öne sürülmüştü. İsrailli ve Alman yetkililerden ise konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmamıştı.
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in bugün İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in ve Filistin Başbakanı Rami Hamdallah ile bir araya gelmesi bekleniyor.
İsrail’de yerel STK’lar da baskı altında
Öte yandan aşırı sağcı bir hükümetin iş başında olduğu İsrail’de faaliyet gösteren uluslararası yardım ve insan hakları örgütlerinin yanı sıra yerel sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskılar da artıyor.
İsrail meclisinde geçen yıl çıkarılan “Şeffaflık Yasası” ile onlarca yerel STK’ya, aldığı maddi yardımların kaynağını açıklama zorunluluğu getirildi. Bununla yurt dışından destek alan insan hakları örgütlerinin deşifre edilerek kamuoyunda “vatana ihanet” suçlamasıyla karşı karşıya bırakılması ve böylece baskı altına alınması hedefleniyor.
İsrailli insan hakları örgütleri “yurt dışından finanse edilerek başka ülkeler adına ajanlık yaptıkları” gibi suçlamalara da maruz kalabiliyor.
Birçok İsrailli sağcı siyasetçi de açıktan bu STK’ları “vatana ihanet” etmekle suçlayarak hedef gösteriyor. Hedef gösterilen İsrailli insan hakları örgütlerinin başında Sesizliği Bozma (Breaking the Silence), B’tselem, Yeş Adit, ve Peace Now (Barış Şimdi) gibi kurumlar geliyor.
Doğu Kudüs ve Batı Şeria, 1967’den beri İsrail tarafından işgal altında tutuluyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs’te 200 bin, Batı Şeria’da ise 400 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukuka göre buralardaki tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor. Gazze Şeridi ise 2006’dan bu yana İsrail tarafından abluka altında tutuluyor. İsrail inşa ettiği “Ayrım Duvarı” ile Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerin Kudüs’e girişlerini de engelliyor.
Tr.Yeniçağ.Az