Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın da katıldığı, Adana Müze Kompleksi'nde, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) bünyesindeki Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğince (ATHİB) düzenlenen 7. Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması'nın ödül töreninde konuştu. Birliğin 7 senedir anlamlı bir yarışma düzenlediğini belirten Gülle, Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve katma değerin öneminden bahsetti. Gülle, Türkiye'nin önünde hedefleri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Türkiye bu sene 170 milyar dolar ihracata gidiyor. Önünde de büyük hedefleri var. Bu ihracat hedeflerini ya milyonlarca ton üretimle yapacak ya da değerli ürünlerle yapacak. İkisinden birisini tercih edecek. Biz aslında yolumuzu seçtik. Katma değerli, birim fiyatı yüksek ürünleri üretmek ve satmak durumundayız. Bunu nasıl sağlayacağız? İşte bu akşam olduğu gibi gençlerimizi, gençlerimizin hayallerini bizim endüstrimizin deneyimiyle birleştirerek ortaya çıkan bu değerlerle yapacağız. Biz 3-5 dolara satılan malları, ne zaman 10-15 dolara satarız, bunları konfeksiyon haline getirir ne zaman 30-40-50 dolarlara gider, işte bizim aradığımız yol bu. Bu yolu yapmak için gerekiyorsa biz bu yola gideceğiz, bunun geri dönüşü yok. Bunu yapan ihracatçı birliklerimiz var. 30 senedir bu yarışmaları yapan, Türkiye'nin moda ve tasarımcısı olan arkadaşlar var." "Bu ülkenin kalkınması ihracatla olacak" Yarın ekim ayı ihracat rakamlarını Bakan Pekcan ile Adana'da açılayacaklarını bildiren Gülle, "Adana'nın 1,8 milyar dolarlık ihracatı Adana'ya az. Adana'nın bu kadar potansiyeline, tarımına, üretimine, sanatçısına, lezzetine, festivaline 1,8 milyar dolar ihracat az. Türkiye'nin 11. ihracatçı ili." diye konuştu. Gülle, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu ülkenin büyümesi, kalkınması, yolu ihracatla olacak. Üreteceğiz ve satacağız. Daha fazla satarak biz bu ülkeyi gelişmiş 10 büyük ülke ekonomisi içerisine sokacaksak yolumuz ve hedefimiz belli. O yüzden gençlerimizi bu işlerin içerisinde koşturmamız lazım. Onların dinamizmi bizim için önemli." Diğer konuşmacılar Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Türkiye'nin, dünya tekstil sektöründe söz sahibi ülkelerin başında geldiğini belirterek "Türk tekstil sektörünün dünya ile rekabet gücünün artması ise teknoloji düzeyinin yükseltilmesine, inovasyon çalışmalarının çoğaltılmasına, Ar-Ge faaliyetlerinin artırılmasına ve moda-marka çalışmalarının yoğunlaştırılmasına bağlıdır." ifadesini kullandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de kentin yıllık ihracat rakamının 1,8 milyar dolar civarında olduğunu anımsatarak "Bu rakam Adana'ya yetmez. Kentimiz ihracat rakamlarında 10 milyar dolarları geçmesi lazım." dedi. TİM Başkanvekili ve Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ihracatlarının günden güne katlanarak arttığını dile getirdi. Hükümetin ihracata verdiği desteklerle, yerli üretimleri artırabilmek için gece gündüz demeden çalıştıklarını belirten Kıvanç, "İhracatçılar olarak son zamanlarda hükümetimizin büyük desteğini gördük." diye konuştu. Konuşmaların ardından ATHİB 7. Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması'nda dereceye girenlere ödülleri sunuldu.

Azerbaycanlı ünlü ressam Günay Mehdizade, Bursa'da katıldığı söyleşi ve workshop (atölye) çalışmasında, kendi tekniklerini anlattı. Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) ile Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği Bursa Şubesi tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) gerçekleştirilen söyleşi ve workshop çalışmasına katılan Mehdizade, her sanatçı için en büyük mutluluğun, eserlerinin ebedileşmesi olduğunu söyledi. Bu anlamda şanslı olduğunu dile getiren Mehdizade, "Çünkü eserlerimin bazıları müzelerde sergileniyor. Ansiklopedilere giren eserlerim var. Bu eserlerim arasında benim için en önemlilerinden biri, Ankara'da bulunan Atatürk Evi'ndeki eserimdir. Eğer giderseniz mutlaka ziyaret edin. Çünkü 2015 yılında orası 'Türkiye'nin serveti' olarak kabul gördü." diye konuştu. Mehdizade, Azerbaycan'ın emektar ressamı Beyimhanim Hacizade'den ders aldığını hatırlatarak, "Ben 5 yıl kendisiyle çalıştım ve kendi tekniğimi oluşturmamda bana yardım ettiği için ona minnettarım. O bana, 'Bir ressam eğer ülkesinde ve dünyada tanınmak istiyorsa, öz milliliğini vurgulamalıdır.' dedi. Ben de milliliği, bizim minyatürümüzle yeni bir üslupla yansıtmayı düşündüm." ifadelerini kullandı. Hocasının, kendi tekniğini geliştirmesinde büyük rol oynadığını anlatan Mehdizade, şunları kaydetti: "Hocam bir gün bana, 'Artık gelme, eğer yeni bir tarz oluşturursan o zaman gel.' dedi. Ben bu durum karşısında sarsıldım ve depresyona girdim. Bunun üzerine tasvir sanatımız minyatürü araştırmaya başladım ve 3-4 ay boyunca araştırmalar yaptım. Sonrasında minyatür tekniğiyle birkaç eser yaptım ve tablolarımla onun yanına gittim. Baktı ve 'Tamam ama senden bir ricam var; sana birileri (Bu iyi, bu kötü) dese de onları dinlemeyeceksin. Sen doğru yoldasın.' dedi. Devamında yaptığım eserleri hep ona götürdüm. Bir hoca yetiştirmek çok önemlidir. Şimdi ben de hocayım talebelerim iyi yerlerde. Ressamlık akademisinde eğitim alıyor, sergiler açıyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor." Eserlerinde kullandığı bir diğer tarzın ise "şebeke" tarzı olduğunu ifade eden Mehdizade, bu tarzın "paralanmış" üslupta olduğunu, bu tekniğinin de Dünya Çocuk Ansiklopedisi'ne kaydolduğunu sözlerine ekledi. Mehdizade konuşmasının ardından düzenlenen workshopta çizim tekniklerini katılımcılarla paylaştı.