“Putin’in Erdoğan`ı 2 gün sonra aramasını, “masada sen yoksun” mesajı olarak görüyorum” – Süleyman Erdem

Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Mekrezi (SASAM) Başkanı Süleyman Erdem, “Yeni Çağ” (novayaepoxa.com) muhabirinin sorularını cevapladı.

– Süleyman bey, Aliyev, Paşinyan ve Putin`in son Moskova görüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Azerbaycan`ın Karabağ zaferinden sonra bölgede geopolitik dengeler hangi yönde değişti?

– Üçlü görüşmeden sonra Putin, Dağlık Karabağ’da ekonomik bağlantıların inşa edilmesi ve altyapı ile ilgili projelerin geliştirilmesine yönelik ortak bildiri imzalandığını duyurdu. Aliyev ve Paşinyan da bölgedeki ekonomik duruma ve altyapıya ilişkin imzalanan bildirinin önemine değindiler. Ancak Paşinyan, Dağlık Karabağ’daki anlaşmazlıkların hala çözülmediğini öne sürdü ve pek çok sorunun çözülmeyi beklediğini iddia etti. Bu sorunlar arasında da Dağlık Karabağ’ın statüsü meselesini özellikle zikretti ve Ermenistan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu ile bu konuları müzakereye devam edeceğini söyledi. Üçlü görüşmenin ardından Putin ile Aliyev arasında ikili bir görüşme de gerçekleşti.

Tüm bunlardan, Dağlık Karabağ’da askeri açıdan Azerbaycan lehine mesafe kat edilmiş olsa da, bu mesafenin henüz arzu edilen noktaya ulaşmadığı sonucu çıkarılabilir. Toplantıya Türkiye’nin davet edilmemiş olması ve Putin’in Dağlık Karabağ’ın statüsü konusunu çözülmemiş olarak gösteren ve topu Minsk Grubu’na atan Paşinyan’a cevap vermemesi, Azerbaycan açısından hala arzu edilen noktaya ulaşılamadığının göstergeleri. Ayrıca, 10 Kasım tarihli Barış Antlaşmasında Azerbaycan’ın batı illeri ile Nahçıvan arasında koridor açılması hükmü yer alırken, bugüne kadar bu konuda herhangi bir gelişmenin olmaması ve Rusya’da gerçekleşen üçlü görüşmede bu konuya değinilmemiş olması da not edilmesi gereken bir husus. Görüşmenin ana konusu olan ekonomik bağlantılar ve altyapı inşası bakımından hiç de göz ardı edilemeyecek bu hususun konuşulmaması, Türkiye açısından da bir kayıp. Zira Nahçıvan-Azerbaycan hattı açıldığında, Türkiye-Azerbaycan karayolu bağlantısı sağlanacak ve iki ülke arasında ticari ilişkilerin gelişmesi hızlanacak.

– Putin, görüşmeden 2 gün sonra başkan Erdoğan`ı arayarak Moskova görüşmesi hakkında bilgi verdi. İşin başından bu yana Türkiye sahada. Basında Rusya`nın Türkiye`yi dolandırdığı ve diğer yönde spekülatif haberler dolaşıyor. Bunları nasıl yorumlardınız?

– Putin’in iki gün sonra Erdoğan’ı aramasını, diplomatik açıdan “masada sen yoksun” mesajı olarak görüyorum. Masada olması gereken bir ülkenin toplantıdan 2 gün sonra aranması, gönül almaktan öte bir anlam taşımıyor bence. Eğer Türkiye’nin meselenin önemli bir tarafı olduğu kabullenilseydi, toplantıya davet edilmese bile toplantı esnasında ve hemen sonrasında telefon trafiği kurulabilirdi. Putin’in Dağlık Karabağ’ın statüsünün netleşmediğini iddia eden Paşinyan’a cevap vermemesi ve Nahçıvan-Azerbaycan arası hattın açılmasının üçlü görüşmede gündeme gelmemesi de hesaba katıldığında, Türkiye’nin konudan yavaş yavaş uzaklaştırıldığı izlenimi oluşturuyor bende.

– Sizce, Biden ABD`sinin Ortadoğu politikası Trump hükümetinin politikalarından ne kadar farklı? Bu politika Türkiye`ye ne vaad ediyor?

– Biden yönetiminin Türkiye ve bölge ülkeleri açısından Trump yönetimine göre en önemli avantajı, öngörülebilir olması bence. Trump gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan ve ABD kurumlarını büyük ölçüde devre dışı bırakan bir başkan yerine, daha önceki görevleri nedeniyle duruşu ve görüşleri belli olan ve ABD kurumlarını dışlamadan çalışacağı öngörülen Biden, başta Suriye ve Kürt meselesi olmak üzere, Türkiye’nin aleyhine politikalar izleyecek gibi görünüyor. Ama politikalarının net ve öngörülebilir olması, Türkiye ve diğer bölge ülkeleri açısından şimdiden bu politikaları karşılayabilecek hamleler yapılmasını kolaylaştırıyor. Rasyonel bir lider olan Biden, bölge dinamiklerini ve reel politikayı dikkate alarak arzu ettiği ve bölge ülkeleri aleyhine olan bazı politikalarından bu hamleler nedeniyle vaz geçebilecek veya bu politikalarını erteleyebilecektir. Ayrıca Biden’ın, Trump yönetiminin devrettiği enkazı kaldırmak için ABD içinde fazla meşgul olacağını ve enerjisini çok fazla dışarıya yöneltemeyeceğini de öngörebiliriz.

Kafkas Ömerov