Kürt halkı yalnız Türkiye ve İran’a toprak şartı koşmadan kendi özgürlüğüne kavuşabilir
Rusya`da Avrasyacılık akımı önderlerinden Dugin`in sitesi evraziya.org yazarlarından Saydumar Salimov kürt sorununa dikkat çekti. Irak ve diğer ülkelerdeki kürtlerle ilgili çarpıcı analiz yapan Salimov`a göre, kürt halkı İran ve Türkiye’ye toprak iddiaları şartını koşmadan ve yalnız bü komşu ülkelerle barış yolunu seçerek Kuzey Irak’ta bağımsız devletini kurmak şansını kazanabilir.
Tr.Yeniçağ.Az yazıdan bazı kısımları türkceye çevirmiştir:
Kürtler “TSK’nin hava saldırılarından sonra barışın hiçbir önemi yoktur”– diyerek 2013 yılında 30 otuz yıldan beri süren bir terör savaşı sonrası yapılan barış anlaşmasını bozduktan sonra bu düşünceyi ileri sürdüler. Sorun Türkiye’nin yalnızca Suriye’ye hava saldırısı yaparak Kürt Teşkilatını örgütünü IŞİD terörcüleriyle teröristleriyle aynı tutmasında değil. Kürtler radikal İslamcılara karşı Ankara’dan daha az mücadele yapmıyorlar. Sorun şu ki şimdi Kürtler kısa süreli olmayan ve sağlam barışı özgürlüklerine kavuşarak sağlayabilirler. Peki, barışı savaşarak kazanmak mümkün mü? İşte bu çok kuşkulu bir konu.
Kürtler takip ve göç yılları sonrası barışın ve kendi toprakları (Kuzey Irak) üzerinde bir evinin bulunmasının insan için ne kadar değerli olduğunu anladılar. Onlar tüm olumsuz ve olumlu özelliklerine rağmen insanlara güvenmenin ne kadar gerekli olduğunu herkesten daha iyi anlıyorlar. Onlar farklı uyruk, din, kültür ve toplumlara ait halklarla tanışmış ve beraber yaşamışlardır. Kürtler kendi halkının ve kültürünün gelişmesi için diğer halk ve uygarlıkların en iyi tüm özelliklerinin alınabileceğini herkesten iyi anlamalılar.
Tüm politik, ekonomik, diplomatik, etnik ve ulusal gücü Kürdistan’ın gelişmesi ve kalkınmasına yönlendirmek gerekir. Ulusal Kürt yönetiminin Türkiye, İran ve belki de Suriye’de yaşayanlar dışında diğer ülkelerde göçmen olarak yaşayan Kürtlere dönmeleri ve yerleşmeleri için propaganda yapmasının, onları ekonomik ve politik yolla teşvik etmesi gerekir.
Bu ülkelerin sınırlarına yakın bölgede toplu şekilde yaşayan Kürtlerin tam özerklik kazanabilmesi, ekonomik ve siyasal istikrara kazanması kavuşması için Türkiye ile, (evet, öncelikle onunla) Türkiye ile ve İran’la siyasal ve ekonomik ilişkiler kurması lazım. Bu ülkelerle öylesine bir diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurulmalı ki, Kuzey Irak’ta bağımsız Kürdistan vatandaşları onların sınırlarını kolayca geçebilsinler.
Gelecek Kürt devletinin dış politikasını öyle kurmak gerekir ki tüm dünya, Kürtlerin bu birliğinin diğer devletlerin toprak bütünlüğüne ve komşularının ekonomik güvenliğine hiçbir tehlike oluşturmadıklarını anlasınlar.
Kürt halkı yoğunlukla yaşadığı Türkiye ve İran’da bu ülkelerin toprak bütünlüğünü tehlikeye atacak hiçbir iddiaya düşmeden ve yalnız barış yolunu seçerek bağımsız, özgür ve tek devletini kurma şansını yükseltiyor. Terör örgütü PKK 22 Temmuz’da IŞİD yanlısı olmakla suçladığı Türkiye hükümetini terörle cezalandırma kararını verirken yaptıklarının bedelini ağır ödeyeceğini düşünmemişti. Bu yasadışı faaliyetleri ile PKK tüm kürt halkını felakete sürüklemektedir.
Kürtlerin bugün kendi tarihi toprakları sandıkları bölgelerdeki günümüz politik gerçekleri göz önünde bulundurarak kendi bağımsız devletlerini kurma yöntemlerini de düşünmeleri gerekir. Eğer Kürtlerin politik ve dini çevreleri tarihi fırsatı kullansalar Kürtler Türkiye ve İran’la barış içinde yaşamak karşılığında Kuzey Irak’ta bağımsız ülke gibi olarak tanınabilirler. Bunun için kürlerin Türkiye ve İrandan toprak koparma niyetlerinden kesinlikle el çekmesi gerekir.
Burada kürtlerin yalnız azim ve becerisi değil, hem de onların sabır ve ahlakı da etkendir. Kürtlerin Kuzey Irak’ta kendi devletini kurmak için uygar yöntemler kullanmaları, barış ve hoşgörüyle Türkiye ve İran’ı ikna etmeleri gerekir. Türkiye ve İranla savaş yolunu tutarak yürütülen tüm faaliyetler kürt halkının çıkarlarının aleyhinde olan faaliyetlerdir ve bu yöntemlerle bölgede kalıcı bir sulha nail olmak mümkün değildir.
Tr.Yeniçağ.Az