Yenicag.ru`nun sorularını İran Araştırmalar Merkezi (İRAM)Dış Politika Koordinatörü uzman Sabir Askeroğlu cevapladı.
– Basın organlarında ABD`nin Türkiye`ye Rusya`dan S-400-lerin alışı için yaptığı anlaşmayı iptal etmesi için 2 hafta süre verdiği yönünde haberler yayıldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı bu haberi yalanladı. Şimdi kafalar çok karışık, konu etrafında bir dizi spekülasyonlar yapılıyor. Bu iş sizce neyle sonuçlanacak? ABD, Ankara-Moskova anlaşmasını iptal ettirebilecek mi?
– Türkiye S-400-ler konusunda kararını verdiğini birçok kez açıkladı. ABD Türkiye’nin alım gerçekleştirmemesi için yer yoldan baskı yapmaya çalışıyor. Ancak Türkiye bu konuda kendi çıkarları neyse ona göre hareket ediyor. Rusya’da anlaşmanın iptal edilmesini istemiyor. Bu konuda Türkiye’nin S-400’lerin alım süreciyle ilgili, yani askeri personelin eğitimi gibi teknik süreci kesintisiz bir şekilde yürütüyorlar. ABD’nin baskısı da diplomatik yollardan giderek atıyor. Önümüzde daha uzun bir süreç var. Uluslararası siyaset nereye doğru evirileceğini bilemiyoruz. Ama bu aşamada ve ABD’nin bu çabalarına rağmen Türkiye prensiplerinden geri adım atmak da istemiyor.
– Diğer taraftan Fransa`nın Türkiye`ye kendi ürettiği SAMP-T hava savunma sistemlerini teklif ettiği ve Ankara`nın bu teklifi yakın zamanda değerlendirebileceği haberleri yayıldı. Hulusi Akar`ın Fransa`nın teklifine bakılacağı yönündeki sözleri basına yansıdı. Türkiye ciddi bir seçim karşısında şu an. Sizce Ankara hangi yolu izlemeli? NATO mu, Rusya`yla ilişkiler mi? Hangi yol Türkiye`nin çıkarlarına daha uygun?
– Türkiye, hava savunma sistemleri gibi yükse teknolojiye sahip silahların, sadece Fransa veya ABD tarafından verilmesi ve Türkiye’de konuşlandırılması gibi pasif bir beklendi içinde değildir. Türkiye’nin amacı aynı zamanda bu silahların üretiminde yer alarak daha sonra kendinin üretmesidir. Fransa bu tür silahları kendisi üretebiliyorsa Türkiye de yanı şekilde üretmek istiyor. Bu zaman meselesi ama şimdiden başlanması gerekiyor. Fransa’nın hangi şartlarda Türkiye’ye kendi sistemlerini vermek istiyor ona bakılması gerekiyor.
Savunma Bakanı Akar`ın da “değerlendireceğiz” demesi bununla ilgilidir. Şu anda hem ABD hem de Fransa’nın önerdiklerini ve Rusya’yla var olan süreci göz önünde bulundurduğumuzda S-400 sistemlerini alımı daha avantajlı gözükmektedir. Ancak bu konuda görüşmeler devam ettiğini düşünüyorum ve Türkiye en doğru olan adımı atacağından da eminim.
– Basra körfezindeki son olaylardan, Suudi tankerlerine ve petrol rafinerilerine roket ve İHA saldırısından sonra bölgede gerginlik daha da tırmandı. ABD`nin körfeze çok sayıda asker gönderdiği, İsrail merkezli basın organlarında hatta İran’a karşı askeri operasyona sayılı günler kaldığı yönünde haberler yayıldı. Böyle bir şey mümkün mü? ABD İran’a saldırır mı ve böyle bir adım dünya güvenliği açısından hangi sonuçları doğurur?
– Hem ABD hem de İran’ın üst düzey karar alama mercileri tarafından savaşmak istemediklerini dile getirdiler. Gerginliğin silahlı çatışmaya dönüşmesi hem ABD hem de İran’a büyük zarar vereceği gibi uluslararası güvenliği de büyük bir krizle karşı karşıya bırakacaktır. Savaşın yaşanmasına sadece İran ve ABD’de değil, bölgenin birçok ülkesinde ve uluslararası toplumun önemli bir bölümünde olumsuz bakıyorlar. Dolaysıyla da ilgili olan her devlet ABD-İran savaşının çıkmasını engellemek için çabalıyor.
Konuştu: Kafkas Ömerov