"Site kültürü bizim kültürümüz değil" - Cumhurbaşkanı Erdoğan

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “200-250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Bazı tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş kolay değil zor, karşınızda insan var.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki “Şehir ve Güvenlik Sempozyumu”nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

“Bugün sayıları 20 bini bulan bekçilerimiz sayesinde mahallelerimizdeki vatandaşlarımızın geceleri daha huzurlu bir şekilde başlarını yastığa koyabildiğini biliyorum. Az önce bakanımızın ifade ettiği gibi bu rakam 30 bine ulaşmış vaziyette.

Site kültürü bizim kültürümüz değil. Ama ne yazık ki şu anda bir site kültürü anlayışı ülkemizde egemen olmaya başladı. Tarihin akışına yön veren medeniyetlerin hepsi de şehirlerde inşa edilmiştir. Her medeniyet kendi inanç, ahlak, sanat, felsefe anlayışı içerisinde şehirleri geliştirmiş, sorunlarını tespit etmiş ve çözümler üretmiştir.

Şehirlerin güvenliği ise bunların arasıdır. İlk zamanlarda genellikle harici tehditlerden kaynaklanan güvenlik ihtiyacı zamanla çeşitlenmiştir. Dışarıdan gelecek saldırılar karşısında insanoğlu kimi zaman şehrin etrafına sur inşa ederek, kimi zaman hendek açarak tedbir almaya çalışmıştır.

Bugün, İstanbul, Kudüs, Diyarbakır gibi hala ayakta kalan surlarıyla ünlü pek çok şehir bulunuyor. Tabii gün gelmiş Fatih’in İstanbul’u fethinde olduğu gibi, aşılmaz zannedilen surlar aşılmış, geçilmez denen hendekler geçilmiştir. Şehirlerin güvenlik sorunları bazen de içerideki sorunlardan kaynaklanmıştır. Büyük bir nüfusu kısmen küçük bir alanda güven, huzur, refah içinde yaşatmak öyle zannedildiği kadar da kolay değildir.

Şehirlerde yaşanan kargaşaların çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıkmıştır. Deprem, yangın ve hastalık gibi tabii afetler de şehirleri sarsmıştır. Ekonomik sebepler yanında, güvenlik ve tabii afetler yüzünden tümüyle terk edilen nice yerleşim yerleri vardır. Günümüz dünyasında da pek çok farklı ülkede milyonlarca hatta on milyonlarca insanı bir arada yaşatan şehirler mevcuttur.

Artık şehirlerimizin dış güvenliğini surlar ve hendeklerle koruyamayacağımız, içerideki düzeni de sadece kolluk gücüyle sağlayamayacağımız bir yere gelmiş durumdayız. Türkiye’nin yaşadığı dönüşümden şehirlerimiz de nasibini aldı. Son 17 yılda yaptığımız yatırımlarla Türkiye fiziki olarak oldukça ileri yapıya kavuştu.

Küçük hesaplar yaparsak şehirlerimize ihanet etmiş oluruz, burada kararlı duruş şart. Dikey mimariyle şehirlerimize ihanet etmiş oluruz. Yatay mimariyle bir defa hem kendi medeniyetimizi inşa etmiş oluruz hem de şehirleşmenin ne demek olduğunu dünyaya göstermiş oluruz. Bu adımları kararlılıkla atmak ve TOKİ’yle, Emlak Konutla ortaklaşa adımlar atarak tip projeler oluşturmak ve buna göre de bu adımları atmamız lazım.

Eğer atmazsak çok geç kalmış oluruz. Kibrit kutusu gibi dikilmiş binalarla bir yere varamayız. Biz göğe değil toprağa daha yakın olma gayreti içinde olmamız lazım. Ülkemizde yeni gecekondu inşası kesinlikle olmadığı gibi eskilerin de önemli bir bölümü kentsel dönüşüm projeleriyle ortadan kalkmıştır.

Fransa’da yaşananları görüyorsunuz. Paris sokakları ne hale geldi biliyorsunuz. Bunları daha büyük sorunlar bekliyor. Ülkemizde her gün olan olaylardan sadece biri batı ülkesinde olduğunda demokrasiden hemen taviz veriyorlar. Güya özgürlük sembolü sayılan batı şehirleri açık hava hapishanelerine dönüştü.

Açık ve net söylüyorum inanın bunlar iyi günleri. Bunları daha çok büyük musibetler bekliyor. Niye? Güvenlik sorununu tehdit eden ne kadar uyuşturucu olayı varsa bütün bunların baronları bizdeki terör örgütleriyle beraber çalışıyorlar.

İstanbul sokaklarını kaosa sürüklemeye çalışanların yanında yer alırken, aynı eylemler Paris’te, Londra’da, Berlin’de, New York’ta yaşandığında kimsenin gözünün yaşına bakmazsanız kimse sizin samimiyetinize inanmaz.

Güya kural, düzen ve özgürlük sembolü sayılan batı şehirleri bir anda açık hava hapishanelerine dönüştürüldü.

Niye mültecilere kapılarını açmıyorlar? Onların işlerine gelmez. Biz batının yaptığı gibi bariyerler ve dikenli teller oluşturamayız. Adil ve insani olanı yapmak zorundayız. Onların keseleri dolu gönülleri çorak.

200-250 bin mülteci sınırımıza doğru hareket halinde. Bazı tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş kolay değil zor, karşınızda insan var. Kendi insanınıza ve size sığınanlara verdiğiniz değer ölçüsünde güvendesiniz demektir.

Türkiye 81 vilayetine dağılmış yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyonun üzerinde kişiye kucağını açarken kendi şehirlerinde yabancı istemeyenlerin insani duyarlılıklarının da inandırıcılığı kalmaz.”

www.yenicag.info

614