Orta Doğu konusunda uzman Grigoriy Lukyanov, Suudi Arabistan’da ve bölgede olanları Yeni Çağ‘a değerlendirdi.
– Suudi Arabistan’daki durumla ilgili ne söylemek istersiniz? Veliahtın bu denli sert adımlar atması ülke genelinde kaos oluşturabilir mi?
– Mantıkla baktığımızda, Yolsuzlukla Mücadele Konseyi’nin asıl amacının iktidarın Kral Selman’dan oğlu Muhammed bin Selman’a acısız bir şekilde geçmesi için oluşturulduğunu görebiliriz. Eğer Kral Selman’ın sağlığında bir sorun olur da ülkeyi yönetemez duruma gelirse, tüm şartlar Veliahtın kolayca iktidara gelmesi yönünde. Her geçen gün Kralın durumu kötüye gidiyor, bu yüzden de Veliaht, ülkedeki tüm rakiplerine yönelik amansız bir mücadeleye başladı.
Bu “siyasi temizlik” ülke dışında Veliahtın kabul görmesini kolaylaştıracak ve o, hükümette kendi güvendiği kişilere yer verecek.
İktidarın Kral Selman’dan oğlu Muhammed bin Selman’a geçeceği dönemde mutlaka direniş baş kaldıracaktır. Veliahtın ülkenin başına geçmesini istemeyen ve onunla aynı düşüncede olmayan çok fazla insan var. Zaten aksi takdirde bu kadar önemli kişinin hapise atılmasına gerek kalmazdı.
Sürecin seyri yeni gelişmelerle tamamen değişebilir. Çünkü şimdilik herkesin son sözünü söylediğine emin olamayız.
– Sizce bu süreç Suudi Arabistan’ı ve onun dış politikasını nasıl etkileyecek?
– Eğer yönetim kolaylıkla el değiştirirse, Suudi Arabistan halkı on yıllar sonra ilk kez genç ve enerjik bir kral kazanacak. “Arap Baharı”ından sapasağlam çıkan bu ülke kendi ekonomik modelini korumayı başardı. Halk ciddi değişimlere hazır görünüyor.
Dünya piyasasında petrol fiyatlarının tehditkar durumuysa Suudi Arabistan’da köklü değişimlere izin vermiyor. Ancak halk Veliahttan yenilik bekliyor.
2015 senesinden beri Suudi Arabistan’ın dış politikası Veliahtın katkılarıyla şekilleniyor ve her adım onun isteklerine hizmet ediyor. Yönetim değişirse, Suudi Arabistan’ın dış politikasında ciddi değişimlerin olabileceğini sanmıyorum.