“Trump Erdoğan ile müzakereden yana, senatörler yaptırım istiyor” – Beyaz Saray’daki Türkiye toplantısının perde arkası
ABD Başkanı Donald Trump, Cumhuriyetçi senatörlerle Salı akşamı Beyaz Saray’da bir toplantı yaptı. Toplantının en önemli gündem maddelerinden biri, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldığı için Türkiye’ye uygulanması olası CAATSA yaptırımlarıydı.
Toplantı sonrası resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak toplantıya katılan 45 senatörden bazıları, ABD basınına toplantıyla ilgili bazı bilgiler verdi. Buna göre Trump’ın seçildiği Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörleri, yaptırımların uygulanmasını istiyor ve bu konuda Trump’la açıkça tartışmaya girmekten kaçınmıyor.
S-400’lerin 12 Temmuz’da Türkiye’ye teslimatı başladıktan sonra Türkiye’nin F-35 savaş uçaklarının üretim programına katılımı askıya alınmış ve ABD’de bu program için bulunan Türk yetkililer geri gönderilmişti.
Geçen hafta Türkiye’nin F-35 programına katılımının askıya alındığını açıklayan Trump, F-35’lerin Türkiye’ye teslim edilmeyeceğini söylemişti.
Ancak toplantıya giden senatörlere göre bu yeterli değil. Senatörler, CAATSA yaptırımlarının da devreye girmesini istiyor.
Washington Post, toplantıya katılan senatörlere dayandırdığı haberinde, Trump’ın sert yaptırımlar dayatmak yerine Türkiye ile süreci müzakere etme yanlısı gözüktüğünü, bu sebeple bazı senatörlerle arasında sert tartışmalar çıktığını yazdı.
Gazetenin “kapalı kapı toplantısı” olarak adlandırdığı toplantıda, senatörlerin bir kısmı, NATO üyesi bir ülkenin Rusya’dan füze savunma sistemi almasına tamamen karşı çıktığını ve yaptırım silahının kullanılması gerektiğini söyledi.
Toplantıdan çıktıktan sonra gazeteye konuşan kaynaklara göre, Senato Dış İlişkileri Komitesi Başkanı James Risch ve Trump arasında yüksek sesli bir “tartışma” yaşandı. Risch, Trump’ı, Türkiye’ye yönelik “uygulanması zorunlu yaptırımlardan geri adım atmaması konusunda uyardı.” Bunun NATO’nun güvenliğini ve F-35’lerin görünmezliğini tehlikeye atacağını söyledi.
Risch’in sözcüsü Suzanne Wrasse, “Odadaki herkes birçok seçeneğin mevcut olduğunu biliyordu ve bu sebeple cesur ve sert bir tartışma oldu.” dedi.
Gazete, Trump’ın toplantıda Türkiye’ye yaptırımlardan daha çok sağlık sistemi, göçmen sorunu ve yeni mali düzenlemeleri gündeme getirmeye çalıştığını, ancak senatörlerin ısrarıyla her seferinde yaptırımlar konusuna geri dönüldüğünü yazdı.
Toplantıya katılan senatör John Hoeven’in verdiği bilgiye göre, toplantıda daha çok “Erdoğan’la nasıl müzakere etmeliyiz?” konusu üzerinde duruldu.
Trump’a yakınlığıyla bilinen senatör David Perdue ise, Trump’ın müzakereye eğilimli yaklaşımını savundu:
“Başkan bu konuya çok daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışıyor. Eğer sadece Türkiye’nin ne yapmaya çalıştığına bakarsanız, o zaman ağır yaptırım yaklaşımı mantıklı olur. Ancak önce tüm bölgeyi ilgilendiren daha geniş kapsamlı konulara, ardından daha büyük ülkelerde olan bitene bakarsak, kendimizi farklı bir konumda bulabiliriz. Dünyada müttefikler kazanmaya çalışıyoruz.”
Perdue, yaptırımlar yerine bazı ticaret anlaşmalarının yeniden gündeme gelebileceğini, çünkü bu tip anlaşmaların Türkiye için önemli olduğunu söyledi.
ABD yönetiminin daha önce, S-400’lerin teslim edilmesi durumunda Türkiye’ye uygulanacağını açıkladığı yaptırımların zaman kaybetmeden açıklanması gerektiğini düşünenler sadece cumhuriyetçi senatörler değil.
Toplantıya davetli olmayan Demokrat senatörler de Trump’a bir mektup yazarak “Hukuka uygun olarak Türkiye’ye yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda Dışişleri Bakanı [Mike] Pompeo ve birçok Cumhuriyetçi senatörle aynı fikirdeyiz.” ifadelerini kullandı.
Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden Demokrat senatör Robert Menendez öncülüğünde yazılan mektupta, “ABD kararlı adımlar atmazsa, NATO’daki pozisyonumuz ve Rusya’ya yönelik yaptırım rejimimizin gücü zarar görür.” denildi.
Bloomberg’e konuşan Teksas Senatörü John Cornyn’e göre, yaptırımlar konusunda isteksiz olan Trump, S-400’lerin teslimatı başlamış olduğu için ellerinde fazla bir seçenek kalmamasından dolayı sinirliydi:
“Türkiye, Erdoğan’ın gittikçe daha çok otoriter olması, basın mensuplarını cezaevine atması ve insan hakları ihlalleriyle, daha da sorunlu bir ülke haline geldi.”
Yine Teksas’tan senatör Ted Cruz, toplantıya katılan senatörlerin çoğunluğunun Türkiye ile ilişkilerin öneminin farkında olduğunu söyledi:
“Ama aynı zamanda Türkiye’nin aynı anda S-400 ve F-35’leri alması da tamamen çelişkili bir durum. Toplantıdaki senatörler de Başkan’ın Erdoğan’a S-400 programını uygulamaması konusunda kesinlikle baskı yapması gerektiği kanısındaydı.”
Trump, geçen hafta Perşembe günü Beyaz Saray’da gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken “Şu an Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırım düşünmüyorum” demişti. Ancak ABD Kongresi’nde, Trump’ın CAATSA’yı (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) devreye sokması gerektiğini düşünen çok sayıda üye var.
Yasa, Başkan’ın yaptırımları ne zaman devreye sokması gerektiği konusunda bir şey söylemiyor.
Eğer senatörlerin baskısı sonuç verir ve Trump yaptırımların uygulanmasına karar verirse, ilk kez bir NATO üyesi ülke, ABD tarafından yaptırımlara maruz kalmış olacak.
Hem Demokrat hem Cumhuriyetçi senatörler, yaptırım talebini dile getirirken Türkiye’nin Rusya’dan uzun menzilli savunma sistemi satın alan ilk NATO üyesi ülke olduğunu da vurguluyor.
2017’de yürürlüğe giren CAATSA, Rusya’nın savunma sanayi firmalarıyla iş yapan şirket veya ülkelere yaptırım uygulanmasını zorunlu kılıyor. ABD Başkanı’nın bundan kaçınmaması için de senato onayı olmadan bu konuda karar almasını engelliyor.