“Yeni parti kurmaya çalışanlar Erdoğan ve partisinin zayıfladığını düşünüyorlar” – Azerbaycanlı uzman
“Türkiye muhalefeti Erdoğan`ı erken seçimlere zorlayacak güçte değil.”
Bu fikirleri Yenicag.info`yla röportajında Türkiye`nin eski Başbakan yardımcısı Ali Babacan`ın AK Parti`den istifasını, kurulacak olan yeni partinin ne kadar başarılı olacağını ve erken seçim olasılığını değerlendiren politika uzmanı Elhan Şahinoğlu söyledi.
– Ali Babacan, AKP`den istifa ederek yeni parti çalışmalarına başladı. Eğer parti kurulacak olursa, bu AKP`nin seçmen kitlesinde bir farklılık, azalma yaratır mı?
– Henüz daha hiçbir şey belli değil. Biz Abdullah Gül`ün bu siyasi gelişmelere katılıp katılmayacağını bilmiyoruz. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan`ın bir olup olmayacağı da belli değil. Eğer yeni parti yaratılacak olursa bu partinin parlamentoda çoğunluk elde edeceğine inanmıyorum. Ve bu AKP`ye oy verecek seçmen kitlesi oranında da ciddi bir değişiklik yaratmayacak.
Türkiye tarihinde bir partiden ayrılarak yeni parti kurmaya kalkışanlar çok oldu, fakat bunlar hep başarısızlıkla sonuçlandı. Saadet Partisi`nden ayrılarak yaratılan AKP`ni ise Erdoğan`ın karizması ayakta tuttu.
Erdoğan ve partisi 23 Haziran İstanbul seçimlerinde açık ara farkla kaybetti. Ali Babacan ve diğerleri bundan sonra Erdoğan`a ve AKP`ye güvenin azalacağını ve yaranan boşluğu da kendilerinin doldurabileceklerini zannediyorlar. Bu fikrin ne kadar gerçeğe yakın olduğunu gelecekte göreceğiz. Şimdilik görünen tek bir şey var, o da yeni parti kurmaya çalışanların kuracakları partinin toplumdan yeterli desteği alıp alamayacağını düşünmedikleri.
– Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan`ın iki farklı parti kuracakları iddia ediliyor. Bu olasılık gerçeğe ne kadar yakın?
– Böyle bir şeyin olması durumlarının daha da vahim olduğunun göstergesi. Türkiye siyasetine bağımsız olarak bu şekilde katılmaları başarısızlıkla sonuçlanacak ve toplumdan istedikleri desteği alamayacaklar.
Toplum bu siyasetçileri “küskünler” olarak biliyor ve AKP`den ayrılmalarını veya ayrılma çabalarını da bu “küskün”lüğe bağlıyorlar. Yani bu üç şahsı küskünlük birleştiriyor, başka hiçbir şey. Onların ideoloji görüşlerinin de bir birileriyle örtüşüceğini hiç zannetmiyorum. Üç kişinin bir değil, iki ayrı parti kurmak istemeleri de bazı soru işaretleri doğuruyor.
– Erdoğan İstanbul seçimlerinden sonra bazı reformlara imza attı. Merkez Bankası başkanının görevden alınması da bunlardan biri. Peki Erdoğan hükumet dahilinde değişime gidebilir mi?
– Mevcut sorunlar çözülmezse ve enflasyon düşmezse, Erdoğan, bu 15 yılda olduğu gibi hükumette revizyona gidecek. Merkez Bankası başkanının değiştirilmesi de bunun göstergesi.
– Erken seçim ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Erken seçimlere gidileceğine inanmıyorum. Erdoğan, böyle bir ortamda erken seçime sıcak bakmıyor. Aynı zamanda, Türkiye`de muhalefet Erdoğan`ı erken seçimlere zorlayacak güçte değil. Erken seçime gidilmesi için ekonominin berbat halde olması ve ülkede ciddi siyasi krizin yaşanması gerek. Şimdiki ortamda bu ihtimalin gerçekleşmesi mümkün değil.