Başbakan Binali Yıldırım, A Haber ve Atv ortak canlı yayınında “Başbakan ile Gündem Özel” programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.
Avrupa Birliği ülkelerinin bazılarının Türk siyasilere ilişkin yasaklamaları hatırlatılarak, “bu yasaklamaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin olası Avrupa ziyaretleri için bir ön mesaj olup olmadığının, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuya ilişkin Erdoğan’a desteğiyle ilgili değerlendirmelerinin” sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, Bahçeli’nin açıklamasının çok anlamlı olduğunu ve bir dayanışma örneği gösterdiğini ifade etti.
Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kendilerinin konuyla ilgili açıklamaları üzerine, Bahçeli’nin Avrupa’ya güzel bir mesaj verdiğini ve daha önce bunu CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın da yaptığını belirterek, “Teşekkür ediyorum, çünkü mesele memleket meselesi olunca diğer şeyler teferruat oluyor. Biz zor durumlarda, sıkıntılı durumlarda ne kadar ayrı düşünsek de birlikte hareket edebiliyoruz.” diye konuştu.
Benzer bir durumun 15 Temmuz sonrası Yeni Kapı ruhuyla ortaya konulduğunu dile getiren Yıldırım, “Bugün Avrupa’nın ülkemizdeki halk oylamasını yönlendirmeye yönelik bu maksatlı çıkışlarına karşı da böyle bir tutum güzel bir mesaj oldu. Avrupa’ya da güzel bir mesaj oldu ve Türkiye’nin milli meselelerde nasıl bir araya geldiğini göstermesi bakımından önemli diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Rahatsızlığımızı açık şekilde dile getirdik”
Almanya Başbakanı Merkel ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
“Demokrasi demek özgürlük demektir, demokrasi demek düşüncelerin hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan halkla paylaşılması demek. Bunu Almanya yaparsa, demokrasi konusunda Türkiye için söyledikleri anlamsız hale geliyor. Bir yandan Türkiye’ye ders vermeye çalışıyorsunuz, ‘OHAL var, kısıtlamalar var, şu var, bu var’ diyeceksiniz bir yandan da oradaki 1 milyonu aşkın oy kullanacak, bu halk oylamasında vatandaşımızla buluşup, onlarla görüşmemize engeller çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır ve bunun açıkça doğru olmadığını ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini söyledim. Kendisinin de dışişleri bakanlarımızın bir araya gelmesi ve bu konuyu bir çözüme ulaştırması yönünde talimatı oldu. Biz de Dışişleri Bakanımıza aynı şeyi söyledik. Zannediyorum yarın bir araya gelecekler ve bu konuda daha makul, çözüme yönelik ne tedbirler alınır bunun kararını verecekler.”
“Alman Federal Hükümeti bu kadar çaresiz mi?”
Yasaklara ilişkin “Bu yerel makamların işidir, eyalet yönetimlerinin işidir, biz bir şey yapamayız.” şeklinde bir savunma yapıldığını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben de dedim ‘Bu hiç ikna edici değil, böyle bir şey olmaz.’ Şimdi Alman Federal Hükümeti bu kadar çaresiz mi yani? Herhangi bir yerde bir toplantı olacağı zaman onlar, oradaki yerel makamlar, polis, belediyeler, yahut yerel yönetimler karar verecek, size rağmen bunu yaptırmayacak. Bunu çok inandırıcı bulmadığımızı ifade ettik. Şimdi nitekim bizim programlarımız onlara verilecek, Dışişleri Bakanlığına. Bizim Dışişleri Bakanlığı tarafından önceden programın yeri, kimlerin katılacağı ifade edilecek, ona göre tedbirlerini alıp, bu şekilde uygulayacaklar. Eğer bir aksilik olmazsa son geldiğimiz nokta bu.”
“Görüşmeler yapılıyor”
Mevcut şartlarda Türkiye tarafından Menbiç’e bir operasyonun yapılıp yapılmayacağı sorulan Başbakan Yıldırım, “Oradaki Rusya ile ABD ile bir koordinasyon sağlamadan bir operasyon yapmanın anlamı yok, sonuç çıkmaz, olaylar daha karmaşık hale gelebilir. Onun için şu anda askeri, teknik düzeyde görüşmeler yapılıyor” yanıtını verdi.
Irak’ın Şengal ilçesinde (Sincar) terör örgütü PKK ile Peşmerge arasında çatışmaların yaşandığı belirtilip, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ile yaptığı görüşmeler hatırlatılarak, ortak bir operasyonun gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, söz konusu bölgenin Türkiye için önemli olduğunu vurguladı.
Terör örgütü PKK’nın bölgede ikinci bir Kandil’i oluşturmaya çalıştığını ifade eden Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Buna izin vermeyeceğimizi ve buradan teröristleri temizlemek ve uzaklaştırmak bizim gündemimizde olduğunu zaten söyledik ancak Peşmerge ve Bağdat yönetimi bize, ‘O işi Peşmerge ile ve Irak güvenlik güçleriyle birlikte halledeceğiz’ dediler. Şu anda biz onun gerçekleşmesini bekliyoruz. Eğer burada bir adım atılırsa ne ala, atılmazsa biz kendi başımıza gereğini yapacağız.”
Düşen Suriye savaş uçağı
Suriye’ye ait savaş uçağının Türkiye topraklarına düştüğü, uçağın pilotunun hastanede tedavi altında olduğu belirtilerek, pilotun durumunun ne olacağı, iade edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, pilotun tedavisinin sürdüğünü belirtti. Şu anda pilotun iadesi veya tutulmasına yönelik bir işlemin söz konusu olmadığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
“Şu anda herhangi bir iadesiyle veya tutulmasıyla ilgili bir işlem söz konusu değil. Hayati, insani bir meseledir. Tedavisi tamamlanır şimdi de kaza kırım heyeti kuruluyor yarından itibaren çalışmalara başlayacak. Oradan çıkan rapora göre düşme nedeni nedir, ne değildir, sonuçları ortaya çıkınca ona göre işlem yapılacak. Hatta zannediyorum bugün ailesinin ziyaret talebi olmuş. Bu insani bir meseledir.”
“İzin verecek misiniz” denilmesi üzerine Başbakan Yıldırım, “Vereceğiz. Buna izin vermek lazım, izin verilmesi uygundur diye düşünüyorum. Bu konuda bizim Suriye rejimiyle ilgili tutumuz bellidir ama biz 3 milyon mülteciye kucak açmışız, ev sahipliği yapmışız, ülkemize ‘el aman’ demiş, düşmüş insanlara da esir diye, onlara da insani muamele yapmak bizim geleneğimizde var” diye konuştu.
Tr.Yeniçağ.Az