"Uygurların Somut Olmayan Kültürel Mirası Kazakistan Örneği" projesi tanıtıldı

Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekulı, “Bizim için Kazakistan’da yaşayan bütün uluslar, milletler; dinine, ırkına bakmadan Kazakistan vatandaşıdır.” dedi.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) desteğiyle Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Kazak Kızlar Devlet Pedagoji Üniversitesi ve Süleymanov Şarkiyat Enstitüsü iş birliğinde YTB’de gerçekleştirilen “Uygurların Somut Olmayan Kültürel Mirası Kazakistan Örneği” projesinin tanıtım programı düzenlendi.

Saparbekulı, burada yaptığı konuşmada, proje ile Uygurların gelenek ve yaşamlarını öğrenme imkanının yakalandığını, Kazakistan’ın Kırım Tatarlarından Korelilere, Ahıska Türklerinden Almanlara kadar 130’a yakın farklı halka kucak açtığını ve böylece Kazak coğrafyasının misafirperverlik örneği gösterdiğini söyledi.

Projenin, halk danslarından, atasözlerine, şölen ve ritüellerden ev sanatlarına kadar kadim ve zengin Uygur kültürünün tanıtımına hizmet edeceğini belirten Saparbekulı, şöyle konuştu:

“Bizim için Kazakistan’da yaşayan bütün uluslar, milletler; dinine, ırkına bakmadan Kazakistan vatandaşıdır. Kazakistan’da barış ve huzur içinde yaşayan halkların arasında Uygur kardeşlerimizin özel bir yeri vardır. Uygur kardeşlerimizin kimlik ve kültürlerini muhafaza etmeleri ve geliştirmeleri için toplumun aktif bir parçası olarak yaşamaları ve çalışmaları için tüm şartları sağlamıştır. Bu proje, Türk dünyası adlı köklü çınarın 3 büyük kolu olan Kazaklar, Uygurlar ve Anadolu Türklerinin ortak çalışması olarak ortaya çıkmıştır, bu da ayrıca güzeldir. Bu proje, Kazakistan’daki Uygurlara yönelik çalışmaların sadece yüzde biridir.”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy ise Türk devlet aklının sürekliliğinin Türk milletiyle milli birlik ve beraberliğinden geçtiğini söyledi.

Uygur Türklerinin referans merkezinin Kaşgarlı Mahmud ve Yusuf Has Hacip gibi değerlerden beslendiğini kaydeden Ersoy, Türk dünyasında mevcut değer ve farklılıkların beraber yönetebilme kültüründen kaynaklandığını söyledi.

Ersoy, “Buradan neşet eden Ahmet Yesevilerin, Hacı Bektaşların, Hacı Bayram Velilerin halkalarının çok yönlü temsilcileridir. Özellikle Cumhurbaşkanımızın Çin’de olduğu bir günde Anadolu’da biz Kazakistan Uygur Türklerinin kültürel mirasını çalışıyor olmamız uluslararası ilişkilerde aklı referans alan ancak bize ait olan değerlerden de vazgeçmeyen Türk devlet aklının vücut verdiği her alanda kararlı adımlarla yürüdüğünün ifadesidir.” diye konuştu.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de YTB’nin Türk vatandaşları için bir diaspora kurumu olduğunu, bunun yanında soydaş ve akraba topluluklar için de faaliyetler yürüttüğünü söyledi.

Eren bu kapsamda, YTB olarak Türk cumhuriyetleri ve coğrafyasında soydaş ve akraba topluluklar ile ilişkileri kültürel manada korumaya matuf işler yapılmaya çalışıldığını söyledi.

Çalışma yapılan coğrafyalara örnek olarak Kırım’ı, Kıbrıs’ı, Özbekistan’ı ve Ahıska’yı veren Eren, bu coğrafyalara ilişkin son dönemde çeşitli çalışmaların yürütüldüğünü, gelecek süreçte Kırgızistan, Türkmenistan, Moğolistan, Azerbaycan coğrafyaları ile de çalışma ivmelerinin artırılacağını söyledi.

Eren, “Türk ülkeleri söz konusu olduğunda yüreklerin ciddi manada kabarması gerekiyor. ‘Issız çölde veya mezar taşsız bir yerde fatiha beklemek’ kutsiyeti sadece demek ki Çanakkale’ye, Afyonkarahisar’a, Trablus’a, Hicaz’a has bir durum değil, bu makamı, Orta Asya’da, Yemen’den Etiyopya’ya kadar Türklerin ayak bastığı her yerde bu öksüzlüğü bir nişan gibi başımızın üstünde taşıyoruz demektir.” ifadesini kullandı.

YTB Başkanı Eren, projede görev alan kurum personeline, akademisyenlere ve iş birliği sürecinde dayanışma gösteren temsilcilere teşekkür etti.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Öger ise proje kapsamında ulaşılan bilgi ve detayları paylaştı.

Uygur halkının dünyada en fazla Çin’in Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşadığını kaydeden Öger, 19. yüzyıldan itibaren sosyal, ekonomik ve siyasi sebeplerle başta Kazakistan’a olmak üzere Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye’ye, 20. yüzyıldan itibaren de Avrupa, Amerika ve Arap Yarımadası’na Uygur göçünün yaşandığını belirtti.

1860’lı yıllarda Uygurların Kazakistan coğrafyasına geçtiğini söyleyen Öger, “Doğu Türkistan’dan sonra Uygurların demografik olarak en çok bulunduğu ülke Kazakistan coğrafyasıdır. 2014 yılı verilerine göre 246 bin Uygur bugün Kazakistan’dadır.” dedi.

Öger, projenin kültürel mirası korumak amacıyla gerçekleştirildiğini, bu çerçevede yaklaşık 4-5 bin kilometre yol gezildiğini belirten Öger, “Kimliği korumak ve geçmişi bilerek geleceğe aktarmak, 21. yüzyılda bütün toplumların en büyük problemlerinden biridir.” dedi.

Daha sonra Ferhat Kurban Tanrıdağlı’nın sunduğu geleneksel Uygur halk müziğini dinleyen davetliler, proje kapsamında açılan fotoğraf sergisini gezdi.

www.yenicag.info

728