Aygün Attar: "Beklentimiz Azerbaycan'ın KKTC'yi devlet olarak tanıması ve bunu beyan etmesidir"

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, “Beklentimiz Azerbaycan’ın KKTC’yi devlet olarak tanıması ve bunu beyan etmesidir” dedi.

Diplomasi Vakfının, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) katkılarıyla ve İstanbul Gelişim Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlediği “Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu”na katılan Attar, AA muhabirine, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde 6 Temmuz’da düzenlenecek Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi Attar, “Şuşa Beyannamesi’yle Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler kardeşlik ilişkisinden müttefiklik ilişkisine dönmüştü. TDT’nin bugünkü formunu almasında Şuşa Beyannamesi’nin çok büyük bir önemi var, çünkü ülkeleri TDT’ye üye ve gözlemci olmaya götüren süreç Azerbaycan’da, Nahçıvan’da atılan imzayla başlamıştı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik işbirliği ve müttefiklik ilişkisinin TDT’nin diğer üyelerine yansıdığını belirten Attar, bu bağlamda Şuşa Zirvesi’nin önemine işaret etti.

“KKTC’nin davet edilmesi, TDT üyesi diğer devletler tarafından kabul görmesi önemlidir”

Attar, zirveye Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in davetiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ilk defa katılacağını hatırlatarak, “Her anlamda bol mesajlı, içeriği de güzel bir zirve olacağını biliyoruz.” dedi.

Şuşa Beyannamesi’nin imzalanmasının yıl dönümünde düzenlenen etkinliği Azerbaycan’ın iktidar partisi Yeni Azerbaycan’ın KKTC Başbakanı Ünal Üstel’i de davet ettiğini anımsatan Attar, son dönemde Azerbaycan Parlamentosu ile KKTC Parlamentosu arasında ortaya çıkan dostluğun ve oluşturulan dostluk grubunun, KKTC’ye giderek görüşmeler yapmasının önemli gelişmeler olduğunu kaydetti.

Attar, KKTC’nin tanınması konusunda Şuşa Zirvesi’nde ciddi adımlar atılmasını beklediğini şu sözlerle dile getirdi:

“Kazakistan’dan da böyle bir davet geldi ama baskılar sonucunda son anda vazgeçildi. Ersin Tatar ‘Can Azerbaycan’ın farklı davranacağını umduğunu’ söylemişti. TDT’ye gözlemci sıfatıyla KKTC’nin davet edilmesi, TDT üyesi olan diğer devletler tarafından kabul görmesi önemlidir ama açıkçası bizlerin, hepimizin beklentisi, Türkiye’den sonra Azerbaycan’ın KKTC’yi devlet olarak tanıması ve bunu beyan etmesidir.”

Sürecin uluslararası hukuka uygun bir şekilde işletilmesi gerektiğini vurgulayan Attar, Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımak noktasında dirayetli adımlar attığını bildirdi.

“Ermeni diasporası engellendi”

Attar, Türkiye ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de değindi.

Karabağ Zaferi’nden sonra Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun şekilde normalleşme süreciyle ilgili ilk adımı attığını söyleyen Attar, “Ermenistan aynı şekilde o adımları atamadı. (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan atmak istese de Ermeni diasporası engellendi.” diye konuştu.

Attar, “Normalleşme sürecini beraberinde getirecek en önemli konu, Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik toprak iddialardan vazgeçmesidir. Bunun için de Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesi, Ağrı Dağı’nın orada yer alan kısmına verilen Ararat adının çıkarılması ve toprak iddialarıyla ilgili maddenin kaldırılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Bu konuda Türkiye’nin Ermenistan’dan somut adım beklediğini vurgulayan Attar, Türkiye’nin gerekli adımları attığını anlattı.

Attar, Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri konusunda Paşinyan’ın Azerbaycan’a hak verdiğini, Karabağ sürecinin artık sona erdiğini ve 4 kentin iadesi konusunda Ermenistan Anayasası’nda değişiklik yapılması gerektiğini belirtti.

Azerbaycan’ın Ermenistan’la ilişkilerinde de tıpkı Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde olduğu gibi Ermenistan’ın toprak iddialarının tamamen ortadan kalkması gerektiğinin altını çizen Attar, şu ifadelere yer verdi:

“Ermenistan bu talebi gerçekleştirdiği takdirde hem Türkiye-Ermenistan hem Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin, kayıtsız şartsız, amasız lakinsiz Azerbaycan’ın kazanmış olduğu her zafer sonrasında, Ermenistan’ın da taahhüt ettiği o üçlü Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanmış olan o deklarasyon maddelerine riayet ederek, bunun içerisinde biliyorsunuz ki sadece Türkiye-Azerbaycan açısından değil Asya’dan Avrupa’ya nakledilecek önemli iktisadi kalkınmanın temini olan Zengezur Koridoru da söz konusu. Bunların hepsini normalleşme süreci temin edecektir.”

Kaynak: AA

www.yenicag.info

529