Türk dünyasının kültür hazinesi olan Dîvânü Lugâti’t-Türk 1072-1074 arasında yazılmış, dönemin maddi ve manevi bir başvuru kaynağıdır. Peki, bu kültürel zenginliğimizi ne kadar yakından tanıyoruz?
Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınan eser, yazıldığı 11. yüzyıl Türk dünyasını, kültürünü ve kapsadığı coğrafyayı anlamamızı sağlayan bir Türkoloji başyapıtıdır. Yaşadığı coğrafyada yaptığı gezileri anlatan Kaşgarlı, atasözleri ve şiirlerle görüşlerini destekleyerek Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçe’nin ne kadar yaygın bir dil olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır.
Zira o dönem itibariyle Arapça’nın üstünlük kazanmaya ve yayılmaya başladığı bir süreçtir. Buna karşı öz Türkçe’nin korunması gerektiğini savunan Kaşgarlı Mahmud, “Kaşgari” mahlasını da kullanmıştır. Eserde dönem itibariyle Türk boyları ve komşularının bulundukları coğrafyayı gösteren bir harita da bulunmaktadır.
Türk kültürünün Araplara tanıtılmasında büyük emekleri geçen Kaşgarlı,
- Divanu Lugati’t Türk
- Kitabu Cevahirü’n Nahv Fi Lugati’t Türk
eserlerini kaleme almıştır. Türk dil birliğinin sağlanmasında da önemli katkıda bulunan bu eserlerinden Divan’ın, 638 sayfalık tek el yazma nüshası 1266’da Şam’da ed-Dımaşkı tarafından temize çekilmiştir.
Divanu Lugati’t Türk Bir Rastlantı Sonucu Bulundu
Bir şekilde kaybolan ve yıllarca aranılmasına rağmen bir türlü bulunamayan eser, Osmanlı’nın eski Maliye Bakanlarından Nazif Bey’in akrabası olan bir yaşlı kadın tarafından; satılması için İstanbul’da Sahaflar Çarşısı’nda dükkanı bulunan Burhan Bey’e götürülür. Eserin tekrar kültür dünyamıza kazandırılmasına vesile olan şahsiyet ise yaşamı boyunca her gittiği yerde kitaplar toplayan araştırmacı ve tezkire yazarı Ali Emiri’dir.
Emiri, aynı zamanda topladığı 16.000 nadir ve tek nüsha kitabı, kurduğu Millet Kütüphanesi’ne bağışlamasıyla da bilinmektedir. Ali Emiri’nin eseri bulması Türk dünyasında çok büyük bir yankı uyandırmıştır. Emiri, kitabı 1915 yılında, 3 altın lirası bahşiş olmak üzere toplam 33 altın liraya satın almıştır.
Eser, Sadrazam Talat Paşa’nın da çabalarıyla 1915-1917 yılları arasında 3 cilt halinde basılmıştır. 1940 yılında ise Türk Dil Kurumu, Besim Atalay’ın modern Türkçe’ye çevirdiği kitabın baskısını yapmıştır.
Bir rastlantı sonucu bulunan Divanu Lugati’t Türk eseri bugüne kadar ulaşmayı başarsa da Kitabu Cevahirü’n Nahv Fi Lugati’t Türk maalesef kayıp durumdadır. Divan’ın yazıldığı dönemde kaleme alındığı düşünülen bu eser de dönemine ışık tutan bir başyapıttır.
Karahanlı Türkçesi ile yazıldığı, dilbilgisi içerikli olduğu düşünülmektedir. Her ne kadar UNESCO tarafından “Kaşgarlı Mahmud Yılı” olarak belirlenen 2008’de kitabın bulunması için çalışmalar başlatılmış olsa da kitap bugüne kadar bulunamamıştır. Kitabın varlığı, Divan’ı modern Türkçe’ye çeviren Besim Atalay tarafından dile getirilmiştir.
www.yenicag.info