Ukrayna, Türk Keneşi'nde yer almak istiyor - Emine Ceppar açıkladı

Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Ceppar, yaptığı açıklamada,“Türk devletinin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleme yönündeki resmi duruşu bizim için çok değerli. Türkiye’ye, hem Ukrayna hem de Kırım Tatarlarlarına yönelik desteklerinden ötürü minnettarız” dedi.

Yaklaşık 1.5 ay önce göreve başlayan Ukrayna Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Ceppar, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) Türkiye-Ukrayna ilişkilerini değerlendirdi. Kırım Tatarı olan Ceppar, Türkiye’nin, Kırım meselesi ve Kırım Tatarlarına yönelik desteklerinin altını çizdi. Ceppar, “Ukrayna devleti adına ve Kırım Tatarlarının temsilcisi olarak kendi adıma, Türk devletine, Kırım ve Kırım Tatarlarıyla ilgili desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Türk devletinin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleme yönündeki resmi duruşu bizim için çok değerli. Siyasi mahkumların serbest bırakılması için bizzat aracı olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok minnettarız” dedi.

“Rusya tarihte birçok kez bugün olduğu gibi Kırım’ı ilhak ederek, Kırım Tatarlarının mirasını yok etme girişimlerinde bulundu” diyen Ceppar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırım Tatarlarının yeniden yurtlarına dönmesi çok zorlu bir süreçti ve Türkiye, tüm bu etaplarda Kırım Tatarlarının yanındaydı. Bugün de Türkiye’nin desteğiyle Herson ilinde 500 konut inşa edilmesi planlanıyor. Bu girişimlerin Ukrayna’nın diğer bölgelerine de yayılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Rusya’nın Kırım’ın işgali sonrası hibrit savaşına başvurduğunu belirten Ceppar, “Kırım’ı işgal eden Rusya Federasyonu, hibrit savaşı yöntemiyle, suçlarını meşrulaştırmak istiyor. İşgal altındaki Kırım’da, uluslararası konferanslara milyarlarca dolar harcıyor. Farklı ülkelerden insanları getirerek, illüzyon yaratmak için, ‘Kırım’da hayatın ne kadar güzel’ olduğunu anlattırıyor” ifadelerini kullandı.

Karadeniz’in güvenliğini sağlama konusunda Türkiye ile Ukrayna arasında iş birliğinin önemini vurgulayan Ceppar, şunları söyledi: “Rusya, Azak Denizi’ni bugün kendi gölü yapmak istiyor. Edindiğimiz bilgilere göre, Rusya bugün Karadeniz’de 6 denizaltına sahip. Kırım, Rusya’nın askeri üssü haline geldi. Bu üssün etrafında yer alan tüm ülkeler, Rusya’nın bölgeyi kontrol etmeye yönelik agresif politikalarının farkında olmalı. Bu nedenle, Kırım Platformu’nun kurulması için girişimde bulunuyoruz. Türkiye’nin, bu platforma katılmayı en fazla arzu eden 5 ülkeden biri olduğunu düşünüyorum. Her yıl Kiev’de, ülke liderlerinin bir araya geleceği Kırım Zirvesi düzenlemeyi planlıyoruz. Kırım’ın işgali Ukrayna’nın iç meselesi değil, Karadeniz bölgesi ve Akdeniz ülkelerini de ilgilendiren bir konu. Rusya’nın askeri stratejisi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik. Kırım, onlar için bu yolda bir askeri üs.”

Ceppar, Türkiye ile Ukrayna arasında güvene dayalı stratejik ortaklığın kilit unsurunun askeri alandaki iş birliği olduğunun altını çizerek, “Ortaklığımızın bugünkü seviyesinin gerçekten stratejik olduğunu düşünüyorum. Türkiye ile Ukrayna arasındaki stratejik ortaklık güven temeline dayanıyor” dedi. Türkiye ile Ukrayna’nın savunma sanayi alanında birçok büyük çaplı ortak projeyi hayata geçirildiğini hatırlatan Ceppar, “Bunlar içinde en büyük olanlardan biri, Aselsan şirketi tarafından Ukrayna ordusunun telekomünikasyon ekipmanlarının geliştirilmesi. Ayrıca, Ukrayna teknolojisi ile üretilen reaktif zırh ve aktif koruma sistemleri ile Türk tanklarının modernizasyonu. Donbas bölgesinde askeri operasyonlarını sürdüren Ukrayna, Türkiye ile insansız hava araçlarının (İHA) üretimi konusuna da büyük ilgi duyuyor” diye konuştu.

Ukrayna ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) imzalanması yönünde en üst seviyede siyasi irade olduğunu vurgulayan Ceppar, “Burada önemli olan, bu konudaki kararın verilmiş olması. Detaylarla ilgili mutabakata varılması gerekiyor. Ukrayna tarafı, tarım ürünleri de dahil olmak üzere tüm mal grupları için pazarın açılmasından yana. Anlaşmanın imzalanacağı tarihle ilgili net bir şey söylemek doğru olmaz. STA anlaşmasının imzalanmasının, cumhurbaşkanlarımızın da ifade ettiği stratejik ortaklığı bir kez daha ortaya koyacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile Ukrayna arasında ekonomi ve yatırım alanlarındaki gerçek iş birliği potansiyelinin hayata geçirilmediğine inandığını belirten Ceppar, “Ukrayna 6 yıldır büyük çaplı yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Donbas bölgesinde savaş ve Kırım’ın işgali sürerken, bir yandan da ülkede onlarca önemli reform hayata geçiriliyor. Türk yatırımcıları için gayrimenkul piyasası cazip olabilir. Türk iş dünyasının emlak yatırımlarıyla yakından ilgilendiğini biliyorum. Ukrayna tarafı da gayrimenkul pazarına Türk yatırımlarını çekmek istiyor” ifadelerinde bulundu.

Ukrayna’nın, pandemi şartlarına rağmen, tarihte ilk defa ekonomik krizden çıkarken milli para biriminde ve bankacılık sisteminde istikrar yakaladığının altını çizen Ceppar, “Yabancı iş insanlarının, ülkenin perspektifini anlamak açısından bu göstergeyi dikkate almaları gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası kuruluşların Ukrayna’daki reform sürecini desteklemesi de makroekonomik iklime olumlu yansıyor ve yatırım potansiyelini geliştiriyor” dedi. Ceppar, Ukrayna devletinin geniş kapsamlı özelleştirme hamlesi başlattığına işaret ederek, Türk yatırımcılar için bu alanda da önemli fırsatlar olduğunu vurguladı. Ceppar ayrıca Ukrayna’da yabancı yatırımcılar için bürokratik engellerin kaldırılmasına yönelik atılan adımların önemine dikkati çekti.

Koronavirüs (Covid-19) salgını sırasında alınan önlemler sayesinde Türkiye ve Ukrayna vatandaşlarının bugün birbirlerinin ülkesine rahatça giriş yapabildiklerini söyleyen Ceppar, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Türkiye, Ukrayna vatandaşları arasında en sevilen tatil ülkelerinden biri. Geçen sene yaklaşık 1,5 milyon Ukrayna vatandaşı Türkiye’yi ziyaret ederken, 350 bin Türk vatandaşı Ukrayna’ya geldi. Ukrayna, Türkiye’den, özellikle tarihi öneme sahip olan, Osmanlı’nın izlerini taşıyan bölgelere daha fazla turist çekme potansiyeli taşıyor. Ukraynalı turistler Türkiye’de plaj turizminin yanı sıra, artık tarih turizmine de ilgi duyuyor. Biz iki komşu ülkeyiz. Ukrayna, Türk kültürünün mirasçısı. Kırım Tatarları, Ukrayna ile Türkiye arasındaki köprü.” Ceppar, Ukrayna’nın, Türk dünyasının çatı kuruluşu olan, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın üye olduğu Türk Keneşi’nde (Konseyi) gözlemci statüsünde yer almak için girişimlerde bulunduğu bilgisini de paylaştı.

Ukraynalı eşleri tarafından ülkeye getirilen çocuklarını göremeyen Türk babaların yaşadığı sıkıntılarla ilgili soru üzerine ise Ceppar, “Ukrayna Medeni Kanunu her iki ebeveynin de haklarını gözetiyor. Her ebeveyn, çocuklarıyla zaman geçirme ve yetiştirilmelerine katkıda bulunma hakkına sahip. Bu tür anlaşmazlıklarla ilgili hukuki süreçte birçok farklı etken göz önünde bulunduruluyor. Türkiye ve Ukrayna, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Sözleşme’ye dahil olan ülkeler. Bu sözleşmenin şartlarının yerine getirilmesinden sorumlu başlıca kurum, Adalet Bakanlığı” ifadelerini kullandı.

www.yenicag.info

1.6 K