Kafkasya’nın özgürlüğü için Çarlık Rusyası’na karşı verdiği mücadeleden dolayı Türkiye’de ‘Kafkas Kartalı’ olarak bilinen Şeyh Şamil, vefatının 148. yılında anılıyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dini önderi Şamil, Dağıstan’ın Gimri köyünde 1797 yılında dünyaya geldi. Doğduğunda dedesi Ali’nin adı verildi. Ancak sürekli hasta olduğundan isim değiştirmenin iyi geleceğine dair geleneksel inancın etkisiyle ailesi adını Şamil olarak değiştirdi.
Şeyh Şamil arkadaşları ile birlikte ilim öğrenmek üzere Irak’a gidip, Türkiye’de ‘Mevlana Halid-i Bağdadi’ olarak bilinen alim Mevlana Halid-i Şehrezori’den tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf gibi dini ilimler ile edebiyat, tarih ve fen bilgilerini öğrendi. Şehrezori, talebesi Şeyh Şamil’e halifelik de vererek Kafkasya’ya gönderdi.
Rusların, Kafkasya’daki Müslümanları esaret altına almak için uğraştığını gören Şamil, buna karşı koymak amacıyla verilen mücadeleye dahil oldu.
Kuzey Kafkasya Müslümanlarının 18. yüzyılın sonlarında başlattıkları, Ruslar’ın “Müridizm”, kendilerinin ise “Gazavat” adını verdikleri direniş hareketi, liderleri İmam Mansur’un ölümünden sonra uzun yıllar lider çıkaramadı.
Nakşibendi-Halidi Şeyhi İsmail Şirvani’ye bağlanarak hilafet aldıktan sonra 1823’te Dağıstan’a dönen Şeyh Şamil’in arkadaşı Molla Muhammed, 1829’da Gazavat hareketinin liderliğine seçildi. Molla Muhammed, Müslüman Kafkasya halklarını Ruslar’a karşı cihada davet eden bir bildiri yayınlayarak harekete geçti. Şeyh Şamil imam ve gazi unvanıyla anılan Molla Muhammed’in en önemli yardımcısı oldu.
Molla Muhammed, 20 Kasım 1832’de Ruslarla yapılan savaşta hayatını kaybederken Şeyh Şamil ağır yaralı olarak kurtuldu.
35 yıl mücadele etti
Ruslar bu olaydan sonra Dağıstan’da direniş hareketinin sona erdiğini düşünürken Molla Muhammed’in yerine imam seçilen Hamza Bey (Hamzat Bek) mücadeleyi sürdürdü. Hamza Bey’in 19 Eylül 1834’te bir suikast sonucunda öldürülmesinin ardından Şamil, Avar uleması ve ileri gelenleri tarafından imam seçildi.
Kafkasya’daki halklar Şamil’i imam seçerek, düzenli bir ordu kurulmasını sağladı. Şeyh Şamil, imam seçildiği 1834’ten 1859 yılına kadar Rusya’nın askeri gücünün çokluğu ve ellerindeki imkanlara rağmen kurduğu düzenli orduyla uzun süre destansı bir mücadele sürdürdü. Kendinden önceki iki imamın döneminde de fiilen 10 yıl savaşlara katılan Kafkas Kartalı, yaklaşık 35 yılık bir mücadele dönemi geçirdi.
Bu mücadele döneminde Şamil, Kafkasya halklarını denetimi altına almak isteyen Ruslara büyük kayıplar verdirdi.
Şeyh Şamil, Dağıstan’da kendi varlığını güçlendirmeye çalıştı. Çeçenistan’da yeni bir güç haline gelen Hacı Taşov ve Kibid (Kebed) Muhammed ile bir anlaşma yaparak Dağıstan ve Çeçenistan’da hakimiyetini sağlamlaştırdı.
1842 yılına girerken Şeyh Şamil, Çeçenistan ve Dağıstan’ın tek hakimi oldu. Şamil 1844 yılı başlarında Kuzey Dağıstan’ın kesin hakimi durumunda idi. Çar I. Nikola, 30 Aralık 1843’te General Neidhardt’a gönderdiği emirnamede Şamil’in bütün ordularının dağıtılmasını istediğini bazı destekçilerinin kazanılması için 45 bin ruble gönderildiğini belirtti. Fakat Avaristan’a yönelik Rus askeri harekatı Şamil’in güçlü savunması karşısında başarılı olamadı. Sonunda General Neidhardt görevinden alındı ve yerine Prens Vorontsov, Kafkas orduları başkumandanı ve Kafkas genel valisi olarak tayin edildi.
1846 nisanında Şeyh Şamil, Kabartay bölgesi üzerinden batıdaki Çerkeslerle birleşip Kafkasya’nın birliğini sağlamak amacıyla direniş başlattı ve kısmen başarılı oldu. Kırım Savaşının patlak verdiği Ekim 1853’e kadar Kafkasya’da genellikle sükunet hakim oldu.
Sultan Abdülmecid’e birlikte mücadele çağrısı
Şeyh Şamil, Mart 1853’te Sultan Abdülmecid’e bir mektup yazarak durumu aktardı. Buna rağmen henüz resmen savaş başlamadan Kafkasya’da ve özellikle Dağıstan’da Rus askeri yığınağını sekteye uğratacak eylemlere girişti. Bir an evvel Tiflis’e ulaşmak isteyen Şamil’in Güney Kafkasya’daki bu eylemlerinin amacı, muhtemel bir Osmanlı-Rus savaşına karşı Ruslar’ın bölgede askeri yığınak yapmasını önlemekti.
Osmanlı yönetimi Ağustos 1853’te, Anadolu ordusu Mareşal Abdülkerim Paşa’ya, muhtemel bir Osmanlı-Rus savaşında kendilerine yardımda bulunması için bir kişiyi Şeyh Şamil’e göndermesini emretti. 4 Ekim 1853’te Kırım savaşının başlaması Osmanlı Devleti’nin Kafkasya ile daha yakından ilgilenmesini zorunlu hale getirdi. Sultan Abdülmecid 9 Ekim 1853’te Şeyh Şamil’e bir ferman yollayarak onu Ruslar’a karşı cihada çağırdı. Bu çağrıya 13 Aralık 1853’te cevap veren Şeyh Şamil, Tiflis üzerine bir askeri harekata girişilirse Ruslar’ın Kafkaslar’dan çıkarılabileceğini bildirdi. Ancak bu teklif Osmanlı Devletince kabul görmedi. Osmanlı Devleti Mayıs 1854’te, Dağıstanlı Halil Bey’in teklifiyle Şeyh Şamil’e Dağıstan Serdar-ı Ekrem’i unvanını verdi. Tiflis’e karşı askeri bir harekat yapılması konusunda ısrarlı olan Şamil, Temmuz 1854’te Gürcistan’ın Kaheti bölgesine girdi. Şeyh Şamil, bütün gayretlerine rağmen Osmanlı ordusunun Tiflis’e doğru hareket etmesini sağlayamadı ve karargah Dargiye’ye çekildi.
Haziran 1853’ten itibaren yaptığı saldırılarla Güney Kafkasya’daki Ruslar’ın seferberlik hazırlıklarını sekteye uğratan Şeyh Şamil’in bu hareketi, Kasım-Aralık 1853 aylarında Kars-Gümrü yönünde cereyan eden muharebelerde Ruslar’ın savunmada kalmasında önemli rol oynadı. Osmanlı bahriyesinde görevli İngiliz Amirali Adulphus Slade bir raporunda, Rusya’yı barışa zorlamak için Kafkasya’nın fethedilmesinin, bunu sağlamak için Çerkeslerin yanı sıra Şeyh Şamil ile iş birliği yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti. Fakat gerek Şeyh Şamil’in Dağıstan’daki kritik durumu gerekse Osmanlı Devletinin tutumu Kafkasya’daki Rus varlığını sona erdirecek harekatın gerçekleşmesini önledi, böylece tarihi bir fırsat değerlendirilemedi.
Zafere ulaşamayan direniş
30 Mart 1856’da imzalanan Paris Antlaşması’ndan sonra Rusya’nın Prens Baryatinsky’i yeniden Kafkas orduları başkumandanlığına ve Kafkas genel valiliğine tayin etmesi, Kafkasya’nın ve dolayısıyla Şeyh Şamil’in kaderini belirleyen en önemli gelişme oldu.
Prens Baryatinsky, Kafkasya’daki kuvvetlerini beş gruba ayırarak her birinin başına bir kumandan tayin etti. Haziran 1857’de saldırıya geçmeye başlayan Ruslara karşı direniş gösterilmiş olsa da Şeyh Şamil 6 Eylül 1859’da teslim olmak zorunda kaldı.
Prens Baryatinsky’nin karargahına getirilen Şeyh Şamil, ertesi gün Temirhanşura’ya, oradan Saint Petersburg’a, ardından Kaluga’ya götürüldü.
İstanbul günleri
1869’da kendi isteğiyle Kiev’e gönderilen Şeyh Şamil, Ruslar’ın izin vermesi üzerine hacca gitmek amacıyla 31 Mayıs 1869’da İstanbul’a geldi. Aynı gün sadrazamla görüştü, daha sonra şeyhülislamı ve dahiliye nazırını ziyaret etti. 15 Ağustos 1869’da Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı’nda kabul edildi. 7 ay kendisine ayrılan köşkte oturdu. Sultan Abdülaziz, Şeyh Şamil’e ve aile fertlerine maaş bağlattı. Hac farizasını yerine getirdikten sonra İstanbul’a dönmesi beklendiği için Zarif Paşa Konağı kendisine tahsis edildi. 15 Ocak 1870’te Sultan Abdülaziz’e bir veda ziyaretinde bulunup 25 Ocak’ta İstanbul’dan ayrılan Şeyh Şamil hac görevini ifa etmesinin ardından 4 Şubat 1871 yılında Medine’de vefat etti. Şeyh Şamil, Medine’deki Cennetü’l-Baki’ye defnedildi.
Şeyh Şamil, bütün Kafkasya’da etkili oldu
Bir Nakşibendi şeyhi olan Şamil, lider (imam) seçildikten sonra güçlü hitabeti, kararlı tutumu, askeri ve siyasi dehasıyla Dağıstan’da ve bütün Kafkasya’da etkili oldu. Hem idari hem dini bir otorite olarak kabul edildi.
Rusların güçlü orduları karşısında unutulmaz bir mücadele veren Şeyh Şamil’in adı Rus işgaline karşı direnen Kafkas kavimlerinin hafızasına nakşedildi.
Beş evlilik yapan İmam Şamil’in 11 çocuğu oldu. Oğullarından Gazi Muhammed, Osmanlı’nın hizmetine girerek 93 Harbi’nde Ruslara karşı savaştı, Muhammed Şafii ise Rus ordusuna katılarak tuğgeneralliğe kadar yükseldi.
www.yenicag.info