Hindistan ve Pakistan arasındaki artan askeri gerginlik: Türkiye ne kadar etkilenebilir?
Hindistan ve Pakistan arasında artan askerî gerginlik, Güney Asya’da savaş olasılığını her zamankinden daha da yakınlaştırmış durumda.
Nükleer silahlara sahip olan bu iki ülkenin olası bir çatışması sadece bölgesel güvenliği tehdit etmiyor, aynı zamanda Türkiye’nin de dâhil olduğu pek çok ülkenin stratejik dengelerini sarsma riski taşıyor.
Hindistan basını, Türkiye’nin Pakistan’la derinleşen savunma iş birliğine dikkat çekerek bu ortaklık sayesinde bölgedeki güç dengesinin değişebileceğini vurguluyor. Artan gerginlik ve askerî çatışma riski, Hindistan ve Pakistan arasındaki durumun sadece Güney Asya’yı değil, aynı zamanda küresel düzeyde etkileri olan bir mesele olduğunu ortaya koyuyor.
Türk gazeteci Mustafa Yıldız da Yenicag.az’a yaptığı açıklamada bu durumun dünya siyasetini etkileyebileceğini belirtti.
“Keşmir bölgesi, daha önce de birçok kez karşı karşıya gelen bu iki ülke arasında bazı emperyal çıkarlar ve dış etkiler nedeniyle bir çatışma konusu olmuştur. Bu dağlık bölge, özellikle su ve bazı değerli elementler açısından zengin olması nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. Yeni dünya düzeninin inşasında Keşmir meselesi, Hindistan-Pakistan-Çin üçgeninde bir problem olarak ortaya atıldı ve bu, zamanla çatışmalara neden oldu. Mevcut durumda bu sorun yeniden kaşınarak iki ülke bir kez daha karşı karşıya getirilmek isteniyor,” dedi.
Analitist, savaş çağrısı yapanların barış çağrısı yapanlardan fazla olduğuna dikkat çekerek, nükleer güçten önce bu iki ülkeyi destekleyen küresel güçlerin dikkate alınması gerektiğini ifade etti:
“Bu sadece Hindistan-Pakistan savaşı değil; aynı zamanda Rusya–ABD, Çin–ABD ve İngiltere–Rusya–ABD arasında süregelen anlaşmazlıkların da bir parçası. Nükleer savaş tehdidi son yıllarda dünyada en çok konuşulan tehditlerden biri. Ancak nükleer silahlar, savaş şartlarında son aşamada kullanılabilecek, hatta hiç kullanılmaması gereken araçlardır. İsrail’in İran’la bölgedeki restleşmesinde olduğu gibi, nükleer silahlar günümüzde daha çok bir tehdit unsuru olarak elde tutuluyor.”
Hindistan ve Pakistan arasında yaşanabilecek olası bir çatışmanın Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine dair değerlendirmede bulunan siyasi analist, “Bir Kuşak, Bir Yol” projesine dikkat çekti. Çin’den yola çıkan bir trenin kesintisiz şekilde İngiltere’ye ulaşmasının küresel ticareti doğrudan etkileyebileceğini ifade etti:
“Olası bir savaş durumunda bu ticaret yollarının ciddi biçimde etkilenmesi muhtemeldir. Türkiye ile Pakistan arasındaki güçlü ilişkiler de dikkate alınmalıdır. Pakistan Başbakanı’nın geçtiğimiz aylarda yaptığı ‘negatif bir durumda tüm askerî gücümüzle Türkiye’nin yanında olacağız’ açıklaması, Türkiye’nin bu kriz karşısındaki konumunu daha da önemli hâle getiriyor. Türkiye’nin, tıpkı Rusya–Ukrayna savaşında olduğu gibi, Hindistan–Pakistan geriliminde de dünyadaki önemli aktörlerden biri olacağına inanıyorum.”
Sözlerine devam eden uzman, Azerbaycan’ın Karabağ’daki kararlı tutumunun tüm dünya tarafından kabul edildiğini hatırlatarak, Türkiye’nin pozisyonunun da açıkça ortada olduğunu söyledi:
“Türkiye’nin Rusya–Ukrayna krizinde sergilediği tutum ortadadır ve bu yeni kriz karşısında da küresel ölçekte birleştirici rol oynaması kaçınılmazdır. Son olarak, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki kardeşlik ilişkileri dünya siyasetinde etkisini sürdürmektedir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya siyasetine etkileri, birlikte hareket ettiklerinde çarpan etkisi yaratıyor. Bu iki ülkenin kardeşliği, hem Asya’da hem Batı dünyasında sorunların çözümüne daha hızlı katkı sağlayacaktır.”