Dostluğu taçlandırmak: Azerbaycan-Türkiye üniversitesi mümkün mü?

Açıkça söylemek gerekirse; Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında Türkiye’nin oynadığı aktif rol ve fiili yardım, iki ülke insanı arasında var olan yakınlığı müthiş bir şekilde artırdı. Yine açıkça söylemek gerekirse, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere yönelik en önemli eleştiri; ‘söz çok, icraat yok’ veya ‘işin sadece edebiyatını yaparlar’ şeklinde özetleyebileceğimiz negatif çağrışımdır. Bu durum maalesef, yaygın bir anlayış haline gelmiş ve iki ülke arasında bir şekilde ilişkide olan çoğu kimsenin kuvvetle yakındığı bir husustur. Diğer yakınılan bir husus ise ‘işi bürokrasiye boğarlar, ilerleme çok ağır olur’ yargısıdır.

Bu yaklaşımdan gerçekçi olarak dostluk adına davranan hiç kimsenin bir memnuniyeti olamaz. Ancak bu oyalama taktiğinden iki ülke arasında daimi bir dostluk istemeyen gizli düşmanların bir çıkarı olabilir. Onlar doğal olarak ilişkinin bu şekilde devamından yana olurlar. Klasik hale gelen FETÖ taktiği budur. Bu yüzden iki tarafın da bu konuda duyarlı olmaları beklenir.

Kötü niyetlilerin eli, ancak bu şekilde duyarlılık göstererek boşa çıkarılabilir. Hepimizin bildiği önemli bir hususu hatırlayalım. Dostlukların sağlam kurulması ve uzun yaşaması için en önemli işbirliği alanı eğitimdir. Bu ilişki sağlam temellere dayalı kurulursa her iki tarafta da hem dostluklar pekişir hem de çok yararlı çıktıları olur. Zira eğitim; birey üzerinden aile ve toplumu, bu ise devleti etkiler.
Bu durum aynı zamanda iki devletin de çıkarına olan uzun bir süreci planlamak ve yönetmektir.

EĞİTİMDE ATAĞA GEÇMEK

Bu karşılıklı memnuniyetsizlik doğuran hususu tedavülden kaldırmak iki tarafın ortak gayreti ile mümkün. Azerbaycan-Ermenistan savaşındaki fiili dostluğumuzu vesile kılarak ‘iki devlet, tek millet’ anlayışının içi boş bir husus olmadığı somut olarak gösterilmiş oldu. Şimdi buradan hareketle ve çok hızlı bir şekilde eğitim üzerinden ilişkileri geliştirecek somut adımlar atmanın tam zamanıdır.
İki ülke açısından eğitimin bütün aşamalarında atağa geçmek için önümüzde hiçbir engel yok ve aksine ortam çok uygun.

Dolayısıyla bu alandaki ilişkilerimizi hızlı bir şekilde geliştirmek için her iki tarafın da üstün bir gayret sarfetmesi gerekir. Özellikle Maarif Vakfı, seçkin okullar zincirine Azerbaycan’ı ekleyebilir ve çalışmalarına burada hızlı bir şekilde başlayabilir. Bu, iki ülke açısından son derece önemli ve anlamlı bir adımdır. Nitelikli eğitim bağı ile kurulacak ilişki daimi olur. Aslında Maarif Vakfı’nın eğitim alanındaki dünya tecrübesi Azerbaycan için de önemli ve seçkin bir kazanım sayılır.

YÜKSEKÖĞRETİMDE İŞBİRLİĞİ

Gelelim asıl meseleye. Bilindiği üzere ülkemizin bazı devletlerle ortaklaşa kurduğu üniversiteler var. Bunların bir kısmı gelişmiş ülkeler; Almanya, Japonya gibi. Bunun yanında Kazakistan ve Kırgızistan ile de ortak üniversitemiz var. Bunlara ilaveten Azerbaycan Türkiye Üniversitesi çok uygun düşer. Madem ki iki devlet, tek millet felsefesi en çok iki ülke arasında söz konusu. O halde yüksek öğretim alanında işbirliğine gitmek taraflar için vazgeçilmez bir zorunluluk. Türkiye’nin yüksek öğretim alanında ciddi bir deneyime ve yetişmiş insan kaynağına sahip bulunması Azerbaycan için de önemli bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmek her iki ülkenin de yararınadır. Ülkemizdeki Azerbaycanlı öğrencilerin sayısını bile artırır. Üstelik dil konusunda rahatlıkla anlaşılacağı için de hiçbir zorluk çekilmez. Bu da eğitim açısından önemli bir avantaj sayılır.

Laftan öteye geçmiş olmanın en önemli inandırıcılığı, eğitimle ilgili somut adımlar atmaktır. Eğitim üzerinden her türden işbirliği, uzun soluklu ve gerçekçi kazanımlar ortaya çıkarır. Bu konuda yeni bir model de denenebilir. Öğrenimin yarısı Türkiye’de, yarısı Azerbaycan’da olabilir. Böylelikle her iki taraftan gelen öğrenciler iki ülkenin eğitim ve kültürel imkanlarından istifade etmiş olurlar.

Bu da öğrenciler açısından ayrı ve zengin bir kazanım sayılır. İki ülkeyi daha çok birbirine yakınlaştırır. Bu vesile ile Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan Hoca’yı yıllar önce Azerbaycan’da başlattığı eğitim çalışmalarını hatırlayarak rahmetle anmış olalım.

Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili

www.yenicag.info

930