Yeni Çağ Medya Grubu, Türkiye Azerbaycan Evi, Türkiye-Azerbaycan İşadamları ve Sanayiciler Birliği tarafından organize edilen “Bölgenin geleceği: jeopolitik çağrılar ve perspektifler” konulu Uluslararası Sempozyumun 2. paneli sona erdi.
Anar Yusifoğlu’nun sunumuyla gerçekleştirilen panele Rus gazeteci, araşdırmacı türkolog İvan Starodubtsev, Azerbaycanlı siyaset bilimci Elhan Şahinoğlu, Ekonomi Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi Dekanı Ferruh Tuzcuoğlu, Azerbaycan-Kuzey Kıbrıs Dostluk Grubu Başkanı Orhan Hasanoğlu, Azerbaycanlı uzman İlgar Velizade konuşmacı olarak katıldı.
Ekonomi Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi Dekanı Ferruh Tuzcuoğlu, konuşmasında çok önemli konulara değindi:
“Küresel olarak nasıl bir dünyadayız, bizim coğrafiyamız – Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan bu küresel fotoğrafın neresinde? Bu soruyu cevaplamak için dünya ekonomisini şekillendiren 3 önemli argümana dikkat etmeliyiz: mikromilliyetçilik, entergrasyon, öngörülmezlik.
Bildiğiniz üzere, 19. yüzyıla kadar dünyada büyük imperatorluklar vardı, 20. yüzyılsa ulus devletleri çağı olarak karşımıza çıktı. 21. yüzyılın da mikro devletler çağı olacağı söyleniyor. ABD’de bağımsız araştırma merkezleri dünyada var olan devlet sayısının 2’ye, hatta 4’e katlanabileceğini söylüyor. Mikromilliyetçilik dediğimiz zaman, sadece etnik köken anlaşılıyor ama burada çeşitli farkları dikkate almalıyız. Bu durumu krize dönüştürmeden halletmek gerek. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta doğal kaynaklar ve servetler. Doğal kaynaklara sahip olan ülkeler öncelikle bu zenginlikleri koruyacak güce sahip olmak zorunda. Aksi taktirde zenginlik o ülkenin başına dert açıyor. Bu yüzden de doğal kaynakların güvenliği sağlanmalı ve onun piyasaya nasıl pazarlanacağı konusu detaylı bir şekilde incelenmelidir.
Şu anda devletler tek başına hareket etmiyor. Çağımızda entegrasyon ve bütünleşme şart.
Üçüncü olaraksa öngörülmezlik- yani kriz yönetimi. Ülkeler hedeflerine ulaşmak isterken farklı sonuçlar elde ediyor. Bu yüzden de krizi fırsata çevirme konusu devletin önemli görevlerinden birine dönüşüyor.
Kafkasya bölgesi çok önemli stratejik konuma sahip. Sovyetler Birliği çöktükten sonra bu bölgede iki önemli işbirliği hattı oluşturuldu: Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan ve Rusya-İran-Ermenistan işbirliği ekseni.
Şu anda Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan yeni projeler gerçekleştirerek bölgenin gelişimine büyük katkı sağlamakta.”
Rus uzman İvan Starodubtsev, konuşması sırasında Türkiye-Rusya ilişkilerinin son durumunu yorumladı. İkili ilişkilerin gelişimi konusunda her iki ülkenin büyük çaba sarfettiğini dile getiren Starodubtsev, bölgede Türkiye-Rusya işbirliğinin Azerbaycan çıkarlarına da uygun olduğunu söyledi.
Azerbaycanlı uzman Elhan Şahinoğlu, politikanın ekonomik ilişkileri büyük oranda etkilediğini belirtti:
“Enerji işbirliğinin temelinde siyasi ilişkiler var. Sayın İvan Starodubtsev, Rusya-Türkiye arasında yaşanan malum olaylara değindi. İki ülke arasındaki krizin Azerbaycan’ı da kötü yönde etkilediğini dile getirmek isterim. Çünkü Türkiye Azerbaycan’ın en güvenilir stratejik ortağı, aynı zamanda Rusya’yla da önemli bir ortaklık söz konusu. Amma kriz çıktığı andan sadece 7 ay sonra ilişkiler normale döndü, şu anda belki de Rusya-Türkiye ilişkileri tarihte en güzel dönemini yaşıyor.
Cumhurbaşkanları sık sık bir araya geliyor ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da her görüşmede Yukarı Karabağ sorununu gündeme taşıyor. Son görüşmeden sonra Erdoğan, gazetecilere verdiği açıklamada, Karabağ konusundaki rahatsızlığı Putin’e ilettiğini söyledi. Ama karşı taraf şu anda çözüm için umut olmadığını söylemiş. İlk panele konuşmacı olarak katılan Rus uzman Maksim Şevçenko, ülkesinin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü desteklediğini söyledi. Ama biz artık bu lafları duymak istemiyoruz, Rusya’nın desteğini gerçek anlamda görmek istiyoruz. Örneğin Türkiye’nin desteğini hep gördük ve görmekteyiz.
Enerji konularına gelince, bölgemiz çok önemli projeler gerçekleştiriliyor. Bence Erdoğan-Putin görüşmelerinde Türkmenistan gazının nakli konusu müzakere ediliyor. Zamanında Rusya, Nabucco projesinin gerçekleştirilmesine engel oldu. Hazar denizinin derinliklerinden doğalgaz hattı geçmesinin çevresel sorunlara yol açabileceğini söyledi. Ama Rusya, bu tür projeleri Kuzey Deniz’de de Kara Deniz’de de gerçekleştirdi. Hiçkimse çevresel sorunlardan bahsetmedi bile.
Bölgemizde gerçekleştirilen diğer bir önemli projeye dikkat çekmek isterim: Bakü-Tiflis-Kars Demiryol Hattı. Bu proje 3 ülkenin bölgede işbirliğinden yana olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Rusya ve İran, Ermenistan’ı desteklese bile artık bu tür projelerde Azerbaycan’a daha çok güveniyor. Ayrıca bu projelerin dışında kalan Ermenistan, aracı olup kazanç elde etmek yerine hep kaybediyor. Onun kaybettiklerini Gürcistan kazanıyor. Yani bölgede Yukarı Karabağ sorunun çözülmemesi, Ermenistan’ı da kötü anlamda etkiliyor. Ama maalesef Hocalı Soykırımını ve işgali gerçekleştiren mevcut yönetim bunu anlamıyor.”
Azerbaycanlı siyaset bilimci İlgar Velizade, şu anda bölgede işbirliği için büyük fırsatların olduğunu belirtti.
Panele konuşmacı olarak katılan diğer bir uzman Orhan Hasanoğlu’ysa Türk devletleri arasında özellikle eğitim konusunda ortak çalışmalar yapılmasının gerektiğine vurgu yaptı.
Uzmana göre, bu alanda atılması gereken ilk önemli adım ortak Türk dilinin oluşturulması.
www.yenicag.info