Uzun zamandır üzerine düşündüğüm, ama yazma cesaretini kendimde bulamadığım bir konu var. Belki de ne olduğunu okuyunca, “Bu konu tartışma konusu bile olamaz!” diye içinizden azarlayacaksınız beni. Bahsedeceğim şeyin şüphe veya eyham olmadığını, asla bir art niyet taşımadığımı anlamanızı umuyorum…
Türkiye, Azerbaycan için benim kullanacağım herhangi bir kelime ile ifade edilemeyecek derecede kıymetli. Azerbaycan`ın da Türkiye için oldukça önemli olduğunu, özellikle cephedeki son olaylardan sonra Türk insanının Azerbaycan`a kardeş desteğinin çok net bir şekilde hissedildiğini dile getirmeliyim. Devlet düzeyindeki ilişkilerden bahsetmiyorum, Türkiye Türkü ve Azerbaycan Türkünün gönül bağından bahsediyorum…
İkili ilişkilerde benim tek memnun olmadığım nokta, yeterince tanımamak. Hemen saçmalıyor demeyin, sadece birbirimizi değil, düşmanımızı yeterince tanımadığımız için bu memnuniyetsizliğim. Zaten birbirimiz demek de benim için bir tık saçma gelmiyor değil. Birbirimiz dediğimiz BİZ`iz öyle değil mi? Düşmanı tanımamak konusuna gelince, düşman bizi iyi tanıyor maalesef…
Birkaç gün önce FOX TV`de yayınlanan “Sen Çal Kapımı” isimli dizide bir konuşmaya denk geldim. Baş rollerini Kerem Bursin ve Hande Erçel`in paylaştığı dizide Eda karekterinin nişan yüzüğünün “değer”ini belirtmek amacıyla yüzüğün Ermeni usta tarafından hazırlandığı dile getirildi. Tabii ki öncelikle bu ifadenin ince işçiliği vurgulamak amacı ile kullanıldığını düşündüm, buna gerek var mıydı orası ayrı bir muamma. Fakat Osmanlı döneminden itibaren Ermenilerin böyle bir ün kazandığını bildiğim için önyargılı olmamaya çalıştım.
Benim asıl dikkatimi çeken yüzüğün tasarımıydı doğrusu. Çünkü bu yüzük “Unutma Beni” çiçeğini andırarak sözde Ermeni soykırımını çağrıştırmıştı. Bilmeyenler için belirteyim ki, 2015`te olayların 100. senesinde sözde soykırımın sembolü olarak bu çiçek seçilmişti. Hatta Kim Kardaşyan da bu sembolle paylaşım yapmıştı. Yorumları okuyunca Azerbaycan Türklerinin oldukça büyük tepki verdiklerini gördüm. Cephede savaş sürerken ve şehit haberleri ile sarsıldığımız bir süreçte bu tepki tabii ki çok doğal.
Ermenilerin Kafkasya’ya toplu göçlerinden bu yana sürekli bu etnik yapıdan zulüm gören bir halk olarak Azerbaycanlıların dizide geçen bir konuşma nedeni ile “unlike” düğmesini çökertmesi sizce de normal değil mi? Bu yüzük, gerçekten sözde Ermeni soykırımının algı operasyonu malzemesi olarak kullanıldıysa çok yazık… Zira bu FOX TV’nin ilk vukuatı değil. Bir de Serkan karekteri, bu yüzüğü unutulmamak için seçtiğini söylüyor. Tamam bu kadar tesadüf sadece romantik komedilerde olur da, bu kadarı da fazla değil mi? Tüm bunların bir tesadüf olduğuna pek inanamıyorum açıkçası. Dizinin yapım ve oyuncu kadrosu Türklerden ibaret, zira başka bir milletten biri olsa “Kesin bilerek yapılmıştır” derdim.
Bu arada meşhur yüzük, TopHills isimli Türk markasına ait ve çevre dostu kimliği ile tanınmakta. Keşke dizide yüzük için “pahalı” algısı yerine çevre yararına oluşturduğu farkındalık ön plana çekilseydi.
Tanıma konusuna dönelim, Türkiye vatandaşları içerisinde Ermenileri sadece Azerbaycan Türklerinin düşmanı olarak tanıyanlar çok. Hayır, değerli kardeşim, sadece benim değil, bizim düşmanımız. Belki bana inanmayabilirsin, oku derim tarihini. Sadece bana değil sana da yaptı mezalimleri, sadece bana değil sana da sürdü toprak iddialarını, sadece bana değil sana da attı çamurunu. Fakat tek farkımız şu ki “Büyük Ermenistan” hülyası ile benim topraklarımı işgal etti, sana gücü yetmedi. Sanma ki, eline fırsat geçerse bana yaptığını sana yapmayacak. Çünkü Ermeni, bu Türkiyeli bu Azərbaycanlı diye ayırmıyor bizi. “Türk bizim düşmanımız” diye kundaktakı bebeğini bile nefretle zehirliyor…
Ekşi sözlükte bahsettiğim dizi ile ilgili yorumları okurken “Ermeni nefreti Azerbaycanlılarda doğuştan yüklü” diye bir yorum okudum.
Güzel kardeşim ben senin ülkende yaşayan Ermeni vatandaşa sırf milliyeti dolayısıyla baskı göster demiyorum, tanı diyorum düşmanını ve kendini tanı. Hatta en çok düşmanını tanı, çünkü o senin kadar iyi niyetli değil…
Aytek Yusifsoy