Türkiye’de olumsuz yönde ünlü olmuş ilahiyatçının kitabının Azerbaycan’da yayımlanması neden bu kadar önemsenmiş?
“Uydurulmuş Dinden İndirilmiş Dine” projesi yöneticilerinden biri olarak tanıtılan ilahiyatçı Elşad Miri de “İslam Nedir?” kitabının yayımının gerekliliğini şöyle anlatmış: “Mustafa İslamoğlu’nun “İslam Nedir?” kitabını okuduktan sonra onun yayımlanmasını çok gerekli bulduk ve kitabın çeşitli dillere çevrilerek basılması gerektiği kanısına vardık”.
E.Miri kitabın Azerbaycan Türkçesine çevrildikten sonra yayımlanması için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurmuş: “Kültür ve Turizm Bakanlığında kitap yayımıyla ilgili çalışmaların da gerçekleştirildiğini öğrendik. Bakanlığın yetkili komisyonuyla yazışmalar sonrası kitabın basılarak dağıtımına ait karar verildi. Bunun sonrasında ayrıca internet sitesi de kurduk ve kitabın Rusçaya çevrisi üzerinde çalışmalara başlanıldı”.
İran’dan ciddi destek alarak gençlere yönelik bazı projeler yapan M.İslamoğlu İslam Devriminin tanıtımı ve yayılması için çalışmalar yapmış.
Fakat M.İslamoğlu’nun bölücülük çalışmaları sadece, Türkiye’yle kısıtlanmıyor. İslamoğlu’nun Azerbaycan’da da Filistin, Irak, Mısır, Livan ve Afganistan’da olduğu gibi, radikal dinci terör ortamı sağlamayı amacı edindiği bilinmektedir. Onun Azerbaycan iktidarına karşı seslendirdiği sert eleştiriler de daha unutulmadı.
Bu “ilahiyatçı” Azerbaycan’da iletişim kurduğu dini toplulukları iktidara karşı kışkırtmak alışkanlığından bugün bile vazgeçmemiştir. Azerbaycan’a seferi kapsamında “İran ile Selefileri barıştırmak” “sorumluluğunu” üstlendiğini iddia eden İslamoğlu’nun oysa her ne yolla olursa, olsun İran çıkarlarını korumayı amaçlandığını da belirtmemiz gerekir. O bugün de bu belli konumunda Azerbaycan’daki atik, hazırlıklı, bilgili bu bağlamda da yönetimde bulunan gençleri etkilemek yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Böylesine birisinin kitabının Azerbaycan’da resmi devlet kurumunun desteğiyle yayıma hazırlanması doğal olarak, göz ardı edilecek bir durum değildir.
Türkiye’de Gülen’i ilk ifşa eden alimlerden Kadir Mısıroğlu İslamoğlu’na “O geleceğin Fetullah Güleni’dir” demesini de göz ardı etmemiz gerekir.
Ayrıca, İslamoğlu`nun Suriye konusunda Türkiye`yi tehdit etmesi, ‘Suriye İran`ın hakkıdır’ söylemesi, İran`ı putlaştırıp, ‘İran`ı vurursanız, İsrail sevinir’ safsatasını yayması ciddi mevzulardır. Böyle şaibeli bir şahsın 2009 yılından günümüze devamlı olarak, Azerbaycan`a girmek istemesinin arka planı da ciddi araştırılmalıdır. Aksi durumda Azerbaycan`da FETÖ`den boşalan yerin İslamoğlu ile doldurulması tehlikesi kaçınılmaz olacaktır. Arap baharı projesi`nin Azerbaycan`da işlenilmesi için 2011 yılında Batı ile İran`ın ortak çalışmasını dikkata alırsak, İslamoğlu projesinin arkasındaki iki gücün biri İran, diğeri İngilteredir.
Yenicag.Info