The Guardian gazetesi, İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın Avam Kamarası’ndaki konuşmasına dayanarak, Londra hükümetinin Çin`in Uyugur Özerk Bölgesi`nde Uygurların toplu şekilde haklarını ihlal etmesi nedeniyle Çin yetkililerine karşı yaptırım uygulayacağı ve kısıtlamalar getireceği hakkında haber yayınladı. Raab, Kanada`nın da Çin`e karşı aynı adımı atacağını sözlerine eklemiş. Bu sıralamaya Avusturalya, Almanya, Yeni Zelanda ve Fransa da katılacak.
İngiltere Dışişleri Bakanı, konuşmasında şunları söylemiş:
“Londra, Çin`le yapıcı ilişkiler kurmak istiyor ve biz bunu yapabilmek için yorulmadan çalışmak istiyoruz. Fakat değerlerimizden, ülkemizin güvenliğinden ödün vermeyeceğiz. Doğru bildiyimiz fikirleri söylemeye ve sözlerimizi açık eylemlerle desteklemeye devam edeceğiz. Bugün böyle hak ihlallerinin kabul edilemez olduğunu açık şekilde göstermek ve İngiliz iş adamlarını ve devlet kurumlarını bu ihlallere karışmakdan korumak için yeni tedbirler ilan ediyoruz. Bu tedbirlerle hiçbir İngiltere kurumu, devlet ve ya özel kuruluşlar, Sincan`da Uygurların ve diğer azınlıkların hak ihlallerini temin edemeyecek ve kolaylaştıramayacak.”
Dominic Raab`ın sözlerine göre Çinli yetkililere karşı şimdilik Magnitsky Yasası uygulanmayacak. Bu yasa, yolsuzlukla servetini artıranlara karşı uygulanıyor. Yasaya göre Londra, yolsuzlukla suçlanan yabancı ülke vatandaşlarının Büyük Britanya`daki mülklerine el koyabilir ve banka hesaplarını dondurabilir, onları vatandaşlıktan men edebilir.
İngiltere hükümeti tarafından yayınlanan belgede de belirtildiği gibi Çin`le ticari ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi, Birleşik Krallık`ın Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde insan hakları ihlallerine yol açabilecek mal ihraç etmemesini sağlayacaktır. Bu ürünlerin net listesi tutulacak ve bu kuralları ihlal eden kuruluşlara para cezası kesilecek. Ek olarak, özerk bölgede insan hakları ihlalleri ve zorla çalıştırma ile suçlanan Çinli şirketler, İngiltere kamu ihalelerine katılamayacak.
İngiltere yetkilileri, son bir yılda defalarca Çin`in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi`nde “azınlıkların haklarının ihlal edilmesi” ve genel olarak insan haklarının ihlal edilmesi doğrultusunda farklı açıklamalar yaptılar. Raab`ın verdiği bilgiye göre bölgedeki toplama kamplarında 1 milyona kadar Uygur Türkü tutuluyor. Pekin ise bu açıklamaları yaptırım uygulanması için bir bahane olarak nitelendirmişti.
Pekin`in iddia ettiği bu bahane Londra`nın ne işine yarayacak? Tam tersi, Çin`de insan hakları ihlalleri olmazsa eğer Londra da Pekin ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini ister.
Böylelikle, ABD`den sonra Büyük Britanya da Çin`e karşı sert yaptırımlar uygulayacak. Uygurlara verilen işkenceler Londra`yı da rahatsız ediyor. Büyük Britanya, Avrupa Birliği`nden ayrılmasaydı Brüksel`in Çin`e karşı kararına katılmış olacaktı.
Avrupa Birliği, Çin`de Uygurlara yönelik baskıları kınasa da Pekin`le ekonomik ilişkileri de gözardı etmiyor.
Pekin de ilginç siyaset yürütüyor. Çin, Uygurları toplama kamplarında tuttuğu için Batı ülklerinin çoğu ile karşı karşıya geldi ve ekonomik işbirliğine de gölge düşürdü. Buna rağmen Pekin Uygur siyasetini değiştirmek istemiyor, toplama kamplarından vaz geçmiyor. Bu nedenle Pekin, Batı ülkeleri ile ilişkilerinin normallaşeceğine pek ümit etmemelidir.
Atlas Araştırmalar Merkezi
Çeviri: Agil Bekir