“Suriye`deki olası Rus-Türk çatışmasında Moskova`nın şansı sıfır” – Ukraynalı uzman / ANALİZ

Suriye için yerel savaşta Türkiye ile silahlı bir çatışma çıkması durumunda Moskova’nın şansı sıfırdır.

Libya`daki son olayları incelediğimizde, Türkiye ve Rusya`nın savaşın merkezini yeniden Suriye`ye taşıdığını iddia edebiliriz. Türkiye, 2020`nin ilk yarısında güç dengesini Libya`nın meşru geçici hükümeti olarak kabul edilen ve BM’nin desteğinden yararlanan Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti lehine değiştirmeyi başardı. Aynı zamanda Türkiye, Halife Hafter`in yanında yer alan NATO ülkeleri, başta Fransa olmak üzere, Mısır`ın, BAE`nin ve Rusya`nın baskılarını da üzerinde hissetti.

Paris, burada hibrit savaş türünü kullanıyor, Libya savaşına katılımını gizli tutmaya çalışıyor ve şans terazisinin kimin tarafına eğileceğini bekliyor.

Paris, Libya’ya yönelik ambargoyu denetleme kisvesi altında kendi savaş gemilerini oraya gönderdi.

Ankara da tarafların adımlarını hesaplayarak harekete geçmek için acele etmedi. Fakat Libya yakınlarında Fransız savaş gemilerini görünce, ulusal çıkarlarını sert bir şekilde koruyacağını belirtti.

Durumun belirsizliği Washington`u müdahele etmeye zorladı. ABD, Rusya’nın Libya’da konuşlandırdığı askeri ekipmanlara ilişkin uydu fotoğraflarını paylaştı. Fotoğraflardan Rusya`nın Libya`da askeri ekipmanlarını ve paralı askerini konuşlandırdığını gün yüzüne çıkardı. Bu arada Fransa, Ankara`nın hareketlerini kontrol altında tutmaya çalıştı, Moskova`nın oyunlarını ise görmezden geldi.

Daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Hafter`in paralı askerlerin yardımıyla Şerara petrol sahasından petrol ihracatını engellemeye devam etmesi halinde yaptırım tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarına dair mesaj verdi. Libya Ulusal Ordusu liderine yönelik yaptırım tehdidi, Hafter`e Washington`un hangi tarafta olduğunu ve kimi destekleyeceğini anlatmış oldu. ABD`nin vermiş olduğu mesaj Paris`te doğru anlaşıldı ve Fransa hemen filosunu Libya kıyılarından çekti.

Fransa’dan yapılan bilgilendirmelere göre, NATO’nun Sea Guardian misyonu çerçevesinde Akdeniz’de görev yapan Courbet isimli fırkateyn, Libya’ya uygulanan BM silah ambargosunu deldiğinden şüphelendiği Tanzanya bandıralı bir gemiyi denetlemek istedi. Ancak gemiye eşlik eden Türk savaş gemileri, ani manevralarla agresif bir şekilde Courbet’e yönelerek üç kez radar kilitlediler ve böylece denetleme yapmasına izin vermediler. Paris’te olay, Türkiye tarafından “son derece düşmanca ve saldırgan bir adım” olarak değerlendirildi. Ankara suçlamaları yalanladı ve Türk gemilerinin “tehlikeli manevra yapan Fransız fırkateynini izlemek için” radarlarını açtığını vurguladı.

Moskova`nın da Libya ile ilgili tüm planları suya düştü. Hatta Hafter güçlerine ve Wagner paralı askerlerine yapılan askeri yardımlar bile olayları Mosskova`nın lehine çevirmedi. Aslında, Rusya`nın Libya`da elde edeceği bir şey kalmadığından İdlib sorununu çözmek için yeniden Suriye`ye dönüyor. Bu, Rusya`nın yenilgisine ve verdiği kayıplarına olan tepkisidir.

Muhtemelen Rusya, Libya`daki savaşa katılmalarının ne kadar anlamsız olduğunu gördüğündendir ki Putin, Suriye’deki Rus askeri üsleri için daha geniş arazi ve daha fazla gayrimenkul sağlanması talimatını verdi.

“Wagneristler”in bir kısmı, Rus medyasının “Türkiye Rusya’yı Suriye’de aktif adımlar atmaya kışkırtıyor” haberleri eşliğinde Libya’dan Suriye’ye taşındı. Fakat onlar Esad-Rus birliklerinin Kuzey Lazkiye’deki başarısız iki saldırısından söz etmediler.

Libya`daki durum belirsizliğini korurken, Ankara da Moskova`nın bu durumdan yararlanarak aktif savaş alanını genişletmeğe hazırlandığı Suriye`ye geçmeği gerekli gördü.

Temmuz sonlarında – Ağustos başında Esad’ın birlikleri ve Rus paralı askerleri, İdlib ve Kuzey Lazkiye’de Suriye askeri muhaliflerine karşı çeşitli operasyonlar düzenlemeye çalıştı. Fakat bu saldırılar geri püskürtüldü.

Daha sonra Konsabba bölgesinde, paralı askerleri tahliyeye gelen Rus helikopterleri görüldü. Ağustos`un ikinci haftasında Türk birlikleri bölgede iki güçlü gözlem noktası kurdu. Türk kuvvetlerinin yeni mevzileri, Putin’in paralı askerlerinin ve Esad güçlerinin operasyon alanını önemli ölçüde daralttı. Bu arada Türkiye, son 6 ayda gözlem noktalarını 17’den 55’e çıkardı. Ankara, Suriye’ye altı ay içinde yaklaşık 10 bin asker ve 5 binden fazla modern zırhlı araç konuşlandırdı, İHA sayısı ikiye katlandı.

Esad güçleri ile Rus paralı askerleri olan Wagner`in M-4 kara yolunu kontrol altına almak için bölgede hareketliliği artırmaları Ankara ve Moskova`nın çıkarlarının çatışmasına neden olacak. Bunun Libya`daki durumu da etkileyeceğini tahmin etmek zor değil. Şam, Suriye topraklarının tamamı üzerinde kontrolü sağlamak için askeri çözümlere hazır olduğunu zaten açıkça ortaya koydu.

İdlib için yeni savaşın başladığı belli, fakat şimdi tek soru bunun ne zaman ve hangi koşullarda olacağı. Rusya’nın kesin bir avantajı var – bunun için uygun bir zaman ve koşullar seçebilir. Bu nedenle de Türkiye`nin Moskova anlaşmasının şartlarına uymayacağını söyleyebiliriz. Suriye (ve özellikle İdlib için) için yerel bir savaşta Türkiye ile silahlı bir çatışma olması durumunda Moskova’nın şansı sıfırdır. Burada daha da ilginç olanı ise Rusya`nın bu yenilgisinden sonra durumunun ne olacağı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı`ndan yapılan açıklamada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi. Taraflar görüşmede Doğu Akdeniz’deki durumu tartıştı. Türkiye Cumhurbaşkanı, Ankara’nın tüm Doğu Akdeniz ülkelerine uygun ve her birinin çıkarını savunacak bir formül geliştirmekten yana olduğunu vurguladı. Aynı zamanda Türkiye’nin, bölgedeki çıkarlarının göz ardı edileceği taktirde savunmaya devam edeceğini vurguladı.

Türkiye’nin Ortadoğu politikası, bölgede lider güç olma iddialarını kanıtlıyor. Ankara, “Kürt sorunu”nu sınırlarının yakınında çözmek için Şam’ı aktif olarak kontrol etmeye çalışıyor.

Böylece, Rusya Libya’daki durumun gelişimini etkileme şansını fiilen kaybettiği için Ankara ile Moskova arasındaki çatışma yine Suriye’ye taşındı. Dahası, Moskova’nın eylemleri Ankara’yı Fırat Kalkanı Harekatı alanını genişletmeye zorlayacaktır. Özellikle de Türkiye`nin Azerbaycan`da askeri birlikler konuşlandırması, Rusya`nın uluslararası izolasyonunu güçlendirmiş olacak.

Vadim Volohov, Borisfen intel Analitik Merkez`i uzmanı / Özel olarak Yenicag.ru için