T.C Bakü Büyükelçiliği Basın Müşaviri Hamit Karadeniz, Bakü Yunus Emre Enstitüsünde düzenlenen 15 Temmuz şehitlerini anma programına katıldı.
Karadeniz, etkinlikte duygusal bir konuşma yaparak o gece yaşananları anlattı:
“Allah Türkiye’de yaşanan olayları bir daha ülkemize ve İslam dünyasına asla yaşatmasın. Türkiye’de o gün o saatleri yaşayanlardan biri de benim. İzindeydim, ertesi gün yola çıkacaktım, evimizde oturuyorduk. Uçakların korkunç bir şekilde havada salındığını ve seslerin şiddetini duyduk. “Neyin nesi, bir tatbikat mı var?” diye düşünürken haberleri izledik ve böyle bir darbe girişimi teşebbüsü olduğunu öğrendik. Özet olarak şunu söylemek isterim; o şerefli üniforma içerisine sığınmış hain teröristler, hırsızlık yapmak üzere bir teşübbüste bulundular. Neyin hırsızlığını? Demokrasiyi ve ülkemizin özgürlüğünü, bağımsızlığını çalma adına- hırsızlık adına böyle bir haince teşebbüse yeltendiler. Peki oraya kadar nasıl geldiler? Oraya bile hırsızlıkla geldiler. 50 yıldan beri memleketimizin damarlarına kadar sirayet etmiş bu Pensilvanya’daki, kendisini kainat imamı ilan etmiş, kendisini Peygamerlerden üstün seviyede gören bir hainin sayesinde. Ben bunu açık ve net söylüyorum, o insanın dinle, İslam’la hiçbir alakası yoktur. Çünki “La ilahe illallah” diyen herkesin Cennet’e gideceğini, “Muhammeden Resullah”a gerek yok diyen bir hain söz konusu. Doksanlı yıllarda kardinalliği söylendiği zaman bir çoğumuz inanmıyorduk. O bir haindir, kardinaldır, İslam’ın, Müslümanların, Türkiye’nin düşmanıdır. Çünkü Kuran, “Muhammeden Resulallah”sız bir dini, inancı asla kabul etmiyor. Bu yetiştirdiği askerleri, pilotları, (onlara asker demek mümkün değil) o teröristleri çaldıkları sorularla oralara getirdiler. Benim çocuğumla aynı sınava giriyor, aynı seviyede, ama bir de bakıyorsun ki, sorular çalınmış verilmiş, onlar daha yüksek puan kazanıyor. İşte askeri okullara, yüksek yerlere gelebiliyorlar. Bunların hayatı hırsızlıkla geçmiş, milletin manevi duygularını istismar etdiler. Zekat parası dediler topladılar, kurban parası dediler topladılar. Binlerce insanın kurban parasını topladılar, kurbanlarını kesmediler. Bu Pensilvanya’daki hain fetva veriyordu, çünkü kendisini Peygamberlerden üstün gören, kendisini kainat imamı ilan eden bir insanın ihaneti de böyle olacaktı. Allah asla harama, haine, hele hele kendi ülkesine ihanet edenlere fırsat vermez. Biz o silahları, uçakları, kurşunları ülkemize saldıracak düşmanlara karşı aldık onlara emanet ettik. Maalesef şimdi anlıyoruz ki, Doğu ve Güney Doğu’daki o PKK hadisesinde bu hainler onlara fırsat vermiş, onların üzerine gitmemiş, onlara istihbarat bilgilerini ulaştırmış. 15 Temmuz olaylarından sonra PKK’nın söylediği söz budur: Diyor ki, artık Türk ordusunun içerisinden istihbarat bilgisi alamıyoruz. Demek ki, bu hainler yapıyormuş… Böyle bir ihanet ağının baş kaldırışıyla karşı karşıya kaldık, ama Allah’a şükürler olsun, yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, çocuğuyla hep birlikte bu girişim önlendi. Üç darbe gördüm, 28 Şubat’ın baskısını fazlasıyla yaşadım. Kars’a giderken aramalar yapılıyordu, kimlik araması sonucu aşağı indirdiler. Harun Karadeniz isimli bir terörist arıyolardı. Anacığım hemen ardımdan indi, yavrumu bir yere götürmeyin dedi. Ama 15 Temmuz gecesi benim eşim dedi ki, ne duruyorsunuz oğlum çıkın. Dünün anası “oğlumu götürme” dedi ama bugünün anası “Ne duruyorsunuz oğlum gidin” diyor.
Öyle bir Cumhurbaşkanımız var ki, diyorlar “Efendim, sizi saklayalım” diyor ki, ne saklanması “Halkım neredeyse ben de ordayım!”. “Çelik yelek verelim, çelik yelek giyin” diyorlar, “Benim halkımın giymediği çelik yeleği ben neden giyeyim?” diyor. 250 şehidimiz, 2000 civarında gazimiz var. Bu Zehra bebeği öldüren Ermeni askeriyle, 15 Temmuz’da 250 kişiyi şehit eden, katleden zihniyyet arasında hiçbir fark yok. Bunlar da bizim içimizdeki yerli Ermenilerdir. Bunlar Ermeni ve Rum işbirliği içerisinde olan hainlerdir. Allah islah etsin!”