EKO İKLİM Zirvesi’nde ‘Türkiye’de yeşil dönüşüm’ tartışıldı

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, “sınırda karbon düzenlemesine” ilişkin standartların Türkiye’nin önemli ticaret ortağı Avrupa Birliği (AB) tarafından belirlendiğini ve buna yönelik şimdiden hazırlık yapılması gerektiğini bildirdi

Anadolu Ajansının “Global İletişim Ortağı” olduğu, iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğinin ekonomiye etkisini en aza indirmek amacıyla düzenlenen “EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı” kapsamında “Türkiye’de Yeşil Dönüşüm, Sorunlar-Fırsatlar” oturumu düzenlendi.

Zirvenin ikinci gününde yapılan oturumun moderatörlüğünü Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz üstlenirken oturuma Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ve Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay katıldı.

Yavilioğlu, burada yaptığı konuşmada, sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının sanayici ve ticaret erbabının çok dikkatli olmaları gereken bir husus olduğunu söyledi.

Dünyada ticaretin önemli ölçüde standardizasyon ve uygunluk değerlendirmeleri üzerinden yürüdüğüne dikkati çeken Yavilioğlu, “Bu, gelişmiş ülkeler tarafından yönetilen ve finanse edilen bir sektör. Yeni bir standardizasyon alanının açıldığını görüyoruz. Dünyada 350 milyar dolar civarında bir alan standardizasyon ve uygunluk değerlendirmeleri etkisi altında yönetiliyor. Bunun bir alanının da Türkiye olması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Yavilioğlu, “Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının standartları Türkiye’nin önemli ticaret ortağı olan AB tarafından belirlendi. Bu konuda bugünden hazırlık yapılması gerekiyor.” diye konuştu.

“Yeni bir pozisyon almamız gerekecek”

AB’nin net sera gazı emisyonun olmadığı bir süreci ilan ettiğini anımsatan Yavilioğlu, şöyle dedi:

“2026’dan itibaren AB’ye ihracatta standartların belirlendiği bir ticaret ilişkisine girerek muhatap olmuş olacağız. Burada öncelikli olarak çimento, demir çelik, alüminyum, gübre ve elektrik olarak 5 sektör belirlediler lakin bunun ölçeğini artıracaklar. Demir çelik ve alüminyumda AB’ye önemli bir ihracatçı durumundayız. Sanayicilerimizin, tüccarlarımızın, esnafımızın, KOBİ’lerden büyük ölçekli işletmecilere kadar bu alandaki uluslararası standartları takip etmesi, yaptırımları, teşvikleri takip etmesi ve ona göre yeni bir pozisyon almamız gerekecek.”

Yavilioğlu, sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının önemli bir tarafının da “vergilendirme ve emisyon ticareti marifetiyle fiyatlandırma” olduğunu dile getirerek, farklı ülkelerdeki uygulamaları anlattı.

Sanayicilere ve iş adamlarına seslenen Yavilioğlu, şöyle devam etti:

“Sanayicilerimiz, iş adamlarımız korkmasınlar. Vergiden bahsederken vergi miktarını artırmaktan bahsetmiyoruz, çeşitlendirmekten, hedeflere uygun hale getirmekten bahsediyoruz. İmzaladığımız anlaşmaların gerekliliklerini yerine getirirken vergi açısından da uyumluluğu sağlayacak çalışmalarımızı da yürütüyoruz. Bilinç olarak toplumda çevreye zarar vermemek gibi kültürel bir altyapımız zaten mevcut. Buna hızlı uyum sağlayacağız.”

Yavilioğlu, AB başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin bu konudaki program ve mevzuat değişikliklerinde önemli bir mesafe katettiğini vurgulayarak, “Bizim çok hızlı bir şekilde buna uyumluluk veya kendi stratejilerimizi geliştirme adına çalışmalarımızı yapmamız lazım. Emisyon ticareti, vergi bu işin bir tarafı ama sektörlerimiz de bilmeli ki burada fırsatlar var ama geç kalırsak fırsatları kaçırmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

“Karbon vergilendirme sistemi kurmamız lazım”

Ticaret Bakan Yardımcısı Turagay da dünya genelinde sıfır karbon emisyonunu hedef alan adımlar atıldığını belirterek, “Önümüzdeki ortam yeşil dönüşümü zorunlu kılıyor.” dedi.

Karbon emisyonunun azalmasının çok önemli olduğunu, bunun maliyetinin ise baya yüksek olduğunu vurgulayan Turagay, Yeşil Mutabakat açıklandıktan sonra Yeşil Mutabakat Eylem Planı üzerinde çalışmaya başladıklarını anımsattı.

Turagay, eylem planı kapsamındaki tehditler ve fırsatlara da değinerek şunları kaydetti:

“Sınırda karbon düzenlemesini ve emisyon ticaret sistemini hepimiz duyuyoruz. Buradaki farkındalığı artırmamız lazım. Çünkü Avrupa Birliği bu konuda adım atmaya başlıyor. 2023’ten itibaren bu düzenleme devreye giriyor. 2026’dan itibaren ise vergisel boyutu devreye girecek. Bizim de burada bir karbon vergilendirme sistemi kurmamız lazım. Aksi takdirde bunun bedelini ihracat yaparken ödemek zorunda kalacağız ve rekabet gücümüzü de kaybetmeye başlayacağız. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bununla ilgili çalışıyoruz.”

“Bu tehditleri çok rahatlıkla fırsata çevirebiliriz”

Turagay, yeşil dönüşümün hayatın bir parçası olmasının zorunluluk taşıdığına işaret ederek, iş adamlarının, sanayicilerin buna hazır olmaları gerektiğini söyledi.

Rekabetçi olmak için de çok çalışmak gerektiğini vurgulayan Turagay, şunları ifade etti:

“Tehditler bunlar ama proaktif davranırsak herkes bu bilince sahip olursa bu tehditleri çok rahatlıkla fırsata çevirebiliriz. Cumhurbaşkanı’mız 250 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu. Önümüzdeki yıllarda bunların çok daha üzerine ulaşacağız. Bugün için tehdit gibi gözüken, belki yüksek maliyetlere katlanmamıza neden olacak bir gelişme, yarın bizim için bir fırsat olarak karşımıza çıkacak.”​​​​​​​

www.yenicag.info

296