Çin`den Kazakistan`a arazi iddiası: Pekin Orta Asya`da ateşi körüklüyor- ANALİZ

Yeni tip kornavirüsün Çin`de ortaya çıkması ve dünyaya yayılması sanki önceki aylara kıyasla gündemden düşmüş gözüküyor. Bazı devletlerin virüsün ortaya çıkması ile ilgili uluslararası komisyon kurulması ve faaliyete başlaması yönündeki teklifleri de gündemde ağırlığını korumuyor. Çünkü şu anda bütün devletler tüm güçlerini ve enerjilerini vürüsle mücdeleye yöneltmiş durumdalar. Fakat virüsle mücadelede başarı elde edildikten sonra bu konu yeniden gündeme gelecek. Bu konunun araştırılması gelecekte insanlığın aynı sorunla karşılaşmaması açısından önemlidir.

Fakat virüs Çin`in jeopolitik planlarını asla arka plana atmadı. Çin, dünyanın virüsle mücadele ettiği dönemde büyük devletlerle; ABD, Avusturlaya, Hindistan ve diğerleriyle gerginliği tırmandırmaya devam ediyor. Son zamanlar Çin`in Orta Asya`daki komşusu Kazakistan ile de ilişkilerindeki soruların sayısı artıyor. Pekin`in yürütmüş olduğu siyaset Nur-Sultan`ı da (başkent Astana`nın yeni ismi – edit.) rahatsız ediyor.

Nisan 2020`de Kazakistan Dışişleri Bakanlığı Pekin`e nota verdi. Notanın nedeni ise Çin medyasında yayınlanan yazılardı. Bu yazılarda Kazakistan`ın heçbir zaman devlet olmadığı ve Çin`e ait olduğu iddia ediliyordu. Nur-Sultan, Çin`de bağımsız medya olmadığını iyi biliyor. Bu da Çin medyasında yayınlanan her bir yazı resmi Pekin`in siparişi ile yayınlanıyor demektir ve Çin`de Kazakistan`dan toprak talebi konusunun tartışıldığı anlamına geliyor.

Ancak iki ülke liderinin imzaladığı 11 Eylül 2019 tarihli ortak bildiride ülkelerin birbirinin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerektiği belirtiliyor. Bu bildiride gerekli kurumlar tarfından medyada toprak bütünlüğü konularının dikkate alınması gerektiğine dair ayrıca bir hüküm var. Anlaşılan Nur-Sultan Pekin`e, imzaladığı bildiriye saygı duymadığı için nota vermiş.

Olayların böyle gelişmesi Kazakistan toplumunu da rahatsız ediyor. Kazakistan toplumu, Çin`in yatırım bahanesi ile Çinlileri Kazakistan`a yerleştiriyor olmasından da rahatsız ve bu bazen Kazaklarla Çinliler arasında arbedenin yaşanmasına neden oluyor. Kazak aktivistler Çinlilere toprak satışına da karşı çıkıyorlar.

Çin`in Orta Asya`da siyasi ve ekonomik ağırlığı her geçen gün artıyor. Orta Asya ülkelerinin yabancı yatırımcılara ihtiyacı var. ABD ve Rusya, faydasını görmediklerinden Orta Asya`ya yatırım yapmak istemiyorlar. Çin ise buraya milyarlarca dolar yatırım yapan tek devlet. Bu yatırımların arkasında Pekin`in siyası amaçları duruyor. Orta Asya ülkelerinden Çin`den gelen bu tehlikeyi ilk olarak Kazakistan hissetti.

Kazakistan`da koronavirüs vaka sayısı hızla yükseldi. Pekin Kazakistan`a doktorlar gönderdi. Fakat Çin`in bu yardımı Nur-Sultan`ı memnun etmedi. Çinli doktorların bir kısmı hastalarla doğrudan çalışmak istemediler. Doktorlar buna onlara verilen koruyucu elbiselerin güvenli olmadığını gerekçe gösterdiler. İkinci bir neden ise bu doktorların Kazakistan`da koronavirüsten de tehlikeli bir virüsün yayıldığı hakkında yalan haberler yayması oldu. Çin`in Nur-Sultan Büyükelçiliği daha da ileri giderek kendi vatandaşlarını Kazakistan`da dikkatli olmaya çağırdı. Kazakistan Sağlık Bakanlığı tüm bu iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.

3 Ağustos`ta Kazakistan vatandaşı Serik Acıbay, Çin`in Almatı`daki konsolosluk binası önünde tek başına protesto düzenledi. Acıbay, Çin`in Kazakistan Büyükelçisinin açıklamsına itiraz ediyordu. Çin Büyükelçi, Kazakistan`da devrim olacağı taktirde ülkesinin orduyu buraya gönderebileceğini söylemiş. Bu açıklamada da Kazakistan`ın bağımsızlığına karşı hakaret ve tehlike var. Çin`i protesto eden Acıbay, konsolosluk önünde bu sloganı atmış: “Biz Çin`e bağlı değiliz, bağımsız devletiz. İç işlerimize karışmayın!”

Çin`in Almatı`daki konsolosluğu karşısında 2020`nin başlarında da eylem düzenlenmişti. Kazakistan vatandaşı Baybolat Kunbolat, Çin`de kaybolan kardeşi hakkında bilgi verilmesini talep ediyordu. Bu, Uygurlar ve Kazakların Çin`de kaybolması ile ilgili ilk olay değil. Uygur ve Kazakların Çin`deki toplama kamoplarında tutulduklarına dair bilgiler azalmıyor. Bu, Çin hakimiyetinin ülkedeki Türklere karşı nefretinin göstergesidir.

Atlas Araştırmalar Merkezi

Çeviri: Agil Bekir