"Hayır" oylarının çokluğu Batı propagandasının sonucudur "- Azerbaycanlı Profesör  

Türkiye’de 16 Nisan’da gerçekleştirilen Anayasa referendumunun sonuçları kardeş ülkede ve yurt dışında geniş kapsamlı müzakere konusu.

Tüm dünyanın ilgiyle beklediği Türkiye’deki Anayasa referandumu artık tarihe dönüştü. Oldukça gergin siyasi mücadelelerle geçen referandumda hakim AKP’nin Anayasa reformu halkın desteğini kazandı. Oylamanın sonuçlarına göre, “Evet” 51,4 oranında oy kazandı ve bu rakam ülkede Cumhurbaşkanlığı yönetiminin uygulanması için yeterlidir. Böylelikle de, AKP temsilcilerinin ve referandum sürecinde iktidar partisinin esas müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) temsilcilerinin yüzde 55-60 oranında “Evet” çıkacağına dair tahminleri gerçekleşmedi.

Türkiye’de dün yapılan Anayasa referendumunun sonuçlarını Yeniçağ.Az’a değerlendiren Milli Meclis’in eski milletvekili Prof. Dr. Şahlar Askerov ” “Evet” ve “Hayır” arasındaki fark beklenmedik değildi” dedi:

Şahlar Askerov

“Türkiye’de gerçekleştirilen referandum sürecini önceden dikkatle izlediğim için kesin olarak söyleyebilirim ki, halkın Anayasa reformunu desteklemesi beklenmedik değildi. Her durumda, mutlaka belirtilmelidir ki, Türkiye toplumu yeterince entelektüel ve iyiyi kötüden, beyazı siyahtan ayırmayı çok iyi başarıyor. Bu bakımdan, Türkiye toplumunun doğru tercih ettiğini düşünüyorum. İnanıyorum ki, bu referandumun sonucu Türkiye devleti ve halkını hayli ferahlatacak. Devlet daha da güçlenecek.

Sonuçlar arasında fark oranının az olmasının çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerden belki de en önemlisi, Türkiye toplumunun belli kesiminin itimat ettiği bilgi kaynağı Batı kanallarıdır. Bildiğiniz gibi, Batılı ülkelerin medyası son aylarda Türkiye iktidarının, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aleyhine kampanya yürütüyordu, bu propaganda savaşı şimdi de devam ediyor. Bu yüzden “Hayır” oylarının bu kadar yükselmesinde Batı propagandasının etkinliği mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Dediğim gibi, referandum sürecini yakından takip ediyordum ve sayın Erdoğan’ın Erzurum’daki konuşması sırasında söylediği bir fıkrayı çok beğendim. Adama “Oğullarından hangisini çok seviyorsun, Kemal’i mi yoksa Kamil’i mi?” diye soruyorlar. Adam da “Kamil’i” diyor. Soruyorlar, neden Kamil? Cavabında, “Kemal’in iki kelamından biri, Kamil’in ise tüm dedikleri yalan. Kamil beni hiç yanıltmıyor, o yüzden de Kamili seviyorum” söylüyor. Bu siyasi anlam taşıyan bir fıkraydı ve Sayın Cumhurbaşkanı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret ediyordu.”

Askerov’a göre, referandumda “Evet” ve “Hayır” arasındaki farkın az olması Türkiye’nin istikrarı için tehdit oluşturmuyor.

“Oy oranında farkın az olmasına rağmen, elde edilen sonuç Türkiye toplumunda istikrar sağlayacak. Yani Anayasa değişikliğinin pratikte uygulanması durumu normalleştirecek. Bu konu hem de bundan sonra atılacak adımlara bağlı. Fakat şahsi fikrim şu ki, referandumun sonucu Türkiye’de istikrara neden olacak “.

Profesör Anayasa referendumunda AKP’nin müttefiki sıfatıyla konuşan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) seçmenlerinin büyük bir bölümünün “Hayır” tutumunu desteklemesiyle ilgili şunu söyledi:

“Açıkçası, böyle bir durum olmuşsa, o zaman MHP’de ciddi bir yenilenmenin olmas; zorunludur. Yani partinin resmi tutumu, adımı taraftarlarının desteğini kazanmıyorsa, bundan sonuç çıkarılmalıdır.

Bir hususa da değineceğim. XXI. yüzyılda yaşıyoruz ve itiraf edelim ki, bir çok kişinin bilincinde demokrasi sözü, anlamı kendine sağlam yer etti. Bu referandumun demokrasiye darbe vuracağına dair iddialar onların da bilincini etkiliyor. Onları anlıyorum. Ama o insanlardan sorsak ki, kardeş, sana ne lazım, güçlü, yoksa demokratik Türkiye mi? Eğer demokratik, ancak zayıf Türkiye istiyorlarsa, demek ülkelerini sevmiyorlar. Aslında, güçlü Türkiye’yi istemek gerekir. Çünkü demokrasi güç olan yerde var. Zayıf ülkelerin demokrasisi her zaman dışarıdan yönetiliyor “.

Askerov’un fikrine göre, başkent Ankara’da ve İstanbul’da “Hayır” taraftarlarının çoğunluğu AKP kapsamınde “temizliğe” neden olabilir:

“Evet, bu yönde adımlar atılabilir. Ancak yine söylüyorum, Türkiye’nin büyük kentlerinin nüfusu tam manasıyla Batı devletlerinin etkisi altındadır. Onlar Amerika’nın, Almanya’nın, İngiltere’nin sesini daha kolay duyuyorlar, Türkiye’nin kendi sesini değil. Bakın, Azerbaycan siyasetindeki tecrübemden bir meseleyi ifade edeceğim. Azerbaycan’ı sevenler buraya gelince “Size güçlü, kudretli devlet gerekiyor” diyordu. Azerbaycan’ı sevmeyenler ise diyorlardı ki, “Size demokrasi gerekiyor”. Herkes bilsin, devlet güçlü olmadıkça, orada demokrasi de tersine işliyor.”

Tr.Yeniçağ.Az

www.yenicag.info

691