Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu’nun dördüncü toplantısı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın katılımıyla İstanbul’da düzenlendi.
İstanbul’da bir otelde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptı.
Toplantıda konuşan Macaristan Devlet Bakanı Zoltan Lorinezi de ortak tarihsel ve kültürel mirasa bakıldığında Macaristan’ın, Türk halklarını kardeşleri olarak addettiğini ifade etti.
Macaristan’ın salgında uluslararası trendleri, ülkedeki enfeksiyon eğrisini yakından takip ederek, kararlarını bu temelde aldığını, halkın çıkarını göz önünde bulundurduğunu, yerel otoritelerle de yakın bir iletişim içerisinde olduğunu anlatan Lorinezi, uluslararası çalışmalardan ve Türk Konseyinden de çok fazla şey öğrendiklerini dile getirdi.
Avrupa ve dünyadaki vaka artışına değinen Lorinezi, bu noktada hazır olunması, doğru kararların alınması, virüsle mücadelede başarılı olabilmek için adımların atılması gerektiğini söyledi.
Lorinezi, Kovid-19’a karşı aşıların geliştirilmesi konusunda küresel bir çaba olduğuna işaret ederek, “Kovid-19 aşılarının gelişiminde çok farklı konular tartışıldı. Çok ciddi çalışmalar, doneler elde edildi. Bu da önümüzü aydınlatacaktır.” diye konuştu.
Aşıların geliştirilmesinde önemli güçlüklerden birinin “güvenlik meselesi” olduğunu belirten Lorinezi, bu konuda son derece dikkatli olunması gerektiğini bildirdi.
Kazakistan Sağlık Bakanı Aleksey Tsoy ise bütün dünyada yayılan salgına karşı ortak ve eşgüdümlü çalışmalarla hareket edildiğinde başarılı olunabileceğini söyledi.
Kovid-19’un Türk Konseyi üyeleri için de bir araya gelme konusunda bir sınav olduğunu aktaran Vladimirovich, bu noktada çok başarılı olduklarını, uluslararası desteği, iş birliği ve ortaklığını enfeksiyonla mücadelede de ortaya koymaya çalıştıklarını ifade etti.
Kazakistan’ın Kovid-19’a karşı sürdürdüğü çalışmalardan bahseden Tsoy, aşı çalışmalarına dahil olan ülkenin, başarılı şekilde klinik aşamalardan da geçen bir seçeneği bulunduğunu dile getirdi.
Tsoy, dünya ve Türkiye halkına, insani yardım desteklerini kendilerinden esirgemedikleri için teşekkürlerini iletti.
Azerbaycan Sağlık Bakan Yardımcısı Elsever Ağayev de pandemiyle mücadelede ilk günden beri DSÖ ile etkin bir iş birliği yaptıklarını anlattı.
Ağayev, bugünkü toplantının amacının, ulusal düzeyde atılan adımlarla ilgili deneyim alışverişinde bulunulması, gerektiğinde ülkelerin birbirlerine destek olması ve acil durumlarda ülkeler arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi olduğunu söyledi.
Ermenistan’ın saldırılarına işaret eden Ağayev, dünyanın koronavirüse karşı mücadele verdiği bir dönemde, Azerbaycan’ın “başka virüslerle” de mücadele ettiğini dile getirdi. Ağayev, “Düşünüyorum ki Azerbaycan koronavirüsten önce bu virüsü yenecektir.” şeklinde konuştu.
Türk Konseyi Genel Sekreteri Bağdat Amreyev ise pandeminin ortaya çıkmasından bu yana üye ülkelerin birbirine mümkün olduğu ölçüde medikal ekipman gibi konularda yardımda bulunduğunu dile getirdi.
Amreyev, 10 Nisan’da Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesinin gerçekleştirildiğini, 28 Nisan’da Sağlık Bakanları Toplantısı yapıldığını hatırlatarak, bu toplantılarda gündeme getirdikleri tüm karar ve önerileri hayata geçirdiklerini belirtti.
Bakanlar toplantısından sonra sağlık koordinasyon komitesi oluşturduklarından bahseden Amreyev, bu komitenin içerisinde tedarik zinciri ve sağlık grubu oluşturduklarını aktardı. Amreyev, tedarik zinciri grubunun önemli olduğunu çünkü bu sayede üye ülkeler arasındaki iş birliğinin artabileceğini kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Henri Kluge de eylül ayında Dünya Sağlık Örgütü ve Türk Konseyi arasında bir mutabakat imzalandığını, bu sayede uygulamalar için daha somut bir yol haritası oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, Türk Konseyi ile birlikte yapacakları çalışmaları yüksek bir taahhütle yürüteceklerini söyledi.
Kluge, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle bütün bu süreçte hayatını kaybedenler ile bugün vefat eden eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın ailesine baş sağlığı dileklerini iletti.
Konuşmasında Cumhuriyet Bayramını da tebrik eden Kluge, Kovid-19 pandemisinin çok büyük acılar ve sıkıntılara yol açmaya devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Daha öncesinde asla hayal edemeyeceğimiz sıkıntılar yaşıyoruz. Gerçekten de çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Avrupa mesela şu anda pandeminin merkezi olmaya devam ediyor ve buradan ikinci bir dalganın gelişini, tehlikesini yaşıyoruz. Sağlık sistemimiz, ekonomi, yaşam tarzlarımız üzerinde pandeminin çok büyük bir yükü var. Bu hafta Avrupa’daki bütün ülkelerde Kovid-19 vakaları pandeminin en başından itibaren en yüksek seviyesine ulaştı. Dün itibarıyla 10 milyon vakayı geçti. Hastane yatma oranlarına baktığımızda, yine şimdiye kadar görülen en yüksek oranı görüyoruz. Mortalite ise yine çok keskin şekilde artış gösterdi. Yüzde 32’lik bir artış var geçtiğimiz hafta içerisinde. Kovid-19 gerçekten de önceden hiç görülmemiş bir yaşam krizi gösteriyor. Ekonomi ve toplum dengeleri üzerinde çok büyük bir bir yükü var. Milyonlarca insanın sağlığını ve güvenliğini tehdit ediyor. Kovid sürecinde gelir çok büyük bir oranda düştü. Yoksulluk oranı ise bütün ülkeler arasında büyük bir artış gösteriyor. Bununla beraber istihdamda da sıkıntılar, işsizlikle beraber kendini göstermekte. Ekonomik gerileme ise aslında gençlerin hem refahını hem de gelişimini etkiyor.”
Dr. Hans Henri Kluge, pandemi nedeniyle küresel olarak eğitimin de etkilendiğini dile getirerek, 1,4 milyar kadar öğrencinin okulların kapanmasından etkilendiğini aktardı.
Dün İstanbul’da üye ülkelerle sanal bir toplantı gerçekleştirdiklerini ve kendilerine en çok okul konusunda ne yapılması gerektiğinin sorulduğunu dile getiren Kluge, eğer okullar kapalıysa yeniden açılması gerekiyorsa bunun kademeli ve güvenli şekilde yapılmasını tavsiye ettiklerini söyledi.
Kluge, “Ne olursa olsun mutlaka Kovid-19’da bir neslin kaybını önlememiz gerekiyor. Eğer tedbirler yerinde alınırsa şahsi, idari tedbirler uygulanırsa çevresel tedbirler de yerli yerinde uygulanırsa o zaman aslında okulların açık kalabilmesi ihtimali de güçlenecektir.” dedi.
Dr. Kluge, aile içi şiddetin artış gösterdiğini, çocuklara ve de kadınlara olan suistimalde ve anksiyetede de artış yaşandığını söyledi.
Türkiye’nin Kovid-19 sürecinde yaptığı çalışmalara da değinen Kluge, “Yaptığınız tüm bu çalışmalar sayesinde tebriği hak ediyorsunuz. Tüm bu olanlar Türk Konseyinde yer alan bütün üye devletler çok cesur ve etkin bir şekilde pandeminin getirdiği koşullara yanıt verdi. Macaristan’da gelişen bu teknolojik çalışmalar, aynı zamanda Kazakistan ve Türkiye’de özellikle test ve takibin güçlendirilmesi hiç şüphe yok ki birçok yaşamı kurtardı.” ifadelerini kullandı.
Üye devletlerin, birinci basamak sağlık hizmetlerinde Kovid-19 zamanında hastanelerdeki yükü azaltabilmek için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarına işaret eden Kluge, Astana Deklarasyonuna bu anlamda çok inandığını, birinci basamak tedavide uygulanacak tüm adımları güzel bir şekilde kapsadığını ifade etti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, 2021’i sağlık çalışanları yılı olarak kabul edilmesini teklif ettiğini hatırlatan Kluge, herkesin bu teklifi desteklemesini istediğini dile getirdi.
Toplantıda, Özbekistan Sağlık Bakanı Alişer Şadmanov, Kırgız Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Alımkadır Sabirdinoviç de ülkelerindeki Kovid-19 çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.
www.yenicag.info