Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığının ev sahipliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) bilimsel desteğiyle gerçekleştirilen 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı başladı.
Bu yıl ki ana teması “Sağlıkta Biyoteknoloji Uygulamaları” olarak belirlenen kurultayın açılışı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştiriliyor.
Kurultay, Türkiye’den ve dünyanın birçok ülkesinde sağlık alanında küresel ve ulusal düzeyde başarılı çalışmalarda yer almış, patent ve ödül sahibi, üniversite, hastane ve teknoparklarda araştırmacı olarak çalışan katılımcılar ile bilim insanları, sağlık bakanları, akademisyenler ve sağlık sektörü paydaşlarını bir araya getiriyor.
Metabolik hastalıklar, kişiselleştirilmiş tıp, ilaç ve aşı geliştirme konularının odak noktasını oluşturacağı kurultayda, biyoteknoloji alanında dünyaca ünlü bilim insanı ve Nobel ödüllerini veren İsveç Kraliyet Bilimler Akademi Üyesi Prof. Dr. Mathias Uhlen, diyabet alanında ünlü bilim insanları Prof. Dr. Ulf Smith, Prof. Dr. Matthias Blüher ve lipid metabolizması alanında ünlü bilim insanı Prof. Dr. Jan Boren de konuşmacı olarak yer alıyor.
Kurultay kapsamında “Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri”nin üçüncüsü de düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.
Bilimsel araştırmalar ışığında şekillenecek değerlendirmeler ve yol haritasının bildiri olarak yayımlanacağı kurultay, yapılacak bilimsel oturumların ardından 31 Ekim’de sona erecek.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu, TÜSEB olarak yeni dönemde yerlileşme ve millileşme vizyonu doğrultusunda, Türkiye Genom Projesi’nin omurgasını oluşturan, Bireysel ve Dönüşümsel Uygulamalı Tıp Projeleri ile Türkiye’de 100’den fazla kanser, kronik ve nadir hastalığın moleküler haritalarını 65 farklı bilimsel çalışma grubu ile iş birliği yaparak oluşturmayı hedeflediklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ev sahipliğinde, TÜSEB’in bilimsel desteğiyle gerçekleştirilen 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nın açılışında konuşan Mardinoğlu, kurultayın bu yıl ki temasının “Sağlıkta Biyoteknoloji Uygulamaları” olduğunu hatırlattı.
Mardinoğlu, kurultayda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlıkta yerlileşme ve millileşme vizyonu doğrultusunda ülkede gerçekleştirilecek Ar-Ge faaliyetlerini değerlendireceklerini söyledi.
Biyoteknoloji alanında uluslararası saygınlığı bulunan 25 konuşmacının 2 gün boyunca katılımcılara biyoteknoloji alanındaki güncel ve faydalı bilgileri aktaracağına inandığını dile getiren Mardinoğlu, şunları kaydetti:
“TÜSEB olarak yeni dönemde yerlileşme ve millileşme vizyonu doğrultusunda, Türkiye Genom Projesi’nin omurgasını oluşturan, Bireysel ve Dönüşümsel Uygulamalı Tıp Projeleri ile Türkiye’de 100’den fazla kanser, kronik ve nadir hastalığın moleküler haritalarını 65 farklı bilimsel çalışma grubu ile iş birliği yaparak oluşturmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde bu hastalıkların tanısında ve tedavisinde kullanılacak yerli ve milli tanı kitleri, yenilikçi ilaçlar, tıbbi cihazlar ve biyomalzemelerin geliştirilmesini ve üretilmesini hedefliyoruz. Bunun yanında çocukluk dönemi ve yetişkin bireyler için kullanılan yerli ve milli aşıların da geliştirip, ülkemizde üretilmesini hedeflemekteyiz.”
Kazakistan Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Yelzhan Birtanov, özellikle aktif olarak Türkiye ile Kazakistan’ın birlikte faydalanabileceği, sağlık hizmetlerinde kullanabileceği bazı projeler üzerinde çalıştıklarını belirterek, “Tabii aynı zamanda diğer Türk ülkelerini de aktif şekilde bu yeni alanda, sağlık hizmetleri ve tıp alanında iş birliği yapmasını teşvik ediyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ev sahipliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) bilimsel desteğiyle gerçekleştirilen 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nın açılış töreninde konuşan Birtanov, Türkiye’nin ve Kazakistan’ın liderlerinin iki ülke arasındaki ilişkileri özellikle desteklediklerini dile getirerek, iki hafta önce Bakü’de bir araya gelindiğini hatırlattı.
Burada uzun vadeli iş birliği hedeflerinin kabul edildiğini aktaran Birtanov, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz özellikle aktif olarak her iki tarafın da faydalanabileceği, sağlık hizmetlerinde kullanabileceği bazı projeler üzerinde çalışmaktayız. Tabii aynı zamanda diğer Türk ülkelerini de aktif şekilde bu yeni alanda, sağlık hizmetleri ve tıp alanında iş birliği yapmasını teşvik ediyoruz. 2018’de Kazakistan’da öncelikle eğitimi, bilimi, sağlık alanında daha fazla yatırım yapılması yönünde bir karar alındı. Bu da Gayri Safi Milli Hasılamızın yaklaşık olarak yüzde 5’inin bu alanlara yatırılması anlamına geliyor. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerine, halk sağlığı hizmetlerine yatırımların yapılması söz konusu. Tabii Kazakistan’da biz daha fazla yatırım cezbetmeye çalışıyoruz. Hem milli hem de yabancı yatırımcılarımızı klinik yatırımları üzerine, aynı zamanda, biyomühendislik ve yine dijital tıp alanında araştırma yapmaya teşvik ediyoruz.”
Birtanov, özellikle ulusal önleyici tıp adına 2020’de hayata yeni bir proje geçireceklerini dile getirerek, Kazakistan’da yaptıkları şeylerden birinin de sağlık çıktılarının etkisini gözlemlemek olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, biyoteknolojik ajanların sağlığın koruyucu, tanı koydurucu ve tedavi edici alanlarında kullanılabilmesinin çok geniş yelpazeye yayılan bir çalışma alanı açtığını belirterek, “Bu alanda öncülüğü yakalayabilen ülkeler, bilimsel avantajlarının yanında halk sağlığında merhale kaydedecek ve önemli ekonomik kazanımlar elde edecektir. Bunu kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ev sahipliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) bilimsel desteğiyle gerçekleştirilen 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nın açılış töreninde konuşan Koca, altı yıldan beri kesintisiz düzenlenen kurultayla alanında saygın bilim insanlarının bilgi ve tecrübelerini paylaştığı bir ortam oluşturmayı amaçladıklarını söyledi.
Bakan Koca, Türk tıp dünyasının, akraba toplulukların yayıldığı bilinen geniş bir coğrafyadan öte, kendini insanlığa hizmete adamış, yurduna gönül bağıyla bağlı her meslektaşının katkı verdiği bir küresel güç olduğuna inandığını dile getirerek, bir araya gelmek, birlikte olmak, aynı hedefe koşmanın bu gücü görünür kılacağını kaydetti.
Bu kurultayların bilinçli olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıl dönümünde yapıldığını vurgulayan Koca, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu, her zaman ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek milli ülkümüzdür.” sözlerini hatırlattı.
Koca, “Terörle mücadele etme ve sınır güvenliğimizi sağlamak uğruna şehitler verdiğimiz bugünlerde, bu seçkin toplulukta vücuda geldiğini gözlediğim dayanışma ve iş birliğiyle geleceğimizin inşası için birlikte davranma azim ve heyecanına, her zamankinden daha fazla muhtacız. İhtiyacımız olan bu ruha kurultaylarımızın katkısı olduğuna inanıyorum.” diyerek, katılımcılara teşekkür etti.
Sağlık Bakanı Koca, son 16 yılda sağlıkta yaşanan dönüşüme işaret ederek, bu konudaki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Koca, Türkiye’nin ilaca erişimde neredeyse rakipsiz olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Bu alandaki birikimimiz sayesinde, ihtiyaç halindeki ülkelere sağlık hizmeti götürmek için tereddüt bile etmedik. Komşu ülkelerde yaşanan çatışma ve savaşlardan kaçan 4 milyon sığınmacıya ülkemizde aynı seviyede hizmet vermek için seferber olduk. Ateş altında kalan, güvenli bölgelerde konuşlandırılan bölge halkına, kurduğumuz hastane ve sağlık tesisleri ile sağlık hizmeti götürdük. Bu konuda başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyanın ülkemizden alacağı önemli dersler olduğuna inanıyorum. Bununla birlikte insanımıza daha kaliteli sağlık hizmeti sunmak ve sağlıkta dünyaya açılmak için önümüze koyduğumuz büyük hedeflerimiz var. Sağlık turizminde dünyanın en çok tercih edilen ülkesi olmamızın önünde engel olmadığını düşünüyorum.
Kurduğumuz Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi (USHAŞ) ile bu alanda yeni bir ivme kazanacağımızı umuyorum. Sağlık hizmetlerimizi en nitelikli düzeye en uygun maliyetle çıkartabilmek için sağlık teknolojilerini üretebiliyor olmamız gerekiyor. İlaç, aşı ve tıbbi cihaz üretiminde yerlileşme yönünde büyük gayretlerimiz var. Geçen sene yaşanan dalgalı ekonomik ortam ve yakın zamanda yaşadığımız jeopolitik gerginlikler göz önüne alındığında bu hususun ne kadar önem arz ettiği kolayca anlaşılabilir.”
Koca, ülkenin 21. yüzyıla birçok yönden hızlı değişimlerle girdiğini dile getirerek, demografik yapının hızla değiştiğini, kent nüfusunun arttığını, doğum hızının başta batı illerinde olmak üzere düşüşe geçtiğini, çok yakın geleceğin kendilerini önemli bir yaşlı ve bağımlı nüfus sorunuyla baş başa bırakacağını aktardı.
Bakan Koca, sağlık sisteminin önceliklerini ve kaynak tahsislerini bu değişime paralel olarak hızla dönüştürmek zorunda olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık önümüzde mücadele etmemiz gereken metabolik hastalıklar, kanser ve çeşitli organ sistemlerinin kronik hastalıkları bulunmaktadır. Maalesef bu hastalıkların çoğunun tedavisinde günümüz tıbbı aciz kalmaktadır. Ancak bulaşıcı olmayan hastalıklardan korunabileceğimizi, önleyemesek de daha ileri yaşlara taşıyabileceğimizi ve kontrol altına alabileceğimizi biliyoruz. Bulaşıcı olmayan hastalıkların yanı sıra viral enfeksiyonlar ve antibiyotiklere dirençli bakteri enfeksiyonları da toplum sağlığına tehditlerini giderek artıran durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern anlamda tıbbın gelişmesinde önce kimyasal ilaçlar mucize olarak sunulmuştu. Daha sonra ilaçların ve dezenfeksiyon tedbirlerinin kullanıma girmesiyle muhtelif girişimler ve cerrahi müdahaleler ümit veren yöntemler olarak lanse edildiler. Teknolojinin ilerlemesi ile fiziksel ajanlarla yapılan tanı ve tedaviler mucizeymiş gibi sunuldular.
Günümüzde ise bütün bunların kıymetini bir kenara itebileceği iddiası ile biyoteknolojik çalışmalar ümit vadetmektedir. Biyoteknolojik ajanların sağlığın koruyucu, tanı koydurucu ve tedavi edici alanlarında kullanılabilmesi çok geniş yelpazeye yayılan bir çalışma alanı açmaktadır. Bu alanda öncülüğü yakalayabilen ülkeler, bilimsel avantajlarının yanında halk sağlığında merhale kaydedecek ve önemli ekonomik kazanımlar elde edecektir. Bunu kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüyorum. Öncelik verdiğimiz bu alanda, TÜSEB çatısı altında başlattığımız çalışmaların yarışta ön almamıza büyük bir yarar sağlayacağına inanıyorum.”
TÜSEB’in Ar-Ge projeleriyle dışa bağımlılığı en aza indirerek ülke ekonomisine ve toplum sağlığına güçlü katkılar sağlamayı hedeflediğini vurgulayan Koca, metabolik hastalıklar, kişiselleştirilmiş tıp, ilaç geliştirme, aşı geliştirme alanlarında biyoteknoloji çalışmalarından beklentilerinin çok yüksek olduğunu anlattı.
Kurultayda yürütülecek çalışmaların bu beklentinin karşılanmasına yardımcı olmasını umduğunu söyleyen Koca, “Toplumsal ve teknolojik dinamiklerle sağlık hizmetlerinde oluşan ihtiyacın hızlı giderilmesi, biyoteknoloji alanındaki yatırımların artırılması ve bunların sonucu olarak ürüne dönüşebilen Ar-Ge çalışmalarının gerçekleşmesiyle mümkün olabilecektir. Bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de biyoteknoloji alanında yapılan Ar-Ge çalışmalarına ayrılan bütçeler her sene artmaktadır. Önümüzdeki yıllarda ise Ar-Ge çalışmalarına ayrılan payın artmasıyla geri dönüş hızının da artacağını öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bugün önemli bir çalışmanın başladığını iftiharla duyurmak istediğini belirterek, “Türkiye Genom Projesi 29 Ekim 2019 itibarıyla kapsamı genişletilerek resmen başlamıştır. Başta muhtelif kanser türleri ve nadir hastalıklar olmak üzere pek çok durumun koruyucu, teşhis koydurucu ve tedavi edici yönüne dair sonuçlar elde etmeyi hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
TRT Avaz
www.yenicag.info