Brüksel’de EuCaSa-European Cauçasus House Avrupa Kafkasya Evi isimli svil toplum kuruluşunun organize ettiği konferansta konuşmacılar ve savaş mağduru kadınlar katıldı.
Brüksel’de bulunan Avrupa parlemontosunda çatışma bölgelerinde Kadınlar konulu Konferanında dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan savaşlarda kadınların sorunları gündeme getirildi.
Avrupa Parlemontosunda savaş bölgelerindeki savaş mağduru kadın ve çocukların sorunları tartışıldı.
Leyla Gasimova’nin sunumu ile EuCaSa-European Cauçasus House Avrupa Kafkasya Evi isimli sivil toplum kuruluşunun organize ettiği konferansta konuşmacılar ve savaş mağduru kadınlar katıldı.
Sayın misafirler,
Bana, zorla göçmen durumuna düşürülmeş kadınların sesini dünyaya ulaştırma şansı verdiğiniz için Sizlere çok teşekkür ederim.
Ben, Dağlık Karabağ bölgesinin çevresinde bulunan yedi ilden biri olan Zengilan göçmeniyim. Dağlık Karabağ savaşı sırasında 1993 senesinin sonbaharında Ermenistan silahlı güçleri Zengilan’ı işgal etti.
Ben doğal afetler yüzünden yurdumu terketmek zorunda kalmadım, ama böyle olmasını çok isterdim. Bunun yerine Dağlık Karabağ için verilen savaş sonucu çatışmaların şiddetinden kurtulmak için zorla evimi terk etmeye ve kaçmaya mecbur bırakıldım.
Şu durumda cinsi istismara ve şiddete maruz bırakılmış kadınlar ve sevdiklerini korumaya gücü yetmeyen, umutlarını kaybetmiş erkekler hakkında bir şeyler söylemek ve onları hatırlamak çok zor.
Büyük ölçekte göçe mecbur bırakılma uluslararası insan haklarının ihlalinin sonucudur. Ben devletlerden, aynı zamanda kurumlardan bizim haklarımızı ve ihtiyaclarımızı görmeyi ve tanımayı talep ediyorum. Bizim ihtiyaçlarımız ve güvenliğimiz diğer yerel vatandaşlarla aynı düzeyde sağlansa da, ben temel hak ve hukuklarımı savunamıyorum.
Şimdi sadece, sevdiklerimin mezarına sarılmak ve ağlamak istiyorum. Ama maalesef bu imkansız. Neden biliyor musunuz? Çünkü bizim kendi aile üyelerimizin ve sevdiklerimizin gömüldüğü mezarlığı ziyaret etmeye bile hakkımız yok.
Uluslararası politika ve karar kabul edenler kanun ve siyasetin operasyon düzeyinde gerçekleştirilmesi kolaylaştırılmalı ve bize yardm edilmelidir. Şimdiye kadar farklı sebeplerden dolayı uluslararası kurumlara başvurmadık.
Ama artık bunu değiştirmeli ve sesimizi dünyaya ulaştırmalıyız. Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ savaşı 25 yıldır sürüyor. Hala bir çözüm yolu yok ve ölümcül çatışmalar oluyor. Sivil insanları hedef alıyorlar… 2 yaşındaki Zehra ve onun babaannesi 50 yaşındaki Sahibe hamının katledilmesini dünyaya ulaştırmalıyız.
Ben bir zorla yuvasını terk etmiş bir kadın olarak söylediklerimin dikkate alınmasını istiyorum.
Dağlık Karabağ, Kaşmir, Rohingya gibi tüm çatışmalar mutlaka barışla çözümlenmelidirş Çatışma bölgelerindeki kadınların hepsi aynı zorluklarla mücadele ediyor, değişen tek şey zaman. Bizler insanların bir birine iyi davranmasını sağlamalıyız, bunun için siyasi irade yeterli değil.
Bu yıllar içinde Ermenistan bu çatışmadan ne kazandı? Temas hattında ateşkesi ihlal ederek öldürdükleri gençlerimizin ahından başka hiçbir şey. Bir bilyondan fazla Azerbaycanlı kendi vatanında zorla göçmen durumuna düşmüştür, bu dünya üzerinde en yüksek rakam…
Ermenistan hükümeti bu durumdan memnun mu? Şu durumda Dağlık Karabağ güvenli mi veya gelişiyor mu? Aksine Ermenistan, başarısız ekonomisini sürdürmek için diöer ülkelere ve diaspor kurumlarına bağlı…
Tek dileğim kendi yurdum Zengilanım’a geri dönmek. Zengilan her zaman benim hafızamda farklı kalacak. Hatta soluduğumuz hava ve içtiğimiz su bile daha farklıydı sanki… Orada hayat benzersizdi; bizler ondan vazgeçemeyiz. Yakın gelecekte topraklarımıza geri dönme umuduyla yaşıyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan toplumları arasında dostluk ve güvenin yeniden oluşacağını umuyoruz.
Avrupa Kafkas Evi, Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda, Parlamento Üyeleri Sajjad Karım ve Heidi Hautala’nın himayesinde savaş Bölgelerindeki Kadınlar Konferansı ve Sanal Fotoğraf Sergisi düzenlendi. Konferansta Dağlık Karabağ konusu Ermeni-Azeri çatışmasının doğrudan ve dolaylı olarak savaş kurbanı olan kadınların sorunları anlatıldı Keşmir, Abhazya ve Güney Osetya ve Kuzey Karadeniz’deki, Myanmar’daki çatışmalar üzerine yoğunlaşıldı.
Programda, savaş sırasında kadın haklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınması, çatışmaya eğilimli bölgelerdeki kadınlara yönelik şiddeti ortadan kaldırmak ve kadınların karar alma süreçlerine katılımlarını artırmaya, amaçlıyor, koruma politikalarının geliştirilmesinde toplumsal cinsiyet perspektiflerinin kullanımının teşvik edilmesine, çatışmalardan etkilenen kadınların korunmasının güçlendirilmesine ve sorumluluğunun artırılmasına ve statüsünün yükseltilmesine odaklanılmasını desteklemeye, çatışma öncesi ve sonrası kadınların durumu.
Sürdürülebilir barışın güvence altına alınmasına katkıda bulunmak gibi konular konuşuldu.
Konferans süresince, Avrupa Komisyonu Eşbaşkanının kurucusu Dennis Sammut – Lia Jobava Başkanı, Keşmir Konseyi Avrupa Başkanı Lideri, Avrupa Komisyonu Avrupa Konseyi Başkanı Heidi Hautala, Wajid Khan, Proje Lideri Leyla Gasimova Manchester Çok Yönlü İnanç Merkezi Mütevelli Heyeti ve Manchester İnanç Ağı Eşbaşkanı Ali Raza Syed, Bayan Caisra Sahraz’ın konuşmalarında devam eden çatışmalar sırasında kadın ve çocukların korunmasında aktif rol oynamanın önemini vurguladı, kadın nve çocukların haklarının ihlal edilmemeleri gerektiğini vurguladı.
Barış görüşmeleri, terörle mücadele programları ve çatışma sonrası yeniden yapılandırma konuları konuşuldu. Çatışma önleme ve barış inşası konusundaki müzakerelerde sivil toplumu, özellikle de UIYOK’leri ve mülteci kadınları dinlemenin önemini vurguladılar ve barış görüşmelerini çeşitlendirmenin gerekliliğini altını çizdiler.
Barış ve süreçlerinde, en çok etkilenen tarafları, özellikle de kadınları ve kız çocuklarını dışlayarak, sürdürülebilir barış görüşmelerinde başarısız oluyoruz. Çatışma bölgelerinde çatışmalara ve yerinden olmaya uzun vadeli çözümler bulmaya odaklanarak, tüm çatışan tarafların ihtiyaçlarının bütüncül bir şekilde ele alınmasını sağlamak için kalkınma aktörleri ile yakın çalışmaya devam etme ihtiyacını vurguladılar.
Dağlık Karabağ’da Ermeni-Azerbaycan çatışması sırasında, Dağlık Karabağ’a bitişik olan ve 1993 sonbaharında Ermeni güçlerce işgal edilen yedi Azerbaycan bölgesinden biri olan Zəngılan’dan Vafa Farajova,Gürcistan’dan Lia Jobava yaşananları anlattı.
#Spreadhummüsnothate ve #westandtogether
On 7th December 2017 at the European Parliament in Brussels, the European Caucasus House (NGO) organized the Conference and Virtual Photo Exhibition of Women’s Monologues in Conflict Zones which was co-hosted by MEPs Sajjad Karim and Heidi Hautala. The project was concentrated on women who have become direct and indirect victims of the ongoing Armenian-Azerbaijani conflict over Nagorno-Karabakh and those conflicts over Kashmir, Abkhazia and South Ossetia, and the northern Rakhine state of Myanmar.
The purpose of this gathering was to build awareness, momentum and understanding of the importance of women’s participation in the achievement of sustainable peacebuilding. The event allowed participants to learn more about the affected women and children and to experience their feelings and attitudes towards war and peace.
The program was aimed to recognise women’s rights during the war; eliminate violence against women in conflict-prone areas and support the focus on increasing women’s participation in decision-making, promoting the use of gender perspectives in policy development, strengthening the protection of women affected by conflict and amplifying calls for accountability and advancing the status of women in post-conflict settings. In the meantime, the program addressed to contribute to securing peace and find long-term resolutions to the frozen and ongoing conflicts.
During the conference chief speakers MEPs Sajjad Karim, Heidi Hautala, Wajid Khan, project Chairperson- Leyla Gasimova, Director of the LINKS organisation – Mr Dennis Sammut, Co-founder of the European Caucasus House- Mrs Lia Jobava, Chairman of the Kashmir Council Europe- Mr Ali Raza Syed, Trustee of Manchester Multi-faith Center and Co-chair of the Faith Network for Manchester- Mrs Qaisra Shahraz highlighted the importance of the active role of women during the other ongoing conflicts, emphasizing that they should not be neglected in peace negotiations, demobilisation programmes and post-conflict reconstruction. They stressed the importance of listening to civil society, particularly IDP and refugee women, in all deliberations on conflict prevention and peacebuilding, and the necessity of making peace negotiations more diverse. By excluding the most affected sides, especially women and girls, in peacemaking and peacebuilding processes, we are failing in achieving sustainable peace negotiations. They highlighted the need to continue working closely with development actors to ensure that the needs of all conflicting parties are addressed in a holistic manner, with a focus on finding long-term solutions to conflict and displacement in conflict zones.
Azerbaijani IDP Mrs Vafa Farajova, from Zangilan, one of the seven Azerbaijani regions that are adjacent to Nagorno-Karabakh that was occupied by Armenian forces in autumn of 1993, during the Armenian-Azerbaijani conflict over Nagorno-Karabakh, urged States and all those dealing with issues of displacement to recognise their rights and their needs. “Although we have been provided with special measures of protection and assistance, and are being treated equally with non-displaced citizens, I am unable to defend and use my basic rights.”
www.yenicag.info