“Ermenistan Türkiye için Çernobil hazırlıyor!”
Yeni Çağ Azerbaycan‘ın haberine göre; Azerbaycanlı gazeteci Günay Arda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup kaleme alarak, kardeş ülke liderini Ermenistan’dan bölgeye ekolojik terör saçan Metsamor Atomik Enerji Santrali’nin bir an önce kapatılması için harekete geçmeye çağırdı.
Ünlü gazetecinin söz konusu mektubunu okuyucularımızla paylaşıyoruz:
Iğdır’da mahvolan yavrular için çağrı – Erdoğan’a açık mektup
Türkiye’nin her yeri, her bir karışı benim için özeldir, ikinci vatandır. Türkiye, tüm Azerbaycanlılar için olduğu gibi benim için de candan ayrı candır. Türkiye’nin Iğdır adında bir ili var ki, Azerbaycan’la Türkiye’nin bir olduğu, aynılaştığı bir topraktır. Iğdır Safevi’den en son kopan bölgedir. Bildiğiniz üzere Iğdır nüfusunun büyük bir kısmı Azerbaycanlıdır. Buradaki Azerbaycanlıların bir bölümü Erivan’dan sürgün edilenler, diğer bir bölümüyse yedi nesli bu toprakta doğup büyüyenlerdir. Iğdır hem de Erivan’a en yakın bölgedir. Bizim toprağımızı görebilmemiz için bir penceredir. Zamanında Iğdır deyince herkesin aklına elma bahçeleri ve yeşil alanlar geliyordu. Boşuna buraya Yeşil Iğdır dememişler. Ama şimdi ne o eski yeşil alanlar, ne de o huzur var. Iğdır’ın en önemli serveti insanları. Onlarsa…
Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı,
“2016 Mayıs ayında çalıştığım Azvision.az haber portalı tarafından röportaj için Iğdır’a gönderildim. Iğdır’ın Kazançı, Melekli, Elmagöl, Sarıçoban, Necefali, Kacarlar, Kasımcan, Alibeyköy ve diğer köylerini karış karış gezdim. Iğdır’da bulunduğum sürede canlı terör olayının şahidi oldum. Iğdır’daki insanlar hem manen, hem fiziken terör kurbanlarıdır. Bu süreç yıllardır devam ediyor. Bu terörü Iğdırlılar her gün yaşıyorlar. Iğdır’ın Ermenistan’la sınır kapısı olan Alican’la 500 metrelik mesafede bulunan Metsamor isimli zehir kaynağı faaliyet gösteriyor. Bu, Iğdır’ın kent merkezinden sadece 30 kilometrelik bir yol demek. Yıllardır tüm dünya Metsamor Atomik Enerji Santrali’nin zararını, sebep olduğu faciaları Ermenistan yönetimine anlatamıyor. Metsamor, tehlikeli maddelerin hava yoluyla taşındığı dünyadaki tek atomik enerji santralidir. Metsamor’a tehlikeli maddeler taşıyan tek bir helikopterin patlaması, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Iğdır, Kars ve Erzurum’un haritadan silinmesine yetebilir. Eğer böyle bir olay yaşanırsa o patlamanın yol açtığı kötü şartları Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan, Rusya, aynı zamanda Ermenistan vatandaşları yüz yıllarca yaşayacak.
Siz, Azerbaycan halkının asırlardır yaşadığı facilardan haberdarsınız. Biz teröre, soykırıma maruz kaldık. Toprağımızdan sürgün edildik, şehitler verdik, küçücük yavrularımızı, yaşlı ebeveynlerimizi kaybettik. Bizim için Ermenistan’ın yaptığı terör, işgence yeni bir olay değil. Iğdır ziyaretime kadar bu devletin Türklere yönelik yaptığı hiçbir zulümün beni artık şaşırtmayacağını düşünüyordum. Hem de modern dünyada hiçbir terör olayının gizli kalamayacağını sanıyordum. Ermenistan beni bir kez daha şaşırtmayı başardı. Demek ki bu devletin işgence yöntemleri manyaklık düzeyine ulaşmış. 21. yüzyılda Türkiye gibi İslam dünyasının en gelişmiş devletinin bir parçası olan Iğdır’a yönelik Ermenistan hem açık, hem de gizli terör gerçekleştiriyor. Iğdır’a yaptığım ziyarete kadar ben Hocalı’dan sonra bir daha sakat bırakılmış kadın ve çocuk görmeyeceğimi düşünüyordum. Demek ki boşuna umutlanmışım. Iğdır’da her beş kadından dördü kadın hastalıklarından acı çekiyor. Meme kanseri, ölü doğan bebekler Iğdır’da gündelik olaylara dönüşmüş durumda. Iğdır’da altı parmaklı, kör doğan bebekler dünyanın geleceğine karşı savaş değil de ne?
Metsamor Atomik Enerji Santrali’nin etkisi sadece insanlara değil, doğaya karşı da cinayettir. İki kafalı doğduktan hemen sonra ölen hayvanları dünyadaki hayvan hakları savunucuları neden görmüyor?
Metsamor Atomik Enerji Santrali Aras çayınının suyuyla soğutuluyor. O suysa karasal sularla tekrar nehire geri dönüyor. Bu su hem içecek olarak, hem de sulamada kullanılıyor. Metsamor, 1979’dan beri çalışıyor. Bu süre zarfında santral bir kez olsun tamir edilmemiştir. Ermenistan yönetimi, defalarca Metsamor’un kapatılacağına dair dünya ülkelerine söz verse de diğer vaatleri gibi bunu da tutmuyor. Burası, dünyadaki en güvensiz enerji santrali olarak kabul ediliyor. Hatta inşa edildiği sırada bile SSCB bilim adamları santralin Ağrı dağı gibi tektonik bir bölgenin yakınında bulunduğu için bu projeye karşı çıkmışlar.
Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Yeşil Birlik gibi önemli kurumlar Metsamor’u en tehlikeli atomik enerji santrali olarak nitelendiriyor. Sonuç olaraksa hiçbir şey değişmiyor. Ermenistan, her zamanki gibi insan kavramının önemine, ekolojik güvenlik gibi konulara karşı anlayışsızca davranıyor.
Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı,
Ermenistan Türkiye için Çernobil hazırlıyor. Her gün sağlığını kaybeden Iğdırlılar, Türkiye vatandaşları artık bu durumdan bıkmışlar. Büyük bir teessüfle belirtmek isterim ki, Türkiye medyası bu konuyu yeterince gündeminde tutmuyor. Hatta benim röportajımdan sonra birkaç Türkiyeli gazeteci arkadaşım, Iğdır’daki Metsamor terörünün bu kadar ciddi olduğunu yeni öğrendiklerini söylediler.
Iğdır sakinlerinin yüzünden hüzün eksik olmuyor. Çünkü her ailede hasta ve sakat var. Her ailede mutlaka en az bir kişi kansızlık, kroniki baş ağırısı, kan zehirlenmesi, bronşiyal astım gibi hastalıkların taşıyıcısı. Her sene onlarla insan Iğdır’ı terk ederek başka şehirlere yerleşiyor. Iğdır’ın her duvarında savaş ve kan izi var. Iğdır’da her bir yaşlı vatandaş büyüklerinin, yakınlarının nasıl büyük zulümlere maruz kaldığını konuşuyor. Iğdır’da diri diri gömülen Türklerin mezarlığı dünya tarihi için bir lekedir. Tüm bunlara rağmen Iğdırlılar topraklarını hiçbir zaman terk etmemiş. Metsamor terörüyse kılınç gücüyle bu toprakları terk etmeyen insanları buradan sürgün ediyor.
Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı,
Iğdırlıların Metsamor’un kapatılması için atacağınız adımlara ihtiyacı var. Ermenistan’ın ucuz enerji elde etmek için Türk kanını harcaması insanlığa sığmıyor. Türkiye Cumhuriyeti, şu anda vatandaşının tırnağına gelen taşı bile önleyecek güce sahip. Buna tüm kalbimle inanıyorum.
1915-1920 yılları arasında katledilen, kafası kesilen, canlı canlı gömülen Türklerin hatırasını ebedileştirmek için Iğdır’da bir Anma Müzesi var.
Umuyorum ki, 10 sene sonra Metsamor’un kurbanları için böyle bir anıtın inşa edilmesine gerek kalmayacak…
Günay Arda “
www.yenicag.info