Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), aşırı sıcaklıklar, stres, sıtma ve kolera gibi hastalıklarla insan sağlığına doğrudan zarar veren iklim değişikliğinin, 21.yüzyılda en büyük sağlık tehdidi olabileceği uyarısında bulundu.
Kanada’da yapılan bir araştırma, üç ayrı eyalette yoğun olarak bulunan buzulların önemli kısmının küresel ısınma nedeniyle 50 yıl içinde yok olacağını ortaya koydu.
İspanya’nın başkenti Madrid’de pazartesi günü başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’ndan (COP25) bir gün sonra, DSÖ iklim değişikliğine yönelik yeni raporunu açıkladı.
BM’nin alt kuruluşlarından DSÖ’nün 101 ülkede yaptığı araştırma sonuçlarına göre hazırlanan raporda, pek çok ülkenin iklim değişikliğine karşı hazırladıkları planları hayata geçirmediklerinin altı çizildi.
“İklim değişikliğinin etkilerinden insan sağlığını korumak her zamankinden daha acildir.” ifadesine yer verilen raporda, ülkelerin gittikçe artan bir şekilde iklim değişikliğine önem vermesinin yeterli olmadığına vurgu yapıldı.
Raporda, iklim değişikliğine yönelik plan ve stratejileri hayata geçirebilmesi için ülkelerin gerekli finansmanın sadece yüzde 38’ini tedarik edebildiği, bu durumun da endişe verici olduğuna işaret edildi.
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi kiraz ve erik ağaçlarının çiçek açmasına neden oldu. İlçeye bağlı Osmancık Mahallesi’nde Salim Çetin’e ait meyve bahçesinde bulunan kiraz ve erik ağaçları, havaların sıcak gitmesi üzerine tomurcuklandıktan sonra, çiçeklenip meyveye durdu.
İklim değişikliğinin, aşırı sıcaklıklar, stres, kolera ile sıtma dahil sivrisinek kaynaklı hastalıklarla insan sağlığına doğrudan zarar verdiği ifade edilen raporda, bu sorunun potansiyel olarak “21’inci yüzyılda en büyük sağlık tehdidi olabileceği” uyarısı yapıldı.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, “İklim değişikliği sadece gelecek nesillerin ödemesi gereken bir fatura değil, aynı zamanda insanların günümüzde sağlıklarıyla ödedikleri bir bedeldir.” ifadesini kullandı.
Adhanom, ülkelerin “iklim değişikliğine karşı harekete geçmek ve insan sağlığının günümüzde ve gelecekte korunması için ihtiyaç duydukları kaynaklara sahip olmalarının ahlaki bir zorunluluk” olduğu değerlendirmesinde bulundu.
www.yenicag.info