Aytek Yusifsoy
FETÖ terör örgütünün lideri Fetullah Gülen’in Azerbaycan’daki destekçileri kamuflaj taktiğine geçtiler.
Yenicag.az‘ın haberine göre, Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra ülkemizde hızla yayılmış Fetullah Gülen ağına bağlı yapılar uzun süre komforlu bir şekilde faaliyet göstermiş ve çirkin amaçlarına doğru ilerlemiştir.
Tüm duvarların bir sınırı olduğu gibi hem Türkiye’de, hem Azerbaycan’da en önemli devlet kurumlarına sızmayı başaran Gülencilerin gerçek amaçları sonunda gün yüzüne çıktı. Türkiye’de FETÖ’ye karşı başlayan mücadele dalgaları Azerbaycan’a da ulaştı ve “hoca”nın devlet kurumlarındaki “imam”ları, aynı zamanda onların kontrolü altındaki medya yapıları teker teker temizlendi. Gülen’in Azerbaycan’daki ağı siyaset, eğitim, edebiyat, kültür ve diğer tüm alanları kapsamaktaydı. FETÖ’cüler ekonomik alanda da büyük pay sahibiydi ve buradan kazandıkları parayı Azerbaycan’daki ağın büyümesine harcıyorlardı. Gülen’in Azerbaycan’daki en önemli adamı Elnur Aslanov, 2014’te Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in emriyle Cumhurbaşkanlığı’ndaki görevinden alındı. Böylece “gemi” kaptansız kaldı ve ağın “siyasi kanadı” felç geçirdi. Daha sonra Aslanov’un sayesinde farklı görevlere atanmış FETÖ’cüler durgunlaştı.
Ancak Azerbaycan’daki FETÖ ağının “siyasi kanadı” felç geçirse de, diğer alanlarda özellikle de eğitim ve edebiyat alanlarındakiler, Fetullahçı tutumlarını korumayı başardılar.
Son üç senede, en çok ta Türkiye’de yaşanmış 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Azerbaycan’daki Gülen okullarının kapatılmasına şahit olduk. Ancak gerçeklik şunu gösteriyor ki, kapatılmış Gülen okulları Azerbaycan’daki “gizli eller”in yardımıyla başka isimler altında çalışmalarını sürdürmeye ve çocukların beyinlerini zehirlemeye devam ediyor. Bu anlamda somut bir isim vermek gerekiyorsa, “İstek” lisesini örnek verebiliriz.
Edebiyat alanında da kendilerine yer edinmiş Gülenciler Yazarlar Birliği’nin Başkanı Anar’ın sayesinde “hocanın şerefine” 30 yıldır coşkuyla “üretiyorlar”. Gülen’le ilişkilerini inkar eden Yazarlar Birliği, şu anda Azertbaycan’daki FETÖ’cülerin “kalesi”. 10 yıl önce Fetullah Gülen’in 32 dilde yayın yapan resmi sitesinde Azerbaycanlı şair, Yazarlar Birliği’nin üyesi Ramiz Gusarçaylı’nın “hoca”ya ithaf edilmiş “Efendim” şiirinin yer alması tesadüf mü?!
2007 25 temmuzda yayınlanan o şiirin son mısraları yazarın Gülen’le ilgili tutumunu gözler önüne seriyor:
El ver, hakkın elçisi,
Yol ver, hakkın yolçusu,
Fetullah Gülen Hoca!
Fetullah Gülen Hoca!
Daha önce belirttiğimiz gibi şiir 2007’de- yani tüm dünyada “Gülen fenomeni”nin yükselişe geçtiği bir zamanda kaleme alınmış. Son on yılda köprünün altından çok sular aktı, Gülen’in gerçek yüzü ve amaçları ortaya çıktı. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Gülen’in kurduğu örümcek ağına benzeyen ağ dağıldı. Peki acaba Gülen’e “hakkın elçisi” diye hitap eden Azerbaycanlı şairinin tutumu değişti mi?
Yeniçağ bu soruyu bizzat “Efendim” şiirinin yazarı Ramiz Gusarçaylı’ya sordu. İşte şairin cevabı:
“1991 yılından sonra Azerbaycan’da Türk liseleri açılıyordu ve o okullardan biri de Guba’daydı. Ben o lisede ders veriyordum ve çalıştığım sürede Türkiyeli arkadaşlarla ilişkilerim oluşmuştu. Bir defasında arkadaşlardan biri bana 1990 20 Ocak faciasından sonra Gülen’in İzmir camisinin önünde yaptığı konuşmayı izletti. Ben bu videonun etkisiyle “Efendim” şiirini yazdım.”
Gusarçaylı, Gülen ideolojisiyle ilişkilerini inkar etmeye çalışsa da ve siyasi çatışmalara karışmadığını söylese de, deliller onun bu ağla ilişkileriyle ilgili tamamen başka şeyler söylüyor.
Bu resim Gusarçaylı’nın “İstek” lisesinin düzenlediği etkinliğe katıldığını kanıtlıyor:
Güleni övmekte sınır tanımayan Azerbaycanlı yazarlardan bir diğeri Muhammed Nesipli’dir. O her yazısında “Hoca efendi”yi ilahlaştırmaya çalışıyor. Onun 20 mayıs 2010’da yayınlanan yazısında da bu durum açıkça görünüyor.
Fəthullah Gülən yüz rasional sualda
Gülen’i üstadı olarak görenler arasında Azerbaycan Akademisyenleri Eğitim Konseyi’nin Başkanı profesör Ejder Ağayev de var. Söz konusu profesör, 6 eylül 2012’de Gülen’in sitesinde yayınladığı “Bilimsel ve içsel bilgeliğin zirvesine götüren yol” isimli makalesinde Gülen’e olan hayranlığını açıkça ifade ediyor.
“Böylelikle her zaman yapılan çalışmaların asla ve asla kendi şahsına ait edilmemesini, ilahi bir lutfün sonucu olduğunu tekrar etmekten yprulmayan devrimizin büyük filozofu, bilim ve irfan aşığı muhterem Fetullah Gülen Hoca efendinin yeni projesine canlı şahit olduk. Eğer bu dahiyane şahsiyyetin dediklerine kulak verirsek, onun ne kadar büyük düşündüğünü kolaylıkla anlamamız mümkün olacaktır”
Konuya tekrar döneceğiz…
www.yenicag.info
