Nahçivan'dan Şuşa'ya: Türk dünyası yeni döneme daha güvenle adım atıyor

Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşları Devlet Destek Ajansı’nın 2024 yılı küçük hibe yarışmasını kazanan “Orta Asya ve Güney Kafkasya İfade Özgürlüğü Ağı” Kamu Birliği (CASCFEN), “Çağdaş Türk Toplumunun İletişim Temelleri” adlı projenin uygulamasına başladı. 1 Ağustos-31 Ekim tarihleri arasında hayata geçirilecek proje, modern çağda Türk dünyasının birliğine giden yolda gösterilen çabalar, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti de dahil olmak üzere Azerbaycan’ın Türk Birliğine giden yolda oynadığı rolü kapsıyor.

Projenin amacı, Azerbaycan’ın bu doğrultuda modern Türk birliği, bu birlik için yasal dayanak olarak kabul edilen ve 3 Ekim 2009’da imzalanan Nahçıvan Anlaşması’nın önemini çeşitli tedbirlerle başta gençler ve okul çocukları olmak üzere Türk dünyası toplumuna aktarmaktır. Proje kapsamında bir takım çalışmaların yürütülmesi, ayrıca, konuyla ilgili Türkiye, Azerbaycan ve diğer Türk ülkelerinden uzmanların görüşleri alınarak 3 makale hazırlanması planlanıyor. CASCFEN tarafından yaptırılan 3 yazıdan ikincisi okuyucuların beğenisine sunuluyor.

Nitekim uzun yıllardır Türk dünyası üzerine araştırmalar yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) araştırmacı ve yazar Züleyha Karaman, şunları söyledi: “15 yıl önce Nahçıvan’da temelleri atılan modern Türk birliği, geçen süreçte başarıyla gelişerek büyük ve köklü bir çınar ağacı gibi dik durdu”.

Züleyha Karaman: “Türk çınarı ulu ve köklü bir çınardır. Çınarın dallarını dünyanın her yanında görmek mümkündür. Uzun yıllar ayrı kalınmış olsa bile aynı çınarın köklü dalları olmanın bilinciyle gönüller, duygular ve verilen mücadele hep aynı…” dedi.

Züleyha Karaman, ayrıca “Türk devlet ve topluluklarının güç birliği yapmaları için özünde, neler yapılması gerektiğini 100 yıl önceden, Gaspıralı İsmail “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” ülküsünü rehber olarak önümüze koymuştu. Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) temelini oluşturan Türk Konseyi 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da imzalanmış, Türk Dünyasının konularının devlet politikası haline gelmesiyle ortak sorunlar, ortak çözümler sağlanmaya başlanmış, birlik yolunda ilerleme kaydedilmişti” dedi.

Z. Karaman’a göre Nahçıvan’da imzalanan anlaşma, Türk dünyasının birliğini sağladı ve Azerbaycan’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferine ışık tuttu: “Bu kapsamda Nahçıvan’dan Şuşa’ya; birlik yolunda atılan adımlar ve etkisi daha iyi görülüyor. Azerbaycan’ın ve Türk Dünyası’nın kültür başkenti Şuşa’da 5-6 Temmuz tarihlerinde yapılan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi, diğer unsurlar yanında, Türk Dünyasının birbirinin derdinianlamaya ve sahiplenmeye başladığını göstermesi bakımından da ayrıca önemli. İşgalden kurtarılan Şuşa’da tarihi gardaşlar buluşması yaşandı, çok önemli mesajlar verildi… Bu tarihi buluşmaya, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daveti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da katıldı. Zirvenin sonunda “Karabağ Deklarasyonu” imzalandı.Yapılan konuşmalarda ve Deklarasyonda, Akdeniz’de KKTC’nin varlığı ve stratejik önemi bir kez daha öne çıktı”.

Z. Karaman’a göre Zirvede, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in şu sözlerinin de altını çizmek gerekiyor: “Azerbaycan her zaman Türk dünyasını birleştirmek, siyasi, ekonomik ve askeri gücünü artırmak, küresel arenada bir güç merkezi haline gelmek için çaba sarf etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı dünyanın güç merkezlerinden biri haline gelmelidir. Geniş bir coğrafyayı kapsıyoruz, üye ülkelerde olumlu demografik dinamikler gözleniyor, askeri potansiyelimiz savaş alanlarında defalarca kendini gösterdi. Zengin doğal kaynaklarımız, bunların ulaşımına yönelik modern altyapımız, Orta Asya’yı, Kafkasları Akdeniz ve Karadeniz limanlarına bağlayan ulaşım koridorlarımız, zengin ve kadim tarihimiz, kültürümüz büyük zenginliğimizdir. Halkımızın geleneksel değerlere olan bağlılığı ve aynı etnik kökene sahip olması ülkelerimizi bir araya getirmektedir. 21. yüzyıl Türk dünyasının gelişme yüzyılı olmalıdır.”

Z. Karaman, ayrıca şunları söyledi: “Zirvenin ardından imzalanan Karabağ Deklarasyonu’nda da Türk dünyasının ortak değerleri vurgulanarak, stratejik ortaklıklarını daha da güçlendirmek, derinleştirmek ve TDT’nin ortak stratejisini şekillendirmek için Türk devletlerinin siyaset, ekonomi, ulaştırma, savunma sanayisi, insani, eğitim ve kültür alanlarındaki tüm potansiyelini ve fırsatlarını kullanmasının önemi vurgulandı”.

Türkiyənin Osmaniye Korkut Ata Üniversitetinin İktisadi ve İdari Bilimler Fakultəsinin dekan yardımcısı Dos. Dr. Fatih Çağatay Baz , öncelikle Nahçıvan dahil olmak üzere Azerbaycan’ın modern Türk dünyasının daha derin entegrasyonunda olağanüstü bir role sahip olduğunu belirtti: “Bugün modern Türk dünyası denildiğinde tüm gözlerin Türk Devletleri Teşkilatına çevrilmesi tesadüf değildir. “TDT nasıl oluştu?” diye sorduğunuz zaman cevap, 15 yıl önce Azerbaycan’da kadim bir Türk toprağı olan Nahçıvan’da imzalanan Anlaşma dikkata alınır. Ben inanıyorum ki Modern Türk birliğinin kuruluş tarihi 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da yazıldı”.

Doç. Dr. Fatih Çağatay Baz’a göre, bu tarihin daha derinlemesine incelenmesinin, Nahçıvan Anlaşması’nın tarihi ve stratejik öneminin gelecek nesillere aktarılmasında öğretmenlere ve sivil toplum kuruluşlarına önemli bir görev düşmektedir: “Elbette burada Türk dünyasının tüm bireylerine önemli sorumluluklar düşüyor. Ancak öğretmenleri ve STK sektörünü tesadüfen ayırmadım. Çünkü öğretmenler herhangi bir tarihle ilgili bilgi tabanını oluştururlar. Bu bilgi ve birikimin kamuoyuna aktarılmasında STK’lar da önemli bir rol oynamaktadır. Bu bakımdan CASCFEN’in hayata geçirdiği projenin de önemli olduğunu düşünüyorum”.

Şuşa’da yapılan zirveye gelince, Doç. Dr. Fatih Çağatay Baz bunun önemli bir adım olduğunu kaydetti: “Bu olaylar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın üye ülkeler arasındaki işbirliğini güçlendirme, bölgesel istikrar, refah ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme kararlılığını sürdüreceğini göstermektedir. Zirvenin sonucu bu hedeflere ulaşma yolunda önemli bir adımdır. Özellikle bir konuya odaklanmak istiyorum. Bu, Şuşa’daki zirvenin organizasyonudur.”

Doç. Dr. Fatih Çağatay Baz, ayrıca şunları söyledi: “Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin devlet başkanları ve üst düzey yöneticileri Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde bir araya geldi. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’ in ev sahipliğinde 6 Temmuz 2024 tarihinde düzenlenen zirve başarılı şekilde sonuçlandı. Zirvenin önemi alınan kararların yanı sıra gelecekteki işbirliklerinin kapsamlı şekilde ele alınmasıdır. Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatının güçlendirilmesi kararlaştırıldı. Bunu sağlamada personel ve bütçe artışı sağlanacak”.

Doç. Dr. Fatih Çağatay Baz’a göre, yaşanan bu gelişmeler Türk Devletleri Teşkilatının, üye devletleri arasındaki işbirliğini güçlendirme ve bölgesel istikrar, refah ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme konusundaki kararlılığını sürdüreceğini göstermektedir: “Zirvenin sonuçları, bu hedeflere ulaşılmasında önemli bir adım teşkil etmektedir. Zirvenin Şuşa’da gerçekleşmesi özgürlüğünün ardından Türk Dünyası açısından mutluluk verici, dünyadaki toprakları esir altındaki devletlere umut verici nitelikteydi. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in ifadeleri ile “Zirve’ nin Şuşa’da yapılması büyük sembolik anlam taşımaktadır. Şuşa, 4 yıldır özgür ve orada hızlı imar ve ihya çalışmaları yapılıyor.” Bu anlamda kardeş desteği Şuşa’da bir kez daha ortaya konuldu. Ayrıca KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ da Aliyev’in daveti üzerine Şuşa’da yer aldı. Uluslararası camia tarafından KKTC’nin daha fazla kabul edilmesi yönünde atılımlar ve gelişmeler sağlandı ve bu da zirvenin önemli mesajlarından birisiydi. Sonuç olarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Şuşa’ da toplanması, genişletilmesi yönünde adımların atılması, Türk Dünyası ile ilgili uluslararası mesajlar verilmesi zirvenin önemini gösterdi”.

Cavid Şahverdiyev

www.yenicag.info

219