Iğdır Milletvekili Nurettin Aras Yeniçağ.Az‘a konuştu. Azerbaycan asıllı milletvekili ile söyleşini sunuyoruz:
Nurettin bey, Hocalı Soykırımı 25. yılını başa vurdu. Ama hala ne bu cinayeti işleyenler cezalandırıldı, ne de topraklarımız geri verildi…
– Modern dünya`da Karabağ katliamlara sahne olmaktadır. Bu uygar geçinen ama modern putperestliğe müptela olan Batılılar çifte standartlarla Azerbaycan’ın meşru haklarının göz göre göre ihlal edilmesine, Ermenistana ve onun taraftarlarına göz yumarak vermektedir. Bu kabul edilebilir birşey değil. Ermeniler bu yayılmacı politikalarını durdurup, işgal ettikleri topraklardan- kadim bir Türk toprağı olan Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nden derhal geri çekilmelidir. Orada Hocalı’da olduğu gibi bir insanlık suçu işleyerek soykırım yaptılar. Şu anda da işgal edilen yedi ilde ve Dağlık Karabağda bizim medeniyetimize ait olan kültürel yapıları yok etmeye çalışmakta, aynı zamanda bir kültür terörü ve kültür soykırımı yapmaktadırlar. Şunu bilmelidirler ki, oralar Türkün kokusunu taşımaktadır. 7 Aralık 1988’de “Türksüz ülke” günü kutlaması yaparken Deninakın depremini yaşadılar. Bu onlara ilahi adaletin bir dersiydi. Hala anlamamışa benziyorlar. Mutlaka bir gün Karabağa üçrenkli bayrak dikilecektir. İstiyoruz ki, bu sulh yoluyla olsun. Biz bu acıları yaşarken bu acılar da bize birşeyler öğretiyor. Nedir o? Biz her zaman hazırız. Bizi çağırdıkları zaman hazır olduğumuzu ve harakete geçmeyi beklediğimizi kaydetmek istiyorum.
– Sayın milletvekilim, öten sene Nisan ayındaki çatışmalardan sonra yıllardan beri susan AGİT bir anda harakete geldi ve Azerbaycan’ın savaşı durdurmasını talep etti. Yeniden bölgede çatışmalar var ve Azerbaycanın biraz da ilerleme kaydettiğine dair iyi haberler de gelmekte. Sizce, bu AGİT’i artık dinlememe vakti gelmedi mi?
– Birleşmiş Milletler’in 822, 853, 874 ve 884 sayılı bəyannameleri var. İşgal edilen topraklardan Ermenistan derhal çekilmelidir. Ama bu şımarık devlet manevi anlamda bağlı olduğu Batı devletleri tarafından korunmakta ve dünyadaki bütün siyasal ve sivil toplum örgütlerinin “çekilmesi gerekir”, “tahliye etmesi gerekir”, “boşaltması gerekir” gibi ikazlarına, uyarılarına rağmen bunlar direnmekte devam etmektedirler. Sadece Birleşmiş Milletler değil, Avrupa Parlamentosu, Minsk Grubu , İslam teşkilatlarının da bu konuda vermiş olduğu kararlar var. Onlar işgalci pozisyondalar. Oldu-bittiye getirmek istiyorlar, ama Azerbaycan bugünkü sınırı asla kabul etmez. Eski sınırlara dönülmesi lazım.
– Nurettin bey, siz geçen sene de Hocalı soykırımının tanınması konusunu TBMM’de dile getirdiniz. Milletvekili olmadan önce de devamlı olarak bu konuya değiniyordunuz. Bildiğimiz kadarıyla bütün milli partilerin de bu konuda görüşleri aynıdır. Neden bu konuda bir ilerleme kaydedilmiyor?
– Hocalı ile alakalı ilk çalışmaları yapan Iğdır Belediye’sinin Başkanı olarak ben Iğdır, Türkiye ve Avrupa’da geldiğimiz noktada bir olgunlaşma olduğunu düşünüyorum. O yüzden önümüzdeki aylarda iyi bir çalışma yaparaktan TBMM’de Hocalı soykırımın gündeme getirilmesini planlıyoruz. İnşallah biz Meclisimizde kabul ederken diğer belediye başkanlarımıza, genel meclis teşkilatlarımıza da meclislerinde Hocalının bir soykırım olarak kabul edilmesi ile ilgili karar almalarını tavsiye edeceğiz. Bu konuda da yoğun çalışmalarımız, temaslarımız olacaktır.
Söyleşini kaleme aldı: Aytek YUSİFSOY
Tr.Yeniçağ.Az
www.yenicag.info